Yerinde doğruldu Scorpius. Sırtını yatağın başlığına dayadı ve kendine bakmayan Vaughn'a bakmaya devam etti.

"Nora meselesini sormayacak mısın?" dedi.

Vaughn ona doğrulttu bakışlarını ve sağa sola salladı başını. Scorpius ne kadar çok inanmasada buna üstelemedi. Psikolojik sorunları olan biri gibi görünmek istemiyordu. Herkesle böylesine anlaşan bir kızla Scorpius'un anlaşamama sebebi çılgınca geliyordu kulağa, bunu bilmek ya da anlamak zor gelmiyordu.

"Peki." dedi Vaughn'a ve yataktan kalkıp kitabı kaptığı gibi odadan dışarı fırladı. Alçak tavanlı ortak salona çıkınca orada oturan bir kaç kişiye aldırmadan çıktı. Zindanları da geçtikten sonra kitabi tutmadığı elini cebine koyarak yürümeye devam etti.

Tek başına takılmak istemiyordu ama Albus'un antrenmanı, Vaughn'la bozuk bir arası, çekmek istemediği bir Tony, uykuya aşık olmuş bir Emma vardı. Rose'u tabii saymıyordu. Ki bu cümle de büyük bir kendini kandırmaktı. Kızın kütüphanede olduğundan emindi Scorpius. Koruluğa gidip kitap okumaktı planı ama belki yasemin çiçeği kokusunu daha yakından alabilirdi. En azından kendi içinden inkar etmeyi kesebilirdi. Rose ona iyi gelmişti. Ses geldiğinde kendisini iyi hissetmesine sebep olmuştu. Bundan ona bahsetme işini bir kez daha gün yüzüne çıkarsa sorun olur muydu yoksa bu bir saçmalık mıydı?

Bir kaç saniye bekleyip düşündü. Geri dönüşü olmazdı belki fakat sağlıklı bir yardım alacaksa ona o durumda iyi gelen biri lazımdı. Annesini biliyordu sonuçta. Dünyanın en geri zekalı ve saçma tesellisini almıştı. Esas sebebi öğrenmesi belki de Scorpius'un vicdanını sustururdu ki vicdanı sahiden susma hakkını kullanmalıydı.

Yoluna devam ederken kütüphane koridorundan devam etti. Büyük kapının önüne gelince elini cebinden çıkarıp açtı. İçeri girip masalara bakındı. Henüz yakınlarında göremedi. Bir kaç adım ilerleyince oturduğu masayı gördü. Yalnız olmadığını gördükten sonra gözlerini işaret ve baş parmağı ile ovuşturup tekrar  bakması gerekti. Gördüğü dangalak herifin, Rose'un çenesinden tutmuş ve ona yakınca durduğunu kavraması geç olmadı. Tüm sinir duygusu kalbini hızla kulaklarında çarptırırken ne yapacağını şaşırdı bir kaç saniye.

Adımları tam masaya yaklaşacakken hızla geriye döndü ve kütüphane kapısını açıp direk oradan dışarı çıktı. Diğer eli ile saçını karıştırıp hafifçe çekti. Suratına yumruk geçiren salak çocukla bu yakınlığı paylaşan kız, Scorpius ile sarılarak ağlamıştı. Bir an için her şeyi anlatmayı düşünmüştü. Kendini pataklayan biri ile güzel bir öpüşme mesafesiydi doğrusu. Bir başka koridordan giderken sinirle dişlerini sıkıp elindeki salak kitabı koridor duvarına fırlattı. Bir tabloya geldiğinde ona küfreden tablo sahibini dinlemek yerine yoluna devam etti. Derdinden gebermek üzereydi ve hala bu kitabı okuyordu. Amacı kafa dağıtmaktı fakat bu sadece Rose'un kafasını dağıtma isteğinden başka bir şey getirmemişti. Koşar adımlarla devam etti yoluna ve okul binasından çıkıp koruluğa doğru ilerlemeye devam etti. Daha önce hiç hissetmediği büyük bir sinir vücudunda dolaşırken ikisinin görüntüsü gözünün önünden gitmiyordu.

Yerinde durup yeniden ellerini saçlarına götürdü ve sinirini atmak istermiş gibi çekti.

"Neden bir halt söylemiyorsun? Lanet olası bir zamanda habersiz gelip gücümden, kanımdan bahsediyorsun. Ne sikim istiyorsan söyle de yapayım. Kimseye güvenemeyeceğimi falan kanıtlamaya mı çalıştın? En güvendiğim lanet olası arkadaşımın bir sürtüğe bulaşmış olması, annemi almış olman ve tam da birine güveneyim derken boktan bir herifin onunla olması senin için yeterli değil mi?"

Hıncını alamazken "Konuşsana seni adi herif!" diye bağırdı.

Ses'ten bir yanıt gelmeyince saçlarını bırakıp yanındaki ağaca bir tekme geçirdi. Yeniden bağırırken ortalıkta bir şey yoktu. Keyfine göre gelip gitmişti, öyle de devam edecekti. Ağaca sırtını yaslayarak oturdu ve birini öldürebilecek kadar büyük olan sinirlerini tutmak için derince nefes alıp verdi. O birileri Rose olabilirdi. Albus ile arasının daha ne kadar açılacağını bilemezdi fakat o yinede Rose olabilirdi. Suratına saçlarının rengini geçirecek kadar güçlü bir yumruk yapıştırmak istiyordu. Güzel dudaklarını yumruklarıyla parçalamak istiyordu.

Son VarisWhere stories live. Discover now