Y İ R M İ İ K İ

43.9K 2.7K 513
                                    

Herkese merhaba

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


Herkese merhaba. En erken gelen bölümlerden biri bu bölüm. Belki bu bölüme hiç yorum yapmayanlarda yorum yapar, hiç oy vermeyenler de oy verir.  :)

İnşallah yorum ve oylarınızı kendinize saklamazsınız. 

İYİ OKUMALAR 

Y İ R M İ   İ K İ

Hayatlarımızda yer alan bazı anıları, günleri hatta saniyeleri hatırlamak istemezdik. Fakat çürük kokan anılar hiç ummadığımız an da ortaya çıkarlar ve keskin kılıcını çekerek, bize meydan okuyabilirdi. Savunmasız anında aklında sana hatırlatır ve yıllarca topladığın gücünü emmek isterdi. Aklın hemen savunmaya geçmeye çalışsa da yıpranmış ruhunun önüne geçemezdi. Çünkü ruhun bir kere zamanın kollarında aşındırıldığı dâhilinde bir daha eskisi gibi hissedemezdi.

Bende o günlerden birindeydim ve karşımdaki kadının söylediğini idrak etmeye çalışıyordum. İdrak... İdrak etmem için dediklerine inanmam lazımdı. Hayır, yalan söylüyor olmalıydı. Anlamam imkansızdı.

Geriye adımladım ya da öyle sandım. Belki de bu sokaktan çıkıp gitme isteğim beynimi zorladığından öyle sandım. "Yalan söylüyorsun," dedim ilk, itiraz ederek. "Sana inanmıyorum."

Nasıl o gücü kendimde buldum, bilmiyorum ama bir şey demesine fırsat vermeden arkamı döndüm ve arkamdan seslenmesine aldırmadan sokaktan çıktım. Arkamdan birkaç defa seslenmişti fakat sesine kulaklarım tıkalıydı. Nereye gittiğimin farkında değildim, sadece o kadının yanından ayrılmak ve daha fazla söyleyeceklerini duymak istemiyordum.

Kendime sakin kalmam gerektiğini hatırlatırken hafifçe esen rüzgarı yüzüm hissediyor, zihnimi açıyordu ama bacaklarım için aynı ki durum söz konusu değildi. Her adım attığımda bedenim bacaklarıma ağırlığını yansıtıyordu.

Etrafıma bakındım, bir parkın önünden geçtiğimi gördüm. Yönümü parkın içine verirken çantamın kulpunu sımsıkı tutuyordum. Banka kendimi attığımda ise çantamın kulpunu rahat bıraktım ama o sırada ellerimin titrediğini fark ettim.

Sakinleşmeliydim. Aklım bir taraftan yalan söylediğini dillendirirken bir kısmım ise neden bu konuda yalan söylemek için karşıma çıktığını sorguluyordu. Onca yılın ardından karşıma gelmesi belli ki abim yüzündendi. Abimin kendisinden yardım istemesi, tavırları teyzelik duygularını kabartmış olmalıydı. Yıllardır yaptığı gibi teyzeliğini abime yapmalıydı. Karşıma geçip canımı yakması hiç adil değildi. Hem de hiç.

Bilinçli kalan tarafım duyduğum bilgiyi teyit etmem gerektiğini söylüyordu. Telefonumu kabanımın cebinden çıkardım. Annemle ilgili her bilgiye kapalı olduğum için hangi ilin hangi cezaevinde kaldığımdan bile haberim yoktu. Araştırsam öğrenebilirdim ama öğrenmemiştim. Hayatımda hiç yokmuş gibi davranmak işime gelmişti. Şimdiye kadar... Babamın miras işleriyle ilgilenen avukatın numarası telefonumda kayıtlıydı. En son on sekizimde iletişime geçmiş, sonra da bir daha kendisiyle görüşme yapmamıştım. Avukattan rica edebilirdim, sonuçta. Cezaevi ile bilgilere ulaşabilecek başka kimse aklıma gelmiyordu, çünkü.

ZEVAHİRWo Geschichten leben. Entdecke jetzt