Bölüm 30

5.6K 350 59
                                    

Adımları ıslandı yürürken tek başına,
Rüzgar sardı kollarını acımasızca.
Karnı, açlığını bağırarak haykırsa da sokakta,
Utanarak sokuldu yırtık kabanına.
Fısıldadı,
Anneciğim, ben tokum.

Kuruşlar tıngırdadı cebinde,
Soğuk havayı şakaklarında hissetti ahenkle,
Düştü yere, kalktı kendince,
fısıldadı,
Babacığım, ben iyiym.

Bir kedi çıkardı kafasını ,
Ona verdi kız son ekmeğinin kırıntısını,
Karnı doyduktan sonra gideceğini bilse de,
Belki kalır ümidi ile.

Girdi en sonunda evine kız,
Yalnızlıklarla döşenmiş odasında,
Son inancı ile yalvardı tanrısına,
Tanrım, yalnız mıyım?

Sokak lambaları giderek seyrekleşirken kalabalık gürültü beraberinde artmaya başladı. Araba aniden fren yapınca etrafımızda ki büyük ağaçların arasından kopan kıyameti görebiliyordum. "Sakın yaklaşma." Teo, arabadan inip hızlıca kalabalığın merkezine akın ederken çoktan bende peşinden arabadan inmiştim.

Kaosun ortasına doğru ilerlerken birçok kurdun içinde olduğu bir savaşı görmeyi beklemiyordum. Teo, vakit kaybetmeden büyük kurduna dönüştüğünde geride kalıp onu izlemeye devam ettim. Savaştıkları üç vampir o kadar hızlıydı ki ne yaptıklarını yakalamakta zorlanıyordum. Teo, aralarına girdiğinde nasıl olduğunu anlayamadığım bir çeviklikle vampirin kafasını ısırıp ikiye böldü.

Gördüklerim ile ağzım aralanırken yerde, kanlar içinde yatan tanıdık bir beden adımlarımı geriletmeme sebep olmuştu. Ona dikkatlice baktığımda, Taylor'un karnından ağır şekilde yaralandığını gördüm. Diğer vampirde boynu kırılarak yere düştüğünde etraftan birçok kurt geldiğini yeni görmüştüm. Nasıl bu kadar geç kaldıklarını düşünürken yanımda esen buz gibi bir rüzgar ile tüylerim diken diken oldu.

Kavganın uzağında olmama rağmen tanıdık bir kızın sesi etrafımda yankılanırken tüm dikkatim dağıldı. Daha önce hiç görmediğim kırmızı gözler önümde dururken bana dikkatlice baktı. İçimde ki korku giderek artarken hiçbir şey yapamadan öylece duruyordum. Teo'nun kurdu araya girerek atladığında kırmızı gözler kaybolarak uzaklaştı.

Şaşkınlıkla iri, siyah kurduna bakarken gördüğüm kırmızı gözlerin gerçek olup olmadığını sorguladım. Az önce duyduğum kız sesi, çığlığa dönüşerek etrafımızı sardı. Sesin geldiği yere baktığımda Mia'nın yere çökmüş, Taylor'un başında durduğunu gördüm. Herkes oraya doğru toplanırken, kurda dönüşmemiş birkaç adam Taylor'u kaldırarak taşıdılar. Mia'nın yanına doğru gittiğimde ayaklarımın çıplak olduğunu yeni fark etmiştim. Yerde ki kanları görmem ile ellerim uyuşmaya başladı.

Bu kadar çok kanı daha önce İzmir'de görmüştüm. Bıçaklandığım zaman, bundan daha fazlası vardı ve yaşamama ihtimal vermemiştim. Aynı duygu gözümün önünden akarken Mia'yı takip ederek eve doğru koşmaya başladım.

Her şey o kadar karışıktı ki bir anlığına etrafta Teo'yu göremedim. Kalabalığı takip ederek ev alanına geldiğimde çoktan Taylor'u, salonun arkasında ki ayrı bir odaya almışlardı. Mia, bağırarak ilerlese de karmaşanın ortasında gözlerim Teo'yu arıyordu. İnsana dönüşmüş formlarıyla beraber herkes kapının arkasına toplanırken başka ciddi bir yaralanma geçirenin olmadığını gördüm.

Teo, insana dönüşmüş halde ve kıyafetleriyle salona geri geldiğinde bakışlarımız birleşti. İyi olup olmadığımı görmek istercesine dikkatlice beni süzdüğünde kimseyi dinlemeyerek Taylor'un bulunduğu odaya daldı. Kapının aralanmasıyla bir doktorun ve birkaç kişinin başında olduğunu gördüm. Mia'ya baktığımda gözyaşları içerisinde koltuğa oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now