BÖLÜM 21

2.5K 180 18
                                    

Gökalp, korku ve tedirginlik duygularını bir arada yaşadığından tetikteydi, bu sebeple az kalsın sopayı kızın kafasına indirecekti. Kızın sesini duyunca bir anda frenlemişti, konuştuğuna göre ölü değildi. Sopayı yavaş yavaş indirmeye başladı. Kız, kollarını kaldırıp savunma pozisyonu almıştı ve Gökalp ile kendisi arasında kollarıyla bir nevi barikat kurmuştu. Bir anda korktuğu belliydi. Kızın, perişan siyah bluzu, beyaz yırtık dar paça pantolonu ve sarı darmadağınık topuz saçları, onun büyük bir arbededen çıktığını ele veriyordu. Kız, Gökalp'in sopasını indirdiğini görünce, savunma pozisyonunu terk ederek kollarını indirmeye başladı.

Gökalp, kızın yüzüne biraz baktıktan sonra onu tanıdığını fark etti, bu arkadaşı Didem'in ta kendisiydi. Bir anda beklemediği kadar mutlu olmuştu Gökalp, her halde daha önce Didem'i görünce bu kadar sevineceği aklının ucundan dahi geçmemişti.

Didem de onu tanımıştı, gözleri bir anda dolarak ayağa kalktı ve boğuk bir ses tonuyla:

- Gökalp!

Didem, bir anda Gökalp'in boynuna sarılmıştı.

Gökalp de onu gördüğüne çok sevinmiş olacaktı ki o da sarılmıştı.

Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra Gökalp, ellerini indirdi ve Didem'in omuzlarından tuttu:

- İyi misin?

Didem cevap verememişti, Gökalp, eliyle Didem'in gözyaşlarını siliyordu.

Birlikte kaldırım taşına oturdular.

Didem:

- Hayır değilim! Değilim işte!

Gökalp, gözlerini karşıya dikerek:

- Ne tuhaf bir soru sorduğumun farkındayım.

Didem, ağlamayı bırakmış, yüzü mimiksiz bir şekilde, kaldırım taşlarına bakıyordu.

- Gökalp, her şey bitti!

iç çekerek devam etti:

- Ablam, annem, babam. Hepsi öldü.

Gökalp, üzüntülü ve şaşkın gözlerle bakışlarını Didem'e çevirmişti. Hiç konuşmadan Didem'i dinliyordu, Didem devam etti:

- Ablam bir canavar oldu, bana saldırdı. Annem yetişmeseydi ablam gibi olacaktım... Sonra ablam anneme de saldırdı, onu ısırdı. Annem fazla dayanamadı, kan kaybından öldü, sonra o da tekrar kalktı ve bana saldırdı... Ben hiçbir şey yapamadım, ona zarar veremezdim, düşmeseydi kaçamazdım ve belki de bende ölmüştüm...

Gökalp, karşısında başından geçenleri anlatan arkadaşına çok üzülmüştü. Bir günde neler yaşamıştı. Zaten bu cehennem de bir günde İstanbul'u alt üst etmemiş miydi ?

Karşısında ağlamayı bırakan ve sessizce kaldırım taşlarına dalıp gitmiş olan arkadaşının halinin iyiye gitmediğini anlayan Gökalp:

- Ailen için üzüldüm. Başın sağ olsun.

- Sağol.

Bunu söylerken Didem, yerden gözlerini ayırmamıştı.

- Ya silahlı adamlar ? Onları sen gördün mü?

- Polisleri mi? evet gördüm, insanlara ateş ediyorlardı. Evimize girip annemle ablamı vurdular, ben dışarıya kaçmıştım o kıyamette, öldürülen insanların arasına yattım, cesetler üstüme düşmüştü, ölü numarası yapmasaydım kurtulmamış olurdum.

- Ne diyorsun sen? onlar polis miydi? polis nasıl katliam yapıyor?

- Sadece hastalananlara ve şüphe duyduklarına ateş edeceklerdi, sonra da işler çığırından çıktı işte...

YAŞAYAN SON ÖLÜLER "Zombi"Where stories live. Discover now