BÖLÜM 17

2.6K 202 12
                                    

Gökalp, hızla kendisini dışarı attı. Ortalık karışmış, silah sesleri, insan çığlıkları, siren sesleri birbirine karışmıştı. Ertuğrul'un arabasına bakındı, yerinde yoktu. Hızlı adımlarla , koşarcasına yokuştan yukarı çıkmaya başladı. Köşe başına gelince soluğu kesilmişti. Karşıya baktı, kavşağa gelmişti, iki sokak ötedeki evine gidecekti, sokağında yaralılar vardı. Ambulanslar, polisler... İstanbul semalarında uçan askeri helikopterler... Artık bir şeyler oluyordu... Bir şeyler yolunda gitmiyordu, bunun kanaatine varmıştı... İçi, ortalıkta duyulan insan çığlıklarıyla daha büyük endişe ve korkuyla kaplanıyordu. Arkadaşları da gitmişti. Elini dizlerine koyup eğildi ve kalp atışlarının biraz normale girmesini bekleyecekti ama yerinde duramıyordu. Birden yanındaki sokak simitçisi olan, yıllardır Beylikdüzünde sokak sokak dolaşan, çocuklara pamuk şeker satan Sadık Amcayı gördü. Sadık Amca, daha sonra, yeni teknolojinin çocuklarını eve kapatması ve sokakların boşalmasıyla sadece simitçiliğe yönelmişti. Gökalp, çocukluğunda yıllardır ondan pamuk şeker yemişti.
Sadık Amca oturmuş, tezgahı önündeydi. Gökalp, omzuna dokundu:

- Sadık Amca? Burda oturm...

O sırada Sadık amca hızlıca yerinden kalkıp, büyük bir hırıltıyla elleriyle Gökalp'i yakalamak için bir hamle yaptı. Gökalp, kendini refleks halinde geri çekti:

- Hass.k.t.r!

Gökalp, tabanlarını yağlayıp, olağan hızıyla kaçarak, vızır vızır geçen araçları bile umursamadan karşıya geçti ki az kalsın ezilecekti. Caddeden yardırmaya başladı. Nefesi kesilecekti fakat umurunda değildi, kalp atışlarını umursamıyordu. Temposu düştükçe daha çok hızlanmaya gayret ediyordu. Koşarken yerde hareketsiz yatan insanları görmüştü.
Sokağının başına geldiğinde nefes almıyordu, birkaç soluk almak için elektrik direğine yaslandı. O sırada insanların köşe başındaki Didem'in evine toplaşmış olduğunu gördü. Gökalp, yaslandığı direkten doğrularak, insanların arasına daldı. Birden gördüğü manzarayla irkildi. Didem'in annesi Nurdan, penceresinin demirlerinden kollarını çıkarmış, yüzü solgun ve saçları dağınık bir şekilde, büyük ve sinirli hırıltılarla insanlara bağırıyordu. Kendinde olmadığı kesindi.

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Where stories live. Discover now