6.Kısım "KÜL"

6.1K 133 4
                                    

Most Emotiınal - Jane's lament

Most Emotiınal - Jane's lament

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Herkese iyi akşamlar. Keyifle okuyacağınız bir bölüm olsun. Yorumlarınızı ve oylarınızı merakla bekliyorum....

Ellerimin arasında kaybolan anılarım var. Bende bıraktığı izlerle beni daha da çaresiz bırakan anlar mesela. Bu hayatta mutlu olduğum anlar çok azdır benim. Mutsuz olduğum anlar ise hayli fazla.

Zihnimin kuyusun da kurtların sesi uğulduyor. O sesler, çocukluğum, yetişkinliğim ve acılarım gözyaşlarım yani kısaca benden kalan herşey o kuyunun içinde. Erişemeyecek kadar uzaktalardı bana. Bir daha hiçbir zaman ellerimi tutamayacak ya da ben onları tutamayacağım. Çünkü o kuyu çoktan mezar olmuştu bile.

"Şu son dava bugün görülecek. Ben son kez tekrar edeyim bakayım"defnenin yorgun sesiyle birlikte karakol da yollarımızı ayrıldık.

Dün gece, hiçbir şey söylemden odama geçmiştim. Ve gece boyu asla uyumamış, sadece tekrar eski günlere dönmenin korkusuyla kalbim sızlamıştı. Yine de sabah zorla gelebilmiştim.

Ben odama geçtiğim de Tufan odada yoktu bile. Bir saniye, neden olmasın ki? O herkesten önce gelir dosyalara gömülmüş vaziyette olur.

Çantamı masanın üzerine koyduğum da Faruk abinin odasına gittim fakat orası da boştu.

"Arzu Faruk abiyi gördün mü?" Dediğim de kafasını anlık olarak dosyadan kaldırdı.

"Az önce toplantı odasına gidiyordu ama"

"Ne için Bilgin var mı senin"

"Sanırım şu reşit olmayan kız vardı ya ezgi, onunla alakalı" kaşlarım aniden çatıldı. İyi de, neden bana haber verilmemişti anlamıyorum. Ben, defnenin masasına doğru ilerledim. Daha az önce buradayken şimdi o da Yoktu.

"Defineyi gördün mü?" Ekip arkadaşlarından birine sordum. Adam, yorgun gözleriyle bana bakarken defnenin masasına kısa bir göz attı hemen ardından tekrar bana döndü.

"Az öne Ayhan komiser çağırdı. Toplantı mı ne varmış" bu kez daha da endişe tüm vücudumu kapladı. Bu çok saçmaydı, neden ben çağırılmıyorum anlamıyorum.

Hızla asansöre bindim. Üst kata çıktım ve toplantı odasına doğru ilerlerken belki de beni aramış ya da ulaşamamış olabilirlerdi. Kapının açılması için Parmağımı cihaza okuttum fakat kırmızı ışık yandı. Bir kez daha denediğim de yine aynı şey oldu ve makina red cevabı verdi. Bu iş iyice tuhaf bir hal aldı.

Telefondan önce defneyi aradım fakat cevap vermemişti. Bu kez Faruk abiyi açarken ayaklarımla zemini gergince vuruyordum. Mantıklı gelen şu an hiçbirşeyi yoktu.

Faruk abi aramamı meşgule attı. Ben etrafım da dönerken hızla birini aradım.

"Bakar mısınız, kapıyı açabilir misiniz?"

Zehrin FISILTISI | LEZADonde viven las historias. Descúbrelo ahora