46.BÖLÜM-HASTANE

3.1K 286 16
                                    


Arkadaşlar Takipçi'yi 55.bölümde final yapacağım lakin daha sonra 2.kitabını çıkarma ihtimalimde var,2. kitap çıkmasa bile tahminimce 10-15 bölüm sürecek özel bölümler gelecek sonrasından,umarım bu kitap adına hayırlı olur :)

**
Görkemle şoke olmuş bir şekilde birbirimize baktık,kaza mı?
"Şerefsiz...tam da vaktiydi!" Görkem iç geçirirken ben telefondaki kişiden hastanenin ismini aldım,aşağıya inip bir taksi çevirdik ve yola koyulduk.

"Eğer...ölürse..o zaman ne yapacağız?"
"Bilemiyoruz umalım ki ölmesin,bu kadar kolay paçayı kurtaramayacak.Cezasını çekmek zorunda şerefsiz!" Allah'tan başka ülkedeydik yoksa adam rahatsız olabilirdi.
"Tamam...ama ben..şuan çok kötü hissediyorum..o..Görkem ben.." Ne yapacağını bilmiyordum,eğer katil gerçekten o ise..bu vicdan azabından nasıl kurtulacaktım?
Hepsi o lanet olası ehliyet hevesimle başlamıştı..hepsi!
Eğer ısrar etmemiş olsayfım onunla tanışmazdım ve annem..o şuan burada yanımda olurdu ama yoktu.
Gözlerindeki yaşları zor tutuyordum,şuan kendimden öylesine nefret ediyordum ki..
Ben..ölen kişi ben olmalıydım,ben!
Anne...anne ben ne yapacağım? anne ben nasıl yaşayacağım artık? Ben..yaşamayı hak etmiyorum ki!
Ben..şuan senin yerine yaşıyorum anne..
"Berfin lütfen sakin ol..sakın ağlama,üzgünsün ama senin suçun yok gerçekten,sen sadece...fazla masumsun bu olayda.Senin suçun değil,bilemezdin. O itin böyle bir şey yapacağını bilemezdin Berfin" kafamı omzuna yasladı ve saçlarımla oynadı.
Gidip hesap sormalıydım,onu..öldürmek istiyordum!
Sonunda hastaneye ulaşınca koşarak çıktım ve girişteki hemşireye ingilizce olarak sordum,o anlamayınca yanındaki kişi konuştu.
Tarığın şuan ameliyatta olduğunu duyunca tüylerim diken diken oldu.
Yani ölmemişti.
"Tamam o halde ameliyatın bitmesini bekleyeceğiz.." Görkemle yukarı kata çıktık ve ameliyat hanenin ilerisindeki koltuklara oturduk.
"Ölmemeli Görkem..bu kadar kolay gitmemeli..inanamıyorum..gerçekten ben..nasıl fark etmedim? Nasıl anlayamadım? Ama bu..bu çok fazla.Annemi..annemi..nasıl kıyar nasil yapar bunu?!" Son cümlelerimi söylerken gözyaşlarım Görkem'in pantolonuna düştü, öylesine şiddetli bir ağlamaydı ki bayılacağımı sandım. Ağlamamı durduramıyordum,derin nefeslerim ağlamamla birleşince korkunç göründüğüme emindim.
"Hey..sakin ol..tamam..geçecek" Görkem kafamı omzuna koydu ve bana sarıldı.

Şuan onun beni sakinleştirme taktikleri bile işe yaramıyordu.

Ben yalnızca hüngür hüngür ağlamak istiyordum,bu acı geçmeyecekti...geçemezdi.

"Ben...biraz hava alsam iyi olacak"  Ayağa kalkıp aşağı ineceğim sırada aniden Tarık'ın adamlarını gördüm,tabii ya ne diye onların burada olacağını unutmuştum ki?

Hızla Görkem'in yanına yaklaştım ve "Görkem! Saklanmak zorundayız! Adamları unuttuk" 

O sırada Görkem çantasından iki şapka çıkardı  ve birini bana uzattı.

"Şapkayı takarsan sorun kalmaz,emin ol şuan bize dikkatle bakacak durumda değillerdir,sonuçta patronları ameliyatta"   Şapkayı taktıktan sonra konuşmaya başladım.

"Sen yine de dikkatli ol ben hava alacağım.."  

"Bende geleyim mi?" Bir yanım gelmesini istiyordu ama şuan yalnız kalıp öylece durmak istiyordum.

"Hayır ben hemen geleceğim zaten,bir şey olursa dün verdiğin telefonu ararsın,cebimde zaten"  ürkek adımlarla aşağıya indim.

Hava çoktan kararmıştı,ve bu kendimi daha da kötü hissettirdi,akşamları çok sevmezdim. Havanın aydınlık olduğu sabah saatleri güzeldi benim için.

TAKİPÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin