19.Kısım"TÜNEL"

3.1K 109 40
                                    

İki gün sonra bölüm atmak hem de bilmem kaç bölümlük. Kız sinsirella O tabiki benim işim. Ayyy her neyse bir kaç gün şöyle kafamı dinleyeceğim. Ama iki günde bir bölüm yaz yaz bölüm bir tuhaf olmadığı değil içim. Yemek yitiyorum Tufan, su içiyorum hicran oldu içim dışım. Neyse bu bölüm biraz bol sümüklü bölüm oldu. Anam he biz mi ağlayacağız biraz da onlar ağlasın noooolmuş yani. Neyse neyse ben sizi çok tutmayayım malum çenem düşüktür azıcık. Hem nolcakkk yani azıcık benim nazım çekin o kadar bölüm atıyoruz. Ben yine kendi kendime triplennedennn öpüldünüz diyip kaçıyorum.

Bol bol yorum heeee:)))

En son Ne zaman biri için delicesine sevildiğini hissettin?

Öyle sevmekte değil korkarcasına mesela. Bakarken gözleri titreye titreye. Güzel sevmek diye bir şey vardır. Güzel olduğu için değil, sadece güzel baktığı için. Gözleri renkli olduğu için değil, karanlık siyahı gözlerinde denizleri gördüğü için, ya da sadece sana baktığı için, sevmek için sebep aramak yerine sevilmek ona yakıştığı için sevmek.

Ayla teyze hep derdi ki, "Bir kadının saçlarına kıyacak kadar kırılmasına sebep olmayın" o zaman anlamamıştım söylediklerini ta ki kırıldığım da saçlarıma kıyana dek.

"Hicran?" Beynim bir sesi algılıyor ama daha bunun kime ait olduğunu seçemiyor. Öyle meşgul, öyle acılı...

"Hicran uyanmalısın hadi" açmaya zorladığım gözlerimi, karanlıktan aydınlığa dönüş yaptı. Bu, ensemde ki Ağrının eş zamanlı bir şekilde o dakika da hayatıma girmesini sağladı.

"Ensem, ah!" Parmaklarımı enseme götürdüğüm de tırnaklarımın içine kurumuş kırmızı katı bir şey ilişti. Bu , kandı.

Defneye baktım, yerde karnını tutarak bana doğru sürünüyordu.

Zihni'm olanları idrak edememişti. Gözlerimi usulca kapatırken bir kaç dakikada yaşananlar gözlerime serildi. Buraya gelmiştik kayıtları almak için sonra bir ses geldi, defne koştu, çığlık sesleri, ona doğru koşuşum ayak bileğimi birinin tutuşu ve enseme doğru aldığım darbe. Gözlerim kapanmadan önce Tufanın baygın bir halde taşınması.

"Hicran aç gözlerini!" Hızla gözlerimi açtım ve açmamla birlikte doğrulurken korkuyla etrafıma baktım.

"Defne bize ne oldu, sen... sen iyi misin" dizlerimden güç alarak yanına doğru yaklaştım ve sıkıca elini tuttum.

"İyiyim, ama başım çok kötü" fısıldayarak konuştu. Gözlerinde ki korku belli belirsiz kalp gibi atıyordu.

"Tufan, Tufan yok. Defne tufan yok" birbirimizden güç aldığımız gibi ayaklandık. Korktuğumuz, her şeyin gerçekçi olduğunun kanıtıydı.

Bir kaç adım da ikimizin telefonundan da mesaj sesi gelirken korkuyla sırt sırta verdik ve silahlarımızı çekerken yavaş yavaş döndük.

"Etraf temiz" dedi defne.

"Şu anlık" dediğim de cebimde ki telefonu çıkardım. Ellerim titreye titreye mesajı açarken sesli okudum.

"Özgürsünüz. Tek bir kişi hariç. Eğer arkadaşınızı sağ istiyorsanız Turgutun leşini istiyorum. -R"

"Kaçırılmış, Tufan kaçırılmış" kalbim uyuşuyor, bedenim acıyor. Hislerimi duramıyorum bile. Tufanın yok olma düşüncesi beynimi meşgul ederken Defnenin bileğimi tutmasıyla kendime geldim.

"Gitmemiz lazım, hicran bana bak! Kendine gelme zamanı! Faruk abiyi ara şu anda taksi bulamayız " Hızla ve korku dolu yüzle kafamı salladım. Telefondan Faruk abiyi ararken tek düşündüğüm şey buradan bir an önce kurtulmak.

Zehrin FISILTISI | LEZADär berättelser lever. Upptäck nu