end - ı see the scars that reamin, ı see you, Louis ∞

6K 340 2K
                                    


47. bölüm son bölüm olarak karşınızda. medyadaki şarkıyla başlayıp, satır arasına eklediğin şarkılarla birlikte okumanızı tavsiye ediyorum ve büyük ısrar ediyorum öyle yapın lütfen✨
bölümü tüm dark sail okuyucularına itfah ediyorum.
umarım ki beğenirsiniz✨
iyi okumalar∞

***


Duyguların, çesitli boyutları vardır. Üzüntünün sizi nefessiz bırakana dek hayattan koparması gibi veya kızgınlığın ve öfkenin bir boyutu vardır; kendinizi kaybederek eşyalara veya en kötüsü de insanlara zarar verirsiniz. Son evresi ise kendinize dinmeyen öfkeyle kala kalırsınız.

Bitmesini istemediğiniz mutluluk ve huzur vardır. Ağlayana kadar güldüğünüz dakikalar, birlikte güldüğünız insanlar olur. Her duygunun bir boyutu vardır; Pişmanlığın, nefretin, hayal kırıklığının,

...aşkın.

Ve Harry, elindeki herşeyi yere bırakıp nefessiz kalana kadar koşarak otele dönerken odada hissettiği boşluk duygusuyla birlikte tüm duygularını had safada yaşadı.

Üzgündü. Kendine kızgındı. Onu tek bıraktığı için kendine kızgındı. Nefret vardı. Odadaki huzur ve mutluluğun sebebini götürenlere karşı büyük bir nefreti vardı.

Aşkını ondan kaçırmışlardı.

Cebinde tekrar titreşimleri hissedince,, telefonu çıkardı.

Bilinmeyen numara;
Odada seni yalnız bıraktık, sevgili Harry. İstersen güneydeki depomuzda bize eşlik edebilirsin. Hem misafirimiz pek iyi görünmüyor. Gelip görmek istersin, diye düşündüm. Gelirken o şeyi getirmeni istemekle beraber küçük sevgilinle seni bırakacağım, ne dersin? :)

Kendini yığılı kaldığı yerden zorla kaldırıp yeşillerini çevreleyen dolu kırmızı gözlerini tek seferde sildi. Önündeki masaya tüm gücüyle vurup, büyük bir gürültüyle yere düşmesine neden olurken, yatağın üstünde ki siyah hırkayı görmüş, yatağa doğru ilerlemişti. Elindeki hırkayı burnuna doğru götürüp kokusunu içine çekti.

"Louis." Göz yaşları hızla akıp hırkanın kumaşında kaybolurken ağlamaya başladı.

Sert rüzgarların estiği sokaklarda fırtınalar çıkartarak koştu Harry...

Elinde sıkı sıkıya tuttuğu hırkayla birlikte, tek bir an bile durmadan koştu.

***

"Hey, uyuyan güzel."

Uzaktan gelen sesle gözlerini açmaya çalıştı. Vücudunu titremeyle sarsıldığında, başından aşağı dökülen su dolu kovayla gözlerini şokla açıp öksürmeye başladı. Etrafta gözlerini gezdirdi. Boş bir depodaydı ve küçük pencerelerden ışıklar geliyordu. Ortamın soğukluyla vücudu tekrar titredi.

"Sonunda, uyandın." Karşısında ki ahşap sandalyede oturan Michael yüzündeki gülümsemeyle ona bakarken ellerini oynatmayı denemişti fakat sandalyenin arkasından birleştirilerek bağlanmıştı.

"Kendini boşa hırplama, o bizim işimiz." Michael elinin tersiyle yüzünü okşarken kendini geriye çekmeye çalıştı. "Şhhh, hayır Louis, kaçma." Suratında hissettiği her hücresine acı yayan tokatla affalarken gözleri istemsizce dolmuştu. "Kaçınca hoş şeyler olmuyor biliyorsun."

Ağlamayacaktı.

Onun karşısında küçük düşüp, ona istediği zevki tattırmayacaktı.

"Neden kaçtın? Sana iyi bakamadık mı?" Alayla dolu sesi dinlerken karnına yediği yumrukla acıyla öne doğru büküldü ve nefes almaya çalıştı. Ağzını sıkı sıkıya kapatıp acı dolu iniltilerini içine attı.

dark sailHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin