41- KADER

62.4K 1.8K 434
                                    

Merhabalar.
Bölüme geçmeden önce belirtmek isterim ki, okunma sayısıyla vote-yorum sayısı arasında resmen uçurum var.
Bana destek olmak için lütfen beğenip yorum yapmayı unutmayın.

Lütfen...
🥺
👉🏻👈🏻

Bu bölüm Giray'ın içine biraz daha inmeyi hedefledim. Çocukluğuna ve geçmişine biraz bakış atalım istedim.
 
Bir de geçmiş bölümlerden bahsettiğim yerlerde çoğu hatırlanmıyormuş sizler için hatırlatma bıraktım.

Bu yüzden sindirerek okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar

______________________

Üşüyerek uyandım.

Bazen zamanın bana uğramadan aktığını hissederdim. Kuytu bir köşeye çekilir, öylece hiçbir şeye hizmet etmeyen anlamsız çıkarımlarla bekler ve önümden akıp giden zamanı düşünürdüm. Giray'la dağ evine çekildiğimiz iki gün de tıpkı böyle hissettirdi. Ancak bu defa yanımda Giray vardı. Dışarıda bir hayat akıyordu ve bize uğramıyordu.

Çıplak omuzlarıma değip geçen serinlik beni üşütüyordu. Gözlerimi açtığımda odaya sızan minik güneş koridoruyla bakıştım ilk önce. Ve havanın güzel olduğunu tam burada anladım, üşümem ise tamamen çıplak olmamdan kaynaklıydı. Gözlerimi tavanda gezdirdikten sonra dirseklerimin üzerinde doğrulup etrafa bakındım. Yatakta, odada tektim.

Dün gece sabaha karşı Giray'ın kucağında odaya girişimi, uyumadan önceki son sevişmemizi hayal meyal hatırlıyordum. Yatakta doğrulurken tonlarca yük taşımış gibi yorgun hissediyordum. Omuzlarım başta olmak üzere tüm kaslarım ağrıyordu. Bu yüzden odadan çıkıp doğruca banyoya girmem ve kendimi sıcak suyun altına atmam yalnızca birkaç saniye sürdü.

Aynı serilik çıkıp giyinirken de devam ediyordu. Altıma kot şort, üzerime beyaz bir tişört geçirip ıslak saçlarımı omuzlarıma yayarak odadan çıktım. Salona yürürken ev sessizdi, buna bağlı olarak adımlarım da sessizleşti.

Giray'ı köşeli koltukta kitap okurken bulduğumda adımlarım daha da yavaşladı. Üzerindeki koyu renk kotu ve tişörtüyle benimle bir nevi uyum içerisindeydi. Yıkandıktan sonra fönlenmediği için bukleleri de dağınık görünüyordu. Elindeki tuttuğu kitaptan başını kaldırmadı ama dikkatinin bende olduğunu biliyordum.

"Günaydın," dedi bakışları hâlâ sayfa üzerindeyken. Uyuşuk adımlarım hemen tepesinin üzerinde durduğunda başını kaldırıp kollarını iki yana açtı. Bunu yaparken kitabı kenara bırakmış ve beklentiyle yüzüme bakmıştı. Henüz bir eylemde bulunmamıştım ki beni bileğimden tutup kendine çekti. Kucağına yan bir şekilde otururken güldüm ve omuzuna tutundum.

"Günaydın," dedim kinayeyle. "Neden sürekli sabahın köründe kalkmış oluyorsun?" Hemen sonra ani bir kararla sorumu değiştirdim. "Daha doğrusu neden uyumuyorsun?"

"Yıllardır böyle. Bilmiyorum."

"Uzaylı."

Güldü ama kaşları çatılmıştı. "Neden takıldın buna?"

"Bilmem." Omuz silktim. "Uyanınca seni yanımda görmek istedim sanırım."

"Peki, bir dahakine sen uyanana kadar, yani yaklaşık dört saat, yatakta beklerim."

Yüzümü buruşturdum. "Öf, hiç çekilmiyorsun sabah sabah."

Kucağından bir hışımla kalktığımda gülüyordu. Dozunda kabalık ve fevri tepkilerim onu daima çok eğlendiriyordu. Ve ben de git gide bunu benimsiyordum.

MÜPHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin