24.Kısım"KIRIK KALPLER"

461 45 25
                                    

Thurisaz- ENDLESS

Biliyorum biliyorum bana yeni bölüm diye yazan arkadaşlarım bana kızgınsınız, ama inanır mısınız bir kaç haftadır hastalıklarla uğraşıyorum. Neyse neyse geçmiş olsun dileklerinizi kabul ettim bile. Haaaa, bol bol yorum ve oy bekliyorum. Keyifli okumalar size.

Ve, beni hiç yalnız bırakmayan , hep bekleyen güzeller güzelli okurum elifeee teşekkür ederim.❤️

Varlığı , cehennemin ateşi gibiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Varlığı , cehennemin ateşi gibiydi. Dokunsa yanacak gibi hissettirip , korkutsa bile yine de günah işlemeye devam etmek gibiydi.

Varlığı cennette ki yasak olan bir meyve gibiydi. Güzeldi, ulaşılmazdı. Ama günah işlemeye değerdi.

"Bugün için sağol. Bana en özel anını açtığın için." Sokak lambasının tam altında, karanlğın bizi aydınlatabildiği kadar birbirimizi görüyorduk.

"Umarım sende bir gün benimle özel anlarını paylaşırsın" dedim. Kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Uzun kirpiklerinin gölgelediği karanlık siyah gözler parıl parıldı.

"Kim bilir" dediğin de omzuna hafifçe vurup güldüm.

"Yaa! Benim silahımla beni vurma" bakışlarını kaçıran Tufan bana gülümseyerek karşılık vermesiyle bu kez ben bakışlarımı kaçırdım.

"Her neyse ben artık gideyim Bekliyorlardır beni" dedim ve bir şey söylemesine izin vermeden arkamı döndüm. Tam şu anda ona sarılmak ve tüm geçmişi küle vermek istiyorum. Ama engelleyen bir şey vardı. Olumsuz bir şey.

Kalbim bu isteği keskin bir şekilde reddederken duraksadığım yerde adımlarımı hızlandırdım.

Bir kaç adımdan sonra bahçe kapısından girdiğimde Tufana son kez baktım ve elimi havaya kaldırdım. Karşılık olarak sadece kafasıyla hareket etti.

Gitmemiş , benim eve girmemi bekliyordu .

İhtimaller ve kırgınlıklar. Aşılamayan öfke. Her ne olursa olsun gurur dediğimiz şey ona sarılmamı engelliyordu. Havada bekleyen Elime bakıp hızla arkamı dönüp indirdim.

"Sakın Hicran, sakın , sakın dönme" seslice söylediğim kelimeler benimle savaşıyor, beni geri ittikçe itiyordu.

Apartman kapısına elimi koyduğum gibi aniden açılırken irkilerek geriye adımladım.

"Yavaş...Defne?" Şaşkınca baktım yüzüne ve üzerindekilerle kısa bir an süzdüm. Pembe hayli tüyleri fazla olan pijamalarını giymiş, saçlarını da tepeden salaş bir topuz yapmıştı. Tam olarak ev modu...

"Nerdesin sen ya, saat kaç oldu?" Tıpkı o da benim gibi irkilmişti. Defne kapının ucun da, bense dışında.

"Özür dilerim anneciğim?" Dedim dalga geçer gibi.

Zehrin FISILTISI | LEZAWhere stories live. Discover now