23.Kısım"GEÇMİŞİN KANATLARI"

792 49 30
                                    

Apologize - onerepublic

Yaaaa biliyorum biliyorum hatamı. Ne kadardır sizi ihmal ettim ve bölüm atmıyordum. Bana bölüm diye yazan ve sabırla bekleyen arkadaşlarım canlarımmm çok ama çok teşekkür ederim. ama size uzuuuuun bir bölümle geldim en azından affedersiniz :))

Şimdi ben size iki haberle geldim. Birincisi Bu kitap için instagram sayfası açtım. Eveeeet açtım açtım delinebiliriz ve takipleşelimm. Çünkü çok güzel kesitler yapıyorum. Sizde yaptığınız kesitleri dm den bana gönderin hemen paylaşayım.

"zehrinfisiltisi" yazarsanız çıkar.

Ayyy, ikinci haberimi unuttum neyse aklıma gelince söylerim önemli bir şey değildi zaten. Hadi bakalım çokça yorum ve oy yapın sizi çooook seviyorum :)))

 Hadi bakalım çokça yorum ve oy yapın sizi çooook seviyorum :)))

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Bir insan ne zaman sevildiğini hisseder ki?

Doğru söyleyin, hepimizin küçükken sevgi bakımından küçük bir şey dahi olsa da unutamadığı acısı vardır. Belki babanız, belki kardeşiniz belki anneniz ya ailenizden herhangi biri. Kan bağı olmasına da gerek yok, hiç görmediğiniz sokaktan geçen biri.

Elbet bir gün biri size göğüs kafesinizde ki kemiklerin tek tek sızlattığını hissettirmiştir.

Dudaklarım birbirinden ayrılmadı, daha sıkı bastırırken küçük bir kızın uğultulu sesleri kulaklarımı tırmalıyor Zihni'mde ki kurtları daha çok ürkütüp daha güçlü kılıyor. Benim kurtlarım tıpkı benim gibi korka korka , düşe düşe güçleniyor.

"Işık! Işık lazım bize" karanlık derin bir kuyu vardı önümüzde. Derindi ve bu derinlik beni öyle ürkütmüştü ki bir adım geriye doğru tökezledim. Kalabalık telaşlı kalplere karşı kelimeler kifayetsiz kalıp kesik kesik izler bıraktırıyordu. Ruhumda bırakılan izler bir daha geçmeyecek gibi derinleşiyordu.

Aniden telefonun Işık'larıyla aydınlatılmaya çalışırken Faruk abinin kaşlarının derinceye çatıp anlamaya çalışmasıyla beraber bize baktı.

"Arkamdan kimse gelmeyecek!" Neden tek başına gittiğini biliyorum. Ayla teyzeden bir şey bulacağını umuyordu. Yıllar geçmişti, ne de bulmayı Ümit ederdi ki.

Kollarından aldığı yardımla, merdiven olduğunu düşündüğüm bir yerden usul usul inip gözden kayboldu. Ben, paytak adımlarımla çemberin etrafına geçtim. İçeri de Faruk abinin aydınlattığı kadar bir şeyler gözüküyordu. Gördüğüm tek şey sadece kağıtlar.

Bakışlarım Tufanı yakaladı. Gergin bir yüz ifadesi olanları anlatmaya yetmişti.

Korkuyor gibiydi, ya da telaşlı, heyecanlı. Tam olarak duygularını çözemiyorum.

"İyi misin?" Dediğim de boşluğa takılan gözleri sancılı bir sızıyla beni buldu. Sadece usulca kafasını salladı ama gözleri beni bulduğun da bambaşka bir Tufan vardı. Yaralarının gerisinde ki Tufan, darmadumandı fakat çok güçlüydü. Onu güçlü kılan neydi çözemiyordum.

Zehrin FISILTISI | LEZAOnde histórias criam vida. Descubra agora