Albus ona yetişmeye çalıştı ama çocuk hızlıydı. Neden ve neye sinirlendiğine anlam veremedi.

Kısa sürede Hastane Kanadının önüne ulaşmışlardı. Tam o sırada kapı açılırken kapı dinleyenler kaçıştı. Kadın, herkesin dağılması yönünde onları uyarırken kuzeni ve Drew beraber dışarı çıkmışlardı. Kızın yüzü asıktı. Kızarmış gözleri ve ıslak sık kirpikleri üzgünlüğünü göstermeye gayret eder gibiydi. Drew'un eli Rose'un omzuna dolanmıştı ve ona bir şeyler söylüyordu. Turuncu saçlarını yanaklarından çekti çocuk diğer eliyle.

Rose aşırı derecede üzgünken kime ne olduğunu bilmiyordu Albus ama kuzeninin bir belaya bulaşmaması için içinden dualar etti.

"Orospu çocuğu." diye homurdandı Scorpius ve koşar adımla yanlarına ilerledi. Rose'u kolundan tutup çekti ve kenara ittiğinde kız yalpayarak bir köşeye fırlamıştı resmen. Onun bu olayından dolayı Albus hızla yanına gitti ama Scorpius çok daha hızlıydı. Drew'un suratına bir yumruk geçirdiğinde oğlan yere yığıldı ve etraftaki cadılar çığlıkla kenara çekildi. Dağılanlar yeniden toplanmaya fırsat bulmuştu.

Eski dostunu tutup durdurmak isterken kendi de fırladı bir köşeye. Bu sefer Rose olayın arasına atlamak isterken Albus kızı tuttu ama durmaları için attığı çığlıkları durduramıyordu. Bu andan kazandığı vakti fırsat bilen Drew yerde dirseğinden destekle yerde yatmaya devam ederken asasını çıkartıp doğrultmuştu.

Işık hızıyla Drew'un eline tekmeyi geçirdi sinirli Malfoy ve asayı uzaklara fırlattığında etraftaki büyücülerden heyecanla destek bağırmaları yükseldi. Scorpius etrafına bakmıyordu ve gözü dönmüşcesine yerdeki çocuğun yakalarından tutup onu duvara çarptı.

"Asaları bir kenara bırakalım, bileğin konuşsun."

"Geçenlerde bileğimi konuşturduğumu hatırlıyorum." sırıttı Drew ve çocuğu ittirip bir yumruk da o geçirdi.

Yalpalayan Scorpius kendini çabuk toparlayıp Drew'u yere devirdi ve karnına tekmeler geçirmeye başladı. Sinirlendikçe güçleniyor gibiydi. Öyle bir haldeydi ki sanki bıraksalar öldürecekti.

Üzerine çıkıp Drew'un suratına yumruklar geçirmeye başladığı anda Rose'un çığlıkları da artıyordu.

Hastane Kanadın'dan çıkan Profesör McGonagall kızgınlıkla çattı kaşlarını ve onlara baktı. Profesörü görenler ise tezahüratı kesmiş çıt çıkarmadan olacakları izliyordu.

"Bay Malfoy!" diye uyardı bir kaç kez Profesör sesini yükselterek ama çocuk durmuyordu.

Sonunda yaşlı kadın bir hücumla asasını çıkarttı. Scorpius'a doğrultup sinirle salladığında yumruğu havada kalan çocuk fırladı ve yerde sürüklenerek duvara çarptı.

"İnanın Bay Malfoy başımda daha önemli işler var. Fakat bu işle inanın daha sonra ilgilenmem gerek. Bay Draco Malfoy'la bizzat kendim görüşeceğim. Bu sene babanızı ikinci çağırışımız olacak ve bunu tek siz başardınız bayım. Hogwarts içerisinde bir olay istemiyorum. Bu yüzden atılmamak için kendinizi toparlamalı ve derslerinize odaklanmanızı rica ediyorum. Slytherinden 50 Puan. Ayrıca siz öğrenciler, bu olayı izleyip eğlenmenizden, Hastane Kanadı önünü işgal etmenizden Gryffindor, Hufflepuff, Slytherin ve Revanclaw binalarından otuz Puan. Her şeyin yolunda olması için sanırım artık katı davranmam gerekiyor. Şimdi dağılabilirsiniz. Siz ikiniz de suratınızın çaresine bakmak için Hastane Kanadı'nın açılmasını bekleyebilirsiniz." dedikten sonra arkasında bir sessizlik bırakarak içeri döndü Profesör McGonagall ve büyük kapıyı kapattı ardından.

Aşırı sert çıkışı herkesi öylesine pusturmuştu ki, çabucak dağılmıştı. Profesör yaşadığı stresi resmen binalardan puan keserek atmaya çalışmıştı. Yaşlandıkça tersleştiği anları oluyordu.

Son VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin