Lyssa | KAI ✓

Bölüm 23

Keyifli okumalar 🍷

Güneşin doğuşunu izlerken bulunduğum duruma lanet ediyordum.

Tamam, bebekleri severdim ve bu bebeği de Kai gerizekalısına bırakmak istemiyordum ama çocuk bana Çin işkencesi çektiriyordu.

O suspus, tatlı ve de sakin bebek gitmişti. Yerine tam bir canavar, sürekli ağlayan ve kusan bir çocuk gelmişti. Tüm gece, bir dakika bile susmamıştı.

En sonunda ben onu sakinleştirdiğim için değil de saatlerdir ağlamaktan yorulduğu için uykuya dalmıştı.

Kafamı yastığa koydum, azıcık uyku için bebeğe yalvarmıştım. Evet, bunu yapmıştım. Sanki anlayacak gibi ona ağlamayı keserse araba almayı bile teklif etmiştim.

Çünkü uykusuzluk tüm beyin fonksiyonlarımın içine etmişti.

Bana beş dakika gibi gelen bir süre boyunca gözlerimi kapattım, hafif uykumdan çalan zille uyandığımda küfrederek saate baktım.

Saat ne ara 11 olmuştu?

Kapıyı açan olmadıkça daha çok çaldı, aslında kalkmaya niyetim yoktu ama bu velet uyanırsa gecenin tekrarını yaşardık ve benim buna gücüm yoktu.

Bu yüzden zahmet edip kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm iki salak göz devirme isteği uyandırmıştı. Bu ev onların değil miydi, anahtarları falan yok muydu?

"İnsan gibi çalsanıza şu zili"

Sehun kapıdan çekilmemi beklemeden beni itti ve içeri girdi. Arkasından da Baek yanağımdan makas alarak girdi. Yanağıma dokunan elini bir taraflarına sokmak istiyordum.

Sakin ol, Iseul. Onlara iyi davranmak zorundasın.

"Kapıyı açın diye yaptık herhalde, mızmızlanma." Salona geçip koltuklara oturduklarında, ben de karşılarına oturdum. "Anahtarınız falan yok mu sizin?"

Baek elini cebine soktu ve üstünde dört tane anahtar olan anahtarlığı sallamaya başladı. Bu çocuk ne biçim kötü çocuktu amına koyayım? Anahtarlığında ayıcık vardı be!

"Tabiki vardı ama sizi sevişirken yakalamak istemedik."

Bizi Chanyeolle kendisi gibi mi sanıyordu? Her yerde seks yaptıklarını tahmin etmek zor değildi, insan kendinden pay biçiyordu işte.

"Sevişmiyorduk, bu evde bir bebek var."

"Evlilik fantezisi yapardınız? Bebek ağlamasına karışmış inlemeler falan?" Sehun yüzünü buruştururak kendi söylediğinden iğrenince ben de yüzümü buruşturdum.

Kainin altında olduğum halden çok memnun değildim, bir de bize eşlik eden bir bebek sesi başımı ağrıtıyordu. Hele bitince gidip o çocuğu susturması gereken kişinin ben olduğumu düşünmek ölme isteği uyandırıyordu.

"Ben çok söyledim ama dinlemedi."

Kai tüm yavşaklığıyla konuya dahil olduğunda kafamı merdivenlere çevirdim. Tişörtünü merdivenlerden inerek giyiyordu, umarım düşüp geberirdi.

"Zaten tüm gece uyanıktım, ağzınıza sıçmadan susun bence."

"Tüm gece uyanıktım dedikten sonra fesat düşündüğümüz için bizi suçlayamazsın."

Baek ellerini iki yanına kaldırarak konuştuğunda gözlerimi devirdim. Bebeği bunlar kaçırıyordu, derdini ben çekiyordum. Resmen onlar hayatını daha rahat yaşasın diye kendi hayatımın ağzına sıçıyordum.