BÖLÜM 16

2.5K 195 9
                                    

Gökalp:

- Ne uyandırıyorsun beni ya? Ertuğrul'un kine damladın bari benimkini rahat bıraksaydın ya!

Arabadaki herkes aynı anda:

- Oooooo.

Dedi.

Serpil, büyük bir kahkaha atarak:

- Ulan ne kadar korkutmuşum sizi, bilinçaltınıza yerleşmişim, hahahahaha.

Ertuğrul, aynadan Serpil'e alaylı bir yüz ifadesiyle bakarak:

- Korkulmayacak gibi değilsin ki.

- S.e lan!

Gökalp, doğru dürüst bir şey yememişti, şekeri düştüğünü hissediyordu:

- Sağa çeker misin kanka?

Ertuğrul:

- N'oldu kanka?

- Midem kazındı, su, kraker falan alayım. İsteyen var mı?

Serpil:

- Eve ne kaldı şurada ya?

- Ses etme.

Ertuğrul, arabayı sağa, market'in önüne çektikten sonra:

- Bana da tuzlu bir şeyler getir kanka.

- Tamam.

Gökalp, inip kapıyı kapattıktan sonra arabanın arkasından dolandı ve markete girdi. Fazla büyük olmayan bu markette hızlıca kraker, bisküvi reyonuna yöneldi, birkaç tane eline aldıktan sonra dolaptan soğuk su aldı. Markette birkaç kişiden başka müşteri yoktu. Marketin sahibi olan Emin Bey, Gökalp ve arkadaşlarını tanıyordu. Genelde sahile giderken hep buraya uğrar, poşet poşet çekirdek vs. alıp, hunharca sahilde yer, içerlerdi.

Gökalp, fazla olmayan sıraya girmiş, elindekilerle beklemeye koyulmuştu. Tam o sırada dışarıdan hızlı hızlı geçen polis ve ambulans arabaları marketteki lerin dikkatini dışarıya verdi. Meraklı insanlar kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı, iki tane bayan:

- Duydun mu siren sesini?

- Hııı.

- Ay komşuum, bizim mahalleden hastalığa yakalananlar olmuş. Hastaneler hınca hınç insan kaynıyormuş dediler. Allah sonumuzu hayır etsin. Ne olacak bu milletin hali böyle?

- Bi b.k olmaz amma korkaksınız!

Gökalp, korkmaya başlamıştı. Biraz sonra sıra ona gelmişti. Önündeki sıra kasadan acele acele aldıklarını ödedikten sonra marketten çıkmıştı. Markette sadece Emin Bey, Gökalp ve raflara bakınan birkaç tane insandan başka kimse.kalmamıştı.

Gökalp, aldıklarını koyduktan sonra:

- Abi, dışarıda ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?

Emin Bey:

- Haberin yok mu Gökalp? sizin mahallede yaralılar varmış!

- Ne? ne diyorsun sen abi?! Kim yaralanmış?!

Emin Bey, marketindeki küçük televizyonunun sesini körükledi:

Haber spikeri, hararetli bir ses tonuyla

" - Şu anda İstanbul, Taksimden ve çeşitli yerlerinden canlı bağlantılarımız olacak sevgili seyirciler, ilk olarak Taksime gidiyoruz, muhabiriniz Kader bizi bekliyor.
Kader, şu anda neler oluyor orada?
Bize anlatır mısın?

- Yasemin, şu anda kelimenin tam anlamıyla burada büyük bir hengame yaşanıyor. Korkulan başa geldi diyebiliriz, Amerikayı, Avrupayı derken bu virüs ülkemizi de etkisi altına aldı. Sokaklar karışık, halk korku içinde! Çok sayıda polis ve askerler görevlendirildi. Hastalanan insanlar kontrol altına alınamıyor!
Söverim lan böyle işe!

- Evet... Muhabirimiz sevgili Kader de, durumun vahamiyetinden, etkilenmiş, durumda!"

Gökalp, elindekileri atıp hızlıca market kapısına yöneldi.

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Where stories live. Discover now