28:Bölüm "KAR MELEĞİ"

475 40 22
                                    

O kadar uzun zaman oldu mi yazmayalı. Hepiniz sordunuz mesaj attınız, hala benimle olan var mı bilmiyorum ama sanırım geri döndüm!!!!!!




Yaşamaktı benim için direniş. İlk
kaybedişimi Annem benden çekip gidilirken yaşadım. İlk kazanışım ise annemin benden hiç gitmemiş olmasını umut etmekti.

"Umut" nedir ki?

Umut, olmayacak bir şeyi beklemekti. Aslında hepimiz olmayacağını biliyoruz ama bir umut işte.

"Anne" karşımda annem. Gözleri yaşarmış, bana bakarken ağlamamaya kendini zorluyor gibi.

"Buradasın" diyor bana avuçları kalbindeyken. Evet, oradayım. Annemin tam kalbin de can çekişiyorum. Annem tam kalbin de beni öldürdü çünkü.

"Gitme" dedi fısıltıyla. Hayır hayır, annem değil. Küçük bir kız dedi bunu.

Arkamı döndüm. Arkam da öyle güzel yeşillikler vardı ki içi açılırdı insanın. Ama önüm de soğuk dondurucu bir hava vardı. Kar meleği annem ise beyaz elbisesiyle öylece beni bekliyor.

"Gitme!" dedi bir kez daha. Bu kez sesi daha gür, daha yankılı daha acılı çıktı.

"Neden öldürdün beni?" Farklı bir ses işitti kulaklarım. Bu kez bu ses, küçük bir Kıza aitti. Gözlerim, o karşımda ki küçük kıza takıldı. Bu bendim, benim çocukluğum. Kendi içim de öldürdüğüm o çocuktu.

"Ben bir şey yapmadım" dedim acılı bir sesle.

"Sen yaptın!" Dediğin de gözlerinde ki öfke çok korkunçtu. Öyle ki, korkmuştum ve bir adım geriye doğru gittim.

"Seni öldürmek zorundaydım, acı çekiyorduk." Fısıldamıştım ama kelimeler gökte yankılanarak çıkmıştı.

Kırgın bakıyordu bana. Böyle bakmamalıydı, bunun suçlusu ben değildim. Onu isteyerek öldüren ben değildim.

"Zorunda değildin" dediğin de ağlamaya başladı. Hemen yanında ki annem, kızın gözlerinde ki acıya dayanamayarak arkasını dönerken gitmeye başladı. Gökte ağlama sesleri yükseldi, kulaklarım bu sesle bağırmaya başladı.

"Anne dur! Anne bırakma beni" elimi ona doğru uzattım ama arkasını dönmedi bile.

"Anne nolur! Gitm..."Bir adım atarken ayağımın boşluğa düşmesiyle derin su dolu bir kuyunun içine düştüm. Çabalamadım, kendimi bıraktım. Gözlerimi suyun için de açarken gördüğüm tek şey küçük kızın ağlayışıydı. Şimdi o beni öldürmüştü.

***
"Hicran, hadi güzelim aç artık gözlerini" bir ses anımsıyor kulaklarım. Bu ses huzur veren bir ses olsa da kulaklarım bu sesi duyduğun da acıyor nedense.

Gözlerimi açmak için çabalarken vücudumda ki yalım acı kendini hızla göstermeye başladı. Bana ne olmuştu, ya da bu ağrı neydi bilmiyorum, şu an da Zihni'mi dolduran şey, tanıdık başka bir sesti.

"Kızım, hadi aç gözlerini. Biz buradayız" sucak, pamuk gibi bir el dokundu parmaklarıma. Sanki bu mümkünmüş gibi beni güçlendirirken gözlerimi usulca açmaya başladım. Her şey önce çok bulanıktı, ama ben açmaya başladıkça netlikler ortaya çıkıyordu.

Zehrin FISILTISI | LEZAWhere stories live. Discover now