Üşüdüğünü hissettiğinde, bacaklarını kıvırıp yatakta top haline geldi. Bedenini güçlü kollar sarıp kendine çekince göğsünde sıcak teni hissetti. Burnuna Harry'nin kokusu dolunca gözlerini kırpıştırarak aralamış Harry'nin iri koyulaşmış yeşil gözleriyle karşı karşıya gelince dudakları yukarı kıvrılmıştı.
"Günaydın..." Harry boğuk sesiyle konuşup baş parmağıyla yanağına dokundu.
"Günaydın." Gülümseyip yumruk yaptığı eliyle gözünü ovaladı. Yerinde biraz hareket ettiğinde kalçasından gelen sızıyla ağzından sessiz bir inleme döküldü.
"İyi misin?" Harry, kaşlarını çatınca gülümsedi ve başını salladı.
"Sen iyi uyumadın mı?"Harry'nin kızarık gözlerinde gördüğünde kaşlarını çattı.
"Hayır uydum. Sadece ara sıra gece uyandım." Harry, elini belinden çekip gözlerini ovuşturdu.
"Neden uyan-" Sesi yeni uyandığından çatallı çıkınca hafifçe öksürüp devam etti."Neden uyanıyorsun, bir sorun mu var?" diye sordu.
Harry, kafasını olumsuzca salladıktan sonra kollarıyla biraz daha onu bedenine çekti. Hâlâ çıplak olduklarını hatırladığında, yavaşca bedenini ondan uzaklaştırıp, çarşafı üzerine çekerek sırtını yatak başlığına yasladı.
"Duş almam gerek." Harry'nin çatılan kaşlarını görünce açıkladı.
"Ah ,tamam." Harry, yerinde doğrulup, örtünün kasıklarına kadar inmesini sağladı. Harry'nin dövmelerini ilk defa bu kadar yakından görüyordu.
Gözlerini mürekkep izlerinde gezdirdi. Kırlangıç ve kelebek dövmeleriyle süslenmiş göğüs ve karnı, kollarındaki sayısız dövmeler...Dövme yaptırmanın acıttığını duymuştu. Bu düşünceyle Harry'nin canı yandığı için üzüldü.
"Canın acıdı mı?" diye sordu. Harry ne dediğini anlamayınca açıkladı. "Dövmelerini yaptırırken canın yanmadı mı?"
"Hayır, ilk başlarda hafif sızlıyor ama sonra alışıyorsun." Harry, saçlarını kulağının arkasına yerleştirip gülümsedi.
Harry'nin saçına attığı elini incelemeye başladı. Bileğine dek uzanan çapa dövmesini görünce, heyecanlanıp yatakta onun yanına yaklaştı ve Harry'nin elini avuç içine aldı.
Parmak uçlarıyla çapa dövmesine dokundu. Diğer elini de koluna attı ve Harry'nin kolunu kendine döndürüp, yelkenli dövmeye baktı. Bu dövmeleri daha önce de görmüştü. Sadece bu kadar yakından incelemenin heyecanını yaşıyordu.
"Ne oldu Louis? " diye sordu Harry kıkırdayarak.
"Ben de dövme yaptırmak istiyorum!" Sesi biraz ciyaklamış gibi çıksa da bozuntuya vermeyerek, parmaklarını dövmelere batırmaya devam etti.
"Pekala, prenses nasıl isterse!" Harry, ellerini avuç içine alıp dudaklarını teker teker parmaklarının ucuna bastırdı.
"Harry!" Elini Harry'nin dudaklarından uzaklaştırıp eliyle itti.
Prenses lafından kaç defa nefret ettiğini söylemesi gerekiyordu?
"Tamam, tamam." Harry kıkırdayıp yataktan çıplak şekilde kalktı.
Komidinin önünde duran boxerı alıp giyinirken, kafasını başka yöne çevirdi ve üstündeki çarşafla yavaşca ayaklarını yataktan sarkıttı. Alt tarafından gelen acıyla dişlerini sıkıp belli etmemeye çalıştı.
Harry yanına kıyafetlerini toplayıp bıraktı. Harry'e teşekkür edip boxerını giyindi. Ardından eşofmanını ve kırışmış tişortünü. Saçlarını eliyle düzeltti. Harry'e baktığında çoktan giyindiğini gördü. Kapıya yürüyüp açtı. Holde gözlerini gezdirdi. Ortalıkta birinin olmadığını görünce, Harry'e döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark sail
Fanfiction"bazen tüm acıyı hatırlıyorum. bu yaralar iyileşecek gibi gözükmüyor. merak ediyorum, daha ne olabileceğini. kalabalık bir odada, yapayalnız hissediyorum. kendi kendime düşünüyorum, korku, pişmanlık, yalnızlık... benim bundan kaçışım yok." "hâlâ kal...
