Bölüm 19

7.3K 420 18
                                    

Arabanın yavaşlamasıyla yarı uykulu halimden çıkarak etrafıma bakındım. Yol kenarında ki seyyar satıcının önüne gelmiştik.

Teo arka tarafa uzanarak çantayı aldı ve içinde ki siyah montu bana uzattı. "Bunu giy. Biraz hava alıp yemek yiyelim."

Üstüme montu geçirip arabadan indiğimde soğuk, tüm bedenimi esir almıştı. Küçük titremelerle Teo'nun yanına gittiğimde beni sıcak kollarının arasına aldı.

Araba kaputunun önünde durduğumuzda eşsiz manzara dikkatimi çekti. "Alıp geliyorum"

Yanımdan uzaklaştığında içimde baş kaldırmaya hazırlanan eksiklik duygusunu görmezden gelmeye çalıştım. Bağ, güçlenmişti. Ona karşı hissettiğim duyguların sadece bundan ötürü olmadığının farkındayım ama yine de, yanımdan ayrılmasını istemiyordum.

Ağaçlık manzaraya bakmaya devam ederken Teo elinde ki ekmeği ve ayranı bana uzattı. Sessizce yemeğe başladım.

"Yeni evlisiniz galiba"

Boğazıma kaçan ayranı öksürmeye başladığımda yanımıza yaklaşan orta yaşlarda ki kadına baktım. Üstünde ki önlüğe bakılırsa burada çalışıyordu.

Teo beni kendine çekip alnımı öptü. "Evet, eşimle tatile çıkmıştık."

Söyledikleri karşısında şaşırmam bir kenara, içten içe mutlu olmuştum.

"Ah bizde sizin yaşlarınızda evlenmiştik. Tadını çıkarın sonra çocuk olunca işler değişiyor."
Kadının yüzünde ki sıcak gülümsemeye aynı şekilde karşılık verdim.

"Eşim biraz tereddütlü. Ama ben biran önce çocuğumuzun olmasından yanayım." Teo'ya baktığımda yüzünde ki gülümsenin altında birçok anlam yatıyordu. Hatta bundan keyif aldığına bile eminim.

"Korkma kızım, çocuk evin neşesi. Size de yoldaş olur." Kadının yüzünde ki tatlı samimiyet, içten olduğunu belli etse de kendimi gerilmekten alıkoyamamıştım.

"Ben biraz daha bekleyelim istiyorum. Eşim sabırsız."

Kadın dikkatlice Teo'yu izlerken neden bundan rahatsız olduğumu anlayamadım. "Oğlum aynı yabancılara benziyorsun. Maşallah"

"Buralı değilim abla, Alaska'dan geliyorum. Eşim için buraya taşındım."

Kadının parıldayan gözleri üstümüzde oyalanırken bana döndü. "Çok şanslısın, maşallah"

"Evet." Dedim gülümsemeye çalışarak.

Kadın gittiğinde elimde ki ekmeği ve ayranı bitirmiştim. Çöpleri atıp arabaya geri bindiğimizde yan yan gülerek ona döndüm.

"Ee evlenmişiz benim haberim yok."

Arabayı çalıştırıp bakışlarını bana çevirdi. "Söyleyecektim eşim, unutmuşum."

Yüzünde ki gülümseme yayılırken ona takılmaya devam ettim. "Çocuk istiyorsun demek... Sana iyi şanslar bu konuda."

"Bence senin daha çok şansa ihtiyacın var." Dedi göz kırparak.

İma ettiği şeyi anladığımda kafamı cama çevirdim. Bunu konuşmaya hiç hazır değildim ama yüzümde ki ufak gülümsemeyi silemedim.

Araba dağlık alana doğru ilerlemeye devam ederken ona doğru döndüm. "Neredeyiz?"

"Paşa Yaylasına yakınız."

Uzun ormanlık alanı geçtiğimizde arabayı sağ kırdı ve seyrek ağaçların arasında gitmeye başladık. Tam olarak ne yaptığını çözmeye çalışırken ileride ki gecekonduya benzeyen evleri gördüm.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now