50- ZAMAN

59.5K 1.7K 560
                                    

Ve oradayız.
Bir sonun başlangıcında.

Giray'ın zamanı geldi.

Onun adına, ona en çok yakıştırdığım şarkıyı yerine bıraktım.

Keyifli okumalar.

_____________________

"Şaka mı yapıyorsun?"

Oysa Onur hiç de şaka yapıyor gibi durmuyordu.

Giray'ın, Miray'ı eve fırlatmak suretiyle getirdiği günün devamında soluğu yanımda almıştı Onur. Durum ciddiydi.

Giray, Kaan'ın bütün yetkileriyle birlikte parasını almış, yetmemiş dava açmış ve gıyabında ticarette usulsüzlükten şikâyette bulunmuştu. Kaan beş parasız, evsiz kaldığı gibi polise ifade vermek ve Giray'ın avukatlarıyla uğraşmak zorundaydı.

"Oha."

Suna bu tepkide o kadar haklıydı ki...

Üstelik Kaan'ı evine alan, herhangi bir şekilde yardımda bulunan veya iletişimde olan herkesle de bağları koparmaya kararlıydı. Miray'dan detayları öğrenmeye gelmişken ben ve Suna'ya da yardım ister gibi bakıyordu.

İlk dakikalar bunu algılamakta bile güçlük geçmiştim. Sonrasında tıpkı diğerleri gibi içime ateş düşmüştü. Özellikle gözleri dolu dolu bir köşeye sinen Miray'a baktıkça kahroluyordum.

"Bu saatten sonra Ekrem neyse, benim için osun demişti," dedi titrek sesiyle. "Bir daha karşısına çıkarsa öldüreceğini söyledi. Çok ciddiydi..." Birden elini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı. "Benim yüzümden."

Giray yeterince sıkıntı çıkarmamış gibi bir de Suna tarafından paylanmış akabinde Kaan'ın başına da bela olmuştu, nasıl hissettiğini tahmin etmek zor değildi.

Elimde olmadan yerimden kalkıp yanına oturdum ve ona sarıldım. "Şşhh..." Saçlarını severken kendimin de pek emin olmadığı bir takım sözler verdim. "Tamam, halledeceğiz. Geçecek, tekrar eski hallerine dönerler, merak etme."

Evet bunlar için kendimden, daha doğrusu yapacak potansiyelimden emin değildim ama ben ne zaman bir şeyden kolay kolay vazgeçmiştim? Üstelik hem Kaan'a sözüm vardı, en başından beri.

"Kaan nerede?" diye sordum Onur'a dönerek.

"Bilmiyorum. Kimse nerede olduğunu bilmiyor."

Bu cevap Miray'ı daha çok ağlattı. Şimdi bir de bunun endişesi yüklenmişti üstüne.

"Benim yüzümden."

Suna, sanki sabah hiç onu hizaya getirmemiş gibi diğer yanına çöküp aynı sertlikle motivasyona başladı.

"Sakin olacaksın. Olmak zorundasın. Senin yüzünden değil, geri zekâlı abin yüzünden. Ve hepimiz sizden yanayız, bunu biliyorsun."

Miray'ı, Suna'ya devretmek üzere bir bakış attım ve Onur'a kapıyı işaret ettim.

"Ben bir hal çaresine bakacağım. Siz bir haber alırsanız, arayın olur mu? Akşam görüşürüz."

Yağmurluğumu üzerime atarken Onur'la kapıya doğru yürüdük. "Onur, bir şey soracağım."

"Tabii..."

"Kaan'ın, bizim bilmediğimiz ve Giray'ın bu kadar inat etmesine sebep olan bir özelliği var mı? Çünkü ben anlamıyorum..."

Onur kısa bir an düşündü. "İnanır mısın bu soruyu ben de defalarca sordum kendime. Hem Giray'ı hem Kaan'ı çok iyi tanıyan biri olarak, bir cevabım yok Yankı. O kadar çaresizim ki, soluğu burada aldım."

MÜPHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin