15.Kısım"ÇELİŞKİ"

3.5K 117 25
                                    

Artık daha çok aktif olacağımı söylemiştim. Gelsin bölümler gelsin entrikalar. Bu bölümde istediğiniz küfürğ yazın anacımmm. Bende zaten yazarken bazılarına kızdım hatta dedim ya bunu böyle yapamasam Mı ya. Of hayır ya bu kadar da gaddarlık olmaz dedim ama kitabın işlenmesi için birilerinin arada üzülmesi lazım. Aman hep biz mi üzüleceğiz biraz da başkaları üzülsün nolmuşşşş yani. Neyse neyse ben yine konuştum mu susmyacamm. Size iyi okumalaaar:)))

Dudaklarımın arasın da sarf ettiğim ve konuşmadığım kelimeler zihnimin tehlike çanlarıyla beraber gri adım attım. Kapıdan hızlı adımlarla uzaklaşırken, alt kata ayaklarım titrete titreye indim. Sanki arkamdan birileri geliyormuş gibi korkakça arkama baktım.

Neden bu kadar korkuyordum ki?

Her şeyi duyduklarımı bildikleri zaman bu büyünün bozulacağından korktuğum için mi? Bencil miydim yoksa bu masalsı güne muhtaç mıydım bilmiyorum ama kalbimin korkuyla ne nedenle olmadığını bilerek hızlandım.

"Abla" birine çarpmıştım, ve çarptığım kişi Tuğçe olurken bir kaç adım tökezlerken bağırmamak için ağzımı kapattınız

"İyi misin, bir şey mi oldu?" Nefes nefeseydim. Daha neden bu kadar korktuğumu bilmesem de, titrekçe Tuğçe'nin elini tuttum.

"İyiyim iyiyim. Seni öyle karşımda görünce birden... her neyse hadi odaya gidelim"

"Ben bi yüzümü yıkayacaktım da" lavabo üst kattaydı. Tuğçe giderse ve duyarsa her şeyi.. Sanırım yine bencil olup buna izin vermeyeceğim.

"Niye ki, bugün yıkamasan. Hala korkum devam ediyor karanlığı da pek sevmem odaya geçsek hemen"

"Tamam olur" dediğin de şaşkınca bana bakıyordu hala. Bu tavrıma anlam vermemişti. Zamanı geldiğin de ve her şeyi öğrendiğin de bana olan kızgınlığının da bitmeyeceğine emindim.

Odaya gittiğimiz de ikimiz de yatağımıza geçtik. Ben hala olayın şokundaydım. Hala duyduklarıma anlam veremiyordum. Nasıl bir yalanın içinde olduğumuzu da idrak edemiyordum.

"Abla yüzün kireç gibi olmuş. İyi olduğuna emin misin sen?" Tuğçe'nin gergin ve tedirgin sesini işitirken bakışlarımı ona çevirmekten kaçındım.

"İyiyim, sadece çok yorgunum. Uyusam geçer herhalde"

"Tamam iyi geceler" tepki vermeden suratımı ona döndüm ve beynimde ki meşalenin birini yakarak zihnimi Aydınlattım. Bu meşale ya beni yakacaktı beni, ya da hayatımda ki tüm kötü şeyleri..

Ortada bir gerçek vardı. Tuğçe başkasının kızı, annem başka birinin kızını almıştı. Her şey sahteydi. Gerçeğin bile sahte olduğu bu dünya da tüm bu sözler ağırdı artık. Hepimiz kandırıldık.

Zihnim de ki meşaleyi ellerinle söndürülürken açıdan yanan avuç içlerim ışıkları söndürmüştü ama acısını dindiremedi.

Her şeyin mantıklı bir açıklama olduğunu umarak gözlerimi kapattım.

******

"Hadi bakalım, hadi bakalım uyanma vakti!" Hani uykuluyken gelen bir ses vardır ya. O an o sesten, hatta annenizin ağzından çıkan isminizden bile nefret edersiniz ya şu an tam da o ani yaşıyordum.

Güzel bir duyguydu. Defne harici birinin beni uyandırması hatta bunun annem olmuş olması çok güzeldi.

"Daha uyuyor musunuz ya, kahvaltı hazırlandı çaylar demlendi hepimiz aşağıda sizi bekliyoruz yalnız" kaşlarımı çatarken hepimizden kastı tam olarak neydi bilmiyorum.

Zehrin FISILTISI | LEZAWhere stories live. Discover now