Bölüm 27

10.8K 1.3K 408
                                    

Keyifli Okumalar 🍷

"Geç kaldın."

Suho mekandan içeri beni sokarken düz bir ifadeyle bakmaya devam ediyordum. Günlerdir uyumamıştım ve kolumu pansuman etmek hiç kolay olmamıştı.

"Nasıl?"

"Ara sıra gözlerini açıyor. Uyandı sayılır."

Kafamı aşağı yukarı sallayarak beni götürdüğü yeri takip ettim. İnsan düşmanının ölmediğine sevinir miydi? İçimdeki bu rahatlama sevinç göstergesi gibi gelmişti bana.

Dört katlı büyük bir evdi burası ve Kainin kaldığı yere geldiğimizde küçük bir hastane odasından hiçbir farkı olmadığını kendi gözlerimle görmüştüm.

"Bugün yanında sen kalacaksın."

"Hayır, görüp çıkacağım sadece."

"Gir içeri, fazla konuşma."

Beni sırtımdan içeriye doğru iteklediğinde Kainin yüzünü görür görmez suratımdaki gülümsemeye engel olamamıştım. İçimdeki o boşluğun biraz da olsa dolduğunu hissediyordum ve mutluluğu yaşıyor gibiydim.

Olduğum yerde dikilerek onu izlemeyi sürdürürken kapı kapanmıştı. Suho bizi yalnız bıraktığında gözleri kapalı bir şekilde uzanan Kainin solgun gözükmesinin canımı sıktığını fark etmiştim.

Onu böyle görmeye alışık değildim, hepimiz yaralanıyorduk. Bugün onun yanına gelirken bile yaralanmıştım ama gözlerimin önünde vurulurken hiçbir şey yapamamak tüm suçlu benmişim gibi hissettirmişti.

"Geç kaldın."

Yüzümdeki gülümseme genişlerken konuşmasıyla ona doğru adımlamaya başladım.

"Sen gerçekten uyanmışsın?"

Şaşkın çıkan sesimle yatağının ucuna kadar gelmiştim, sırıtından vurulduğu için biraz sağa dönük yatıyordu.

"İki gündür uyanığım?"

Gözlerimi kapatarak yumruklarımı sıktım ama büyük bir aptallık olduğunu kolumun yanmasıyla fark etmiştim. Birkaç saat önce bıçaklanmıştım öyle değil mi?

Yanına doğru iyice ilerleyerek başucuna geldim ve dizlerimin üstüne çöktüm. Elimi yanağına hafifçe yerleştirerek baş parmağımla yüzünü sevmeye başladım.

"Geç kalmak istemezdim."

"İki gündür burada seni bekliyorum, hiç mi merak etmedin? Kırılmaya başlıyorum."

Sesindeki alaycı ifade yüzünden biraz sinirlensem de aldırmadan yüzünü sevmeye devam ettim.

"Uyandığını söylemediler. Dayak yemekle meşguldüm."

Gülerek konuşmamla dudaklarının düz bir çizgi almasını izledim. Gözleri yavaşça açılmaya başladı, bense içimde değişik hareketlenmeler yaşadım.

Solgun bakışlarıyla yüzümün her yerini tarayınca sıkıntıyla verdiği nefes yüzüme çarpmıştı.

"Bizimkiler mi yaptı bunu?"

"Seni öldürmeye çalıştığımı falan düşündüler. Mantıklı açıdan bakılırsa çok olası bir ihtimal değil mi sence de? Sen vuruldun ama ben sapa sağlam oradan çıktım."

Gülümseyerek konuşmaya devam ediyordum ama o hiçbir tepki vermiyordu. Sadece yüzüme boş bir ifadeyle bakmakla meşguldü.

"Bana Suhoyu çağır."

Lyssa | KAI ✓Where stories live. Discover now