8- HİKÂYE (2)

99.6K 3.8K 1.1K
                                    

**Medyada sizden gelenlerden en sevdiğim**

Kötü, daha doğrusu yanlış bir başlangıç yaptığın biriyle, yıpranan onca zamana rağmen yeniden, başka yönüyle ya da ta kendisiyle tanışmak mümkün müdür? Sanırım, evet. Ve sanırım hayır.

Ah Giray, bir gün yollarımız ayrıldığında ya da eski bir tanıdık gibi yıllar sonra seni hatırladığımda nasıl biri olduğuna dair birçok çelişkim olacak, onca zamandan sonra hâlâ... Yani sanırım.

Sıcaktı. Saçlarımın arasında gezinen nefes daha sıcaktı. Erimiş, uzandığım yere yapışmış gibiydim. Ama gözlerim aralandığında bu şekilsizlik hissi kendini kıstırılmışlığa bıraktı. Güçlü kollar bedenimi kavramaya devam ediyordu hâlâ.

Şöminede kızıl bir kül vardı. Ev sessizdi ama beni uyandıran tok bir sesti sanki. Uyuşuk ve yorgun bir şekilde Giray'ın kolları arasında sırt üstü döndüm. Başımı çevirdiğimde dikkatle bana bakan gri gözler beklemiyordum.

Kaşlarımı hafif çatıp başımı biraz uzaklaştırdım. Giray gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Bir an için cansız bir balmumu heykeli gibi görünmüştü. Sonunda kaşları kıpırdadığında ve göz bebekleri üzerimde hareket ettiğinde bu ürkütücü görüntü kaybolmuştu.

Gözlerinin altındaki koyu halkaya ve solgun yüzüne baktım. Hadi ama uyumamış mıydı?

Ona anlamsız bakışlar attığım için güldü ve gülümseyişini suratını yastığa gömerek kapadı.

"Günaydın," diye mırıldandım. Gözlerimi tekrar kapayıp onun gülmeyi kesmesini bekledim.

"Merhaba hanımefendi," dedi fısıltıyla. Kapalı gözlerimle yüzümde bir gülümseme oluştu. Ne yapmak istediğini biliyordum. Bir nevi gerçekten tanıştığımız bu gecenin hakkını veriyordu. Sesindeki samimi tını, onunla ilk tanıştığım o gerilim dolu koridordakinden çok farklıydı. Şimdi kulağımın dibindeki adam bambaşkaydı.

"Merhaba," dedim gülümseyerek. Hâlâ gözlerim kapalıydı.

"Giray ben, memnun oldum."

"Ben de."

"Dün gece için teşekkür ederim."

"Ne?" dedim anlamadan.

"Fırtınalı bir gecede, bana evinizi açtığınız için minnettarım. Sizi karşıma Allah çıkardı. Yoksa bu dağ başında ne yapardım..."

Gözümün tekini açıp yüzüne baktım. "Bu ne şimdi?"

"Şşş," dedi fısıltıyla. "Tanışma hikâyesi uydurdum bize."

Gözümü devirerek tekrar kapatıp uyuklamaya devam ettim. Başımı iki yana sallayarak gülüyordum.

"Biraz fantezi yaptım," dedi düşünür gibi bir sesle. "Üzgün ve yalnız bir kadın, fırtınalı bir gecede dağ başında yolunu kaybetmiş bir adamı evine alıyor."

Gülmeye başladım. "Ne saçma bir tanışma hikâyesi," diye söylendim.

"Evet, ama sabah şömine başında yarı çıplak uyanmayla biten başka ne kurgulayabilirdim ki?"

"Siktir git Giray," dedim gülerek. Başımı diğer tarafa yatırıp tekrar uyumaya çalıştım.

"Hep böyle huysuz musunuz hanımefendi?" dedi yalancı bir merakla.

Gözlerimi açıp etrafa ve ona bakarak dudaklarımı büzdüm. "Bazen."

Beni o kadar dikkatle dinliyordu ki bu beni yine güldürmüştü. Dudaklarımın arasından gülen bir nida fırladığında Giray suratında bir an şaşkınlık dolandı. "Güldün."

MÜPHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin