🎵MISSIO - Can I Exist 🎵
Arabadan indiğimde Giray ve o tuhaf an kaybolmuştu. Hizmetliler tarafından karşılanma olayına alıştığım bu ev biraz fazla sessiz gelmişti bu gün. Sonunda salonun ortasında karşılaştık Suna ile.
"Selam."
"Selam güzelim," dedi sarılarak. "Giray da az önce buradaydı."
"Gördüm." Çantamı bırakarak etrafa bakındım. "Neye gelmiş?"
"Anlamadım ben de. Geldi bir telaşla, eski fotoğrafları istedi saçma sapan sorular sordu falan. Bir tuhaf."
Bu arada orta sehpaya dağılmış fotoğraf albümlerini topluyordu.
"Ne sordu?" dedim yersiz bir merakla.
"Yok, babamın annemden sonra ilişkisi olmuş mu, babamın askerlik fotoğrafı var mı, saçma sapan sorular..."
Aklımda parlayan düşünceler ve Giray'ın annemlerin yalan söylediğini haykırdığı o konuşmayla örtüştü.
"Bir şey buldu mu bari?"
"Babamla annemin olduğu bir fotoğrafı alıp gitti."
Fotoğrafları kutuya doldururken ben de yere saçılanları toparlamaya başladım. Elime gelen bir genç kız fotoğrafına çarptı gözüm. Birden dikkatle incelemeye başladığımda bu çocuksu surat tanıdık gelmişti.
"Lisedeydim," dedi Suna elimdeki fotoğrafa bakarken. "Saçlarımı görüyor musun?"
"Çok hoş," diye mırıldandım fotoğrafa dalıp giderken.
"Şuna bak!" Ciyaklayarak güldüğü fotoğraftan gözlerini ayırmıyordu. "Ne kadar tatlıydı şerefsiz."
Kaşlarım Suna'nın ağzından duyduğum en belirgin hakaretle çatılırken gülümsedim. "Kim?"
"Giray..." Gözlerini fotoğraftan ayırmıyordu. "Annesi çekmişti bu fotoğrafı biliyor musun..."
"Bakayım," dedim merakla elimi uzatarak. Suna fotoğrafı önüme bırakıp, kutuyu yaklaştırdı.
"Sen bakın istersen, ben içecek bir şeyler getireyim."
Parmaklarım usulca fotoğrafı kavradığında yüzümde salakça bir sırıtış oluştu. Bu şey gerçekten Giray mıydı?"
Şimdilerde siyaha çalınan saçları sarıya dönüktü. Yuvarlak şirin suratında kocaman bir gülümseme vardı. Küçük elleriyle tuttuğu kapının arasından kadraja bakıyordu.
Kaşlarım hayranlıkla büküldü. Dudaklarım kıvrıldı. Gözümün gördüğü yetmiyormuş gibi, hayatımda ilk defa bir fotoğrafı göğsüme bastırmak istedim.
Uzunca incelediğim fotoğrafın arka köşesinde bir not buldum. Bu yazı, Giray'ın verdiği isimsiz kitaptaki notlarla aynı el yazısıydı.
Babasını kapı önünde bekliyor...
2 Ekim 1993
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPHEM
Teen FictionYankı gökyüzünü izlemeyi seviyor. Yeşil gözleri, gün batımında alev alan Anka'yı arıyor. Ona inanıyor. Yirmi iki yaş efsanelere inanmak için geç değil, ama kız çocuğu olmak için geç, biliyor. Zihninde bir karanlık; onunla aynı adı taşıyor. Onun ol...