Elektrik Çarpması

8.9K 742 150
                                    

Aral  bayrağın bu kadar büyük olabileceğini tahmin etmiyordu. En üst katın balkonu Alparslan'ların evindeydi başlangıç noktası oradaydı, neredeyse zemine kadar uzanıyordu. Epey iri ,heybetli olan sarılı,kırmızılı ve siyahlı bayrak eve ay ışığının girmesine bile müsade etmiyordu. Kalabalık bir an içeri dolduğunda Alparslan'ı göz hapsine almıştı. 

Sanırım onun gelişigüzel halleri daha çok yaşını gösteriyordu. Üç numara saçlarını kapşonla kapattığı vakit yüzündeki en belirgin nokta keskin çene hattı ve elmas gibi parlayan fırtına grileri oluyordu. Bol bir eşofmanın üzerine salaş bir kapşon geçiriyordu bazen dizi çıkmış eşofmana aldanmadan çorapları içeri bile sokuşturuyordu. Başkası yapsa muhtemelen Aral bunu zevksizce ve kekoca bulurdu lakin Alparslan beyaz ya da baklava dilimi çorapla bile bir şekilde podyumun tozunu attıran adamlara benzeyebiliyordu.

Ona uzun uzun baktığını fark edince tez bir biçimde gözlerini çekmişti. Alparslan bir küfür savurup elindeki kasa dolusu birayı dolabın önüne bıraktı.

"Bok gibi içiyorsunuz taşımaya gelince dedem gibi her yeriniz fıtık atıyor amına koduğumun apaçileri."

"Abi o kasları kızlara şov diye yapmıyon herhalde."dedi Ercan alayla. "Zarganayız ya biz,koçsun koç. Aslansın..."

Aral bir laf diyecek gibi oldu lakin kısa süredir ateşkes içerisindelerdi. Ne Aral buradan kurtulabiliyordu ne de bu adamlar kendi tapulu dairelerini bırakıp başka yere taşınabilirdi. Kötü bir başlangıçtı lakin iki tarafta sessizce hiç olmamış sayıyor,en azından insani düzeyde medeni bir iletişime geçmeye çaba gösteriyordu.

"Tekbirrrr."diye gürledi Ayhan jelibonun kafasını ısırıp. Televizyonun başına geçtiklerinde onlar çoktan çerezlerini önüne çekmiş maçın başlamasına dakika sayıyorlardı.

"Kızların gözü yaşlı."diye mırıldandı Aral bira şişelerine uzanırken. "Alparslan da artık gökkuşaklı."

"Çatal dilini dişlerinin arasında tutarak başlasan güzelim,ha maç izlesek,kafayı dinlesek?"

"Olur."dedi Aral omuz silkerek. "Eğlenceyi seviyorum. Eğlence yoksa da yaratırım yani,bilirsin."

Alparslan derin bir nefes vermiş,şişelerin arasından soğuk bir şişeyi avuçlayıvermişti. Çakmak ucuyla bira kapağını açarken Aral usulca tezgaha yaslanmış,onu seyrediyordu. Elindeki bira şişesini hafifçe sağ sol yapmıştı. Alparslan kendine aldığı cipsi arıyordu lakin çoktan ortaya konmuş ve mıncıklanmaya başlanmıştı.

"Olum benim olana dokunanı sikerim diyorum,yiyecekseniz bir tane daha alayım diyorum. Ayak kokulu Doritos'u alıyorsunuz bunu yiyecez diye geziniyorsunuz benim cipsi yiyorsunuz ,dayak mı atayım,sikeyim mi ağzınızı illa ne istiyorsunuz?"

"Alparslan."dedi Aral irileştirdiği gözlerle birlikte kalçalarını mutfak tezgahına yaslamayı sürdürmüştü. "Benim kapağı da açar mısın ?"

"Getir."

Alparslan,Aral'ın sinsi gülüşüne mana verememişti zira oğlan genelde onunla konuşurken kafasındaki kırk tilkiyle cirit atarak konuşuyordu. Bu nedenle onun her zamanki alaycı gülüşüdür diyip üstelememiş,ısınmakta olan takımına göz gezdirmişti televizyondan. Hocanın tercihlerine bir küfür mırıldanırken rakip takımın kalecisine bakıp tıslayarak gülmüştü. "Kova."

Alparslan,Aral'ın çalkaladığı bira patlayınca gözünü ekrandan anca çekmişti.

Ellerinden köpükler  akıyor,şişedeki bira yukarı doğru hızla akın ediyordu. Bununla birlikte Alparslan yere damlamasın diye elini lavaboya doğru uzatmaya çabalasa da Aral ondan önce davranmıştı.Alparslan'ın elinde tuttuğu şişeyi ağzına alırken köpüklerin kendi ağzına yol almasına izin vermişti. Dudağının üzerinde beyaz köpük köpük izler birikirken yeşilleri aç bir iştahla Alparslan'ın fırtına grilerine değiyordu. Ağzını bira şişesinin deliğine yaslamıştı.

Yeni Oğlan Where stories live. Discover now