30.Bölüm "GERÇEK YÜZLER"

320 36 17
                                    

Keyifli okumalar, yorumlarınızı bekliyorum :)

İnanmak istediğim yalanlar vardı. Birisinin , tüm bu yaşanılanların yalan olduğunu, ve gerçeklerin istediğim gibi olacağını söylemesini istiyordum.

Gözlerimi açıp kapattığım o süre zarfında her şeyi aslında görmüş oldum.

Gerçekler, yalanlar , gerçek bildiğim yalanlar, yalan zannetmek istediğim gerçekler.

Yüzüme atılmış bir tokat gibi vurulmuştu. Karşımda ki adam, soğukkanlıydı. Gerçekleri öğrenmiş olmamın verdiği bir rahatlık vardı. Bana gösterdiği ve sıyırmak istediği kişiliğini bir kenara atmış ve onu öldürmenin zevkini elinde ki kadeh dolu bardakla çıkarıyordu.

Kendini öldürmüştü, ve kendinden tekrar yeni birini yaratmıştı. Bu kez daha acı, daha sertti.

Ezgi'nin söyledikleriyle bir adım geriledim ve tuttuğum kolu usulca bıraktım.

"Sen...." dedim ne diyeceğimi bile bilmeden. Bu kelimenin sonu nereye varacaktı, ne diyecektim ki. Benim karşımda o adam, tanıdığım o adam değildi ki...

"Neden bunu yaptın" dediğim de dakikalar sonra ağzımdan birşeyler çıkmıştı.

Kelimeler hayal kırıklığıyla zemine düştü, can havliyle .... sanki her bi harf kanıyor ama biz üstüne üstüne basıyorduk.

Gözlerine baktım... Karanlık siyahı gözler öfkeyle parlıyor.

"Nedenini merak mı ediyorsun" dediğin de Ezgi'nin bıraktığım koluna kısa bir an bakıp benim hayal kırıklığıyla parlayan gözlerimi ateşe verdi. Gözleri gözlerime hükmetti...

"Ben..." dedim bir adım öne atılarak.
"Ben sana inandım" dediğim de bakışlarını kaçırmadan zevkle beni izliyordu.

"Güvendin?" Dedi soru sorar gözleriyle
"Güvendim" dediğim de kelimeler öyle kısık çıkmıştı ki, mikrofona verseler bile zor duyacak şekilde...

"Oysa sen söylemiştin kimseye güvenmemem gerektiğini"

Ona attığım adıma karşı iki adım geriledim ve sırtım soğuk duvara değdi.

Benim aylardır aradığım o adam karşımdaydı. Kalbimi açtığım o adam karşımdaydı, o adam Tufan Karaerdi.

"Ben, sen öldün zannettim ya. Seni gömdüm kendi ellerimle bak şu ellerimle bak!" Gözyaşlarım hızla akmaya başlarken bir kaç adım öne doğru gittim ve açtığım avuçları ona gösterdim.

"Ben bu ellerle seni gömerken kalbime vurdum, seni ölü bilmesin diye ona eziyet ettim. Kalbimde de gömmeyeyim diye bu ellerle kendime acı çektirdim, Tufan neden!"

Sessizce dinledi ben onun için ağlarken. O sessizleştikçe benim öfkem çığ gibi büyüdü.

Yine hiç bir şey demeden viski dolabına ilerledi ve şişeyi bardağa usulca boşalttı. Şaşkınca onu izliyor , hayretler içinde kalıyorum.

"Cevap ver cevap!!" Bir kaç adım daha ilerlerken elindeki bardağı almamla duvara fırlatmam Ezgi'nin tiz çığlığını duymam bir oldu.

"Cevap istiyorum, neden!" Öldükten sonra ilk defa onu bu kadar yakından görüyordum, ilk defa kokusunu hissediyordum.

Bu kadar kızgınken onu özlemem normal mi? Kızmalı mıyım kendime...

Kırılan parçalar onu korkutmamıştı, aksine daha öfkeli bir adam haline gelmişti.

Zehrin FISILTISI | LEZAWhere stories live. Discover now