BÖLÜM 29

2K 154 2
                                    

Asfalt, Gökalp'in ayak sesleriyle titriyor, dağlarda yankılanıyordu.

Gökalp, kaza yapan otobüsün enkazının bulunduğu yere doğru koşuyor, tam olarak nerede oluğunu bilmiyor, fakat koşuyordu...

Didem ve Taner de peşinden geliyordu.

Gökalp, çok hızlı koşuyor, ne zaman yorulup yığılacağını hissetse, kendini daha hızlı koşmaya zorluyordu. Elinde sadece tabancası vardı, bıçak Didem deydi.

Didem ve Taner, durmak bilmeyin Gökalp'in peşinden koşuyor, onu yalnız bırakmak istemiyorlardı, fakat takatleri kesilmişti, bir buçuk saattir Edirne yolundaydılar. Ara ara yavaşlıyor, koşma yerini hızlı adımlara bırakıyor, ardından tekrar koşuyorlardı, çünkü Gökalp koşuyordu, Didem, onun başına bir iş gelsin istemediğinden korktuğu için, Taner ise, Gökalp'in kendisine yeri göstermesini söyleyip koşmasının ardından, gördüğünde ona haber verip durdurmak için peşinden gidiyordu. En azından kendilerini buna mecbur hissediyorlardı.

Didem'in takati kesilmiş, yere düşmüştü, yanında koşan Taner, onun düştüğünü görünce durmuş, yanına yere oturmuş:

- İyi misin?

demişti.

Didem, asfalta oturmuş, elleriyle yerden destek alıyordu ve nefes nefeseydi.

Konuşacak kadar nefesini toparlayınca:

- Ben iyiyim! Sen koş, onu yalnız bırakma!

- Olmaz, burada kalamazsın!

- Sana dediğimi yap! Başına bir şey gelmesine izin verme! lütfen!

dedi, gözlerine bakarak ve yalvarır gibi bir ses tonuyla.

- Tamam, tamam ama buradan ayrılma!

- Tamam.

- Al bunu da! Yanında bulunsun.

diyerek tabanca uzattı.

- Tamam hadi git sen!

Taner, Didem'i bırakıp gözden kaybolan Gökalp'in takip ettiği yola doğru koşmaya başladı.


***

Taner asfaltta koşarken silah sesleri işitmiş fakat sesler dağlarda dalga dalga yayıldığından hangi yönden geldiğini kestirememişti, ardında bıraktığı Didem mi? Yoksa Gökalp mi ateş etmişti? Aklı bu ikilemde, Didem'in dediğini yaparak Gökalp'in arama devam etti. Neredeydi bu? Bağırdı:

- Heeeyy!! Gökaalp! Nerdesiin?!

Sesi dağlarda yankılana yankılana dağılmıştı, fakat karşılık gelmemişti.

Taner koşmaya devam etti! Bu adam tek başına otobüstekileri incelemeye kalkarsa, annesini ve yengesini ararken tek parça oradan çıkamayabilirdi.

Takati kesilmişti, yoktu işte, hem neden uğraşıyordu?! Bir yanı gitmek istiyor, bir yanı yardım etmesi gerektiğini söylüyordu, durdu, ellerini dizlerine koyup, soluk soluğa nefesi kesilmiş bir şekilde, suratını ekşiterek, güç bela nefes alış verişini normale girmesini bekliyordu ki kafasını sola çevirmesiyle, yolun kenarında, bayırdan aşağıya yuvarlanmış olan otobüs enkazına gelmiş olduğunu fark etmişti. Sağ tarafta dağlar, sol taraf tarlaların ve ağaçların bulunduğu alandı. Biraz yaklaştı, yol kenarındaki barikattan atlayarak, yavaş adımlarla enkazın olduğu yere ilerlemeye başladı. Yaklaştıkça hırıltı sesleri daha çok yükseliyordu...

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Where stories live. Discover now