Ağlak Ayhan

14K 963 73
                                    

Sıcak su bedeninden akıp gittiğinde bedeni biraz kendine gelmişti.
Islak saçlarını tişörte sararken üzerine kalın bir polar ve eşofman çıkarmayı ihmal etmedi.
Buz tutmuştu.
Ağrıyan midesi için su kaynatmış biraz bal ekleyerek nane çayı hazırlamıştı.
Şimdi dünyanın en saçma dizilerinden birini açarak kafa dağıtmaya hazır sayılırdı lakin bu keyfi de elinden alınmıştı.

Saat gece üç sularında kapısı tıklanmıştı.
Alparslan'ın uyuduğuna emindi zira balkona çıkıp gizlice dinlemişti Aral.
Telefonda biriyle konuşuyor,uyuyacağım sabaha görüşürüz tarzında bir şeyler anlatıyordu.
Aral telefon kapandıktan sonra Alparslan'ın bir daha balkona sigara yakmaya çıkmamasını uyumuş olarak değerlendiriyordu.
Yine Serkan ile uğraşmak istemiyordu zira yorucu bir havadaydı.

O gruptan hiç kimseye selam dahi vermek istemiyordu lakin Ayhan denen oğlan kapısının ucunda dikilmişti.
Onun iri gözleri,bir hamsteri andıran tombul elmacık kemikleri ve masum bir ifadesi vardı.
Süt dökmüş bir kediyi anımsatıyor korkuyla sağa sola bakınıyordu.

"A-Aral iyi geceler."

"Evet?"

"Şey uyumuyordun değil mi?"
Aral bıkkın bir bakışla oğlanı içeri buyur etmişti.
Oğlan kafasındaki kapşonlunun ipleriyle oynarken epey tereddütlüydü.
Buram buram anason kokuyordu.
Tıpkı Serkan,Alparslan ve sırasıyla Ayhan'ın da olduğu gibi!

"Ben sana bir şey anlatmak istiyorum."dedi Ayhan telaşla.
"Uyuyamıyorum."

"Kahve ister misin?"dedi Aral ters çıkarmamaya çalıştığı sesiyle.
"Çay falan ?"

"Bak senin üzerine iddiaya girdik biz."

Aral kaynar çayından öyle bir yudum almıştı ki dudakları ve ön dişleri sızım sızım sızlıyordu.
Bir anda duyduğu şeyle üzerine kaynar su dökülürken Ayhan kendi kendine konuşur gibi mırıldanmıştı.

"Yani ilk buraya geldiğinde fazla artist geldin işte,bizimkiler de kesin top falan dedi.
Serkan Abim dedi ki o kesin top iddiaya var mısınız."
Aral elindeki bardağı yere düşürürken cam kırıkları ve kaynar su ayaklarını ısırıp geçmişti.
Ayhan ise kendi kendine ,rap yapar hızda mırıldanmaya devam ediyordu.

"Yani ben ilgilenmem aslında ama şey sanmasınlar beni de diye ben de katıldım iddiaya. Serkan Abi,Alparslan Abi'den senin korkmadığını anlayınca üstüne gitti biraz o da katıldı iddiaya.."

"Alparslan ve Serkan benim üzerime iddiaya mı girdi?"dedi Aral donuk bir sesle.

"Aslında sadece erkeklerden hoşlanıyor musun öğrenmek için normal misin değil misin diye sonra o kendi aralarındaki pürüze döndü işte..."
Ayhan sarhoş bakışlarla Aral'ı izlerken yutkundu.
"Geçen sen Serkan Abi kız ismi sorunca kaldın öylece,anladılar işte. İddiayı kazandı..."

"Neydi değerim."dedi Aral boğuklaşan sesiyle.
"Neyine iddiaya girdiler..."

"Serkan Abi meyhane hesabı ,araba anahtarı ve sigara kazandı."
Ayhan yorgun bir sesle yanıt verdi.

"Bunu kutladınız."dedi Aral burnunu çekerek.
"Eşcinsel olduğumu tahmin etmenizi..."

Ayhan yorgunca başını salladı.
"Her zamanki içki gecelerinden biriydi..ama..ben.."

"Sen neden vicdana geldin hayırdır?"
Aral kinle oğlana gözlerini dikerken Ayhan yorgunca gözlerini ovuşturdu.

"Uykum var...."

Demek ki Alparslan o gece o yüzden çıldırmıştı.
İddiayı kaybedince...
Bir kız ismi söylemek zor muydu diyerek bağırmıştı işte!
Serkan da bugün benzerini dillendirmişti.

"Sen neden vicdana geldin."dedi Aral hırsla.

"Serkan Abi bence baya taktı...uzattı yani ,iddiayı kazandı ama sen Alparslan Ağabeyi takmıyon ya,baya taktı seni o yüzden..."

"Alparslan'ı da Serkan'ı da sikime taşağıma sürdüm Ayhan."diye fısıldadı Aral gözünden düşen yaşlarla.
"Gel al abilerini."

"Alparslan Abim bilmez dimi buraya geldiğimi? Söylemezsin dimi..."

Aral bomboş bir bakışla oğlana kalk artık temalı bakış yollasa da Ayhan bu geceki iddia dolaylarında saçmalıklar ile mırıldandı durdu.
Bir koltuğa sızıp kalırken oyun parklarından söz eden saçmalıklarda bulundu.
Aral onu defalarca kez dürtse de sarhoş oğlan bir köşeye kıvrılmış kalmıştı.
Aral'ı çileden çıkartan bir horultuyla uykuya daldığında Aral insanlık namına bir battaniye fırlatıp odasına geçti.

İyi bir insan olmak hiç bir şey kazandırmamıştı.
Kötüyle kötü olmayacaktı.
Tek bildiği ilk fırsatta bu insanlardan uzağa taşınmak olacaktı.

Yalnızlık hissi çok uzun zamandır onunlaydı.
Geceleri eve gelmeyen Yavuz ringe çıktığını ve Aral'ın çocukça davrandığını söylerken de böyleydi bu durum.
Yağmurun camı dövüşünü dinleyerek uyumaya alışkındı.
Podcast dinlemeyi rutin hale getirmişti ama sıkılıyordu kelimelerden.

Gözünden bir kaç damla yaş yastığa damlarken kuruyan boğazıyla yutkunmuştu Aral.
Sadece yeni bir sayfa istemişti.
Şimdi eski sayfalar bile daha mutlu görünüyordu yüzüne.

Yavuz'un sayısız mesajları her gece olduğu gibi telefonundaydı.
Yaptığı hatadan it gibi pişman olduğu ve onsuz uykuya dalmanın çile olduğunu içeren kelimeler... birbiriyle ahenk içindeydi.

Aral kendini hep şanslı saymıştı.
Asla üzerine iddiaya girilmemişti,asla bir pürüz yaşamamıştı. Ailesi ve çevresi dışlamadan mükemmel bir ilişkiye başlamıştı.
Bir anda beraber yaşamaya başladıkları ve hatta evli gibi uyuyup uyandıkları mutlu bir ilişki.
Yavuz olmadığında güvensiz hissediyordu.
Zehirli ve zedeleyici bir aldatma kamçısı ilişkilerine yıldırım gibi düşmüştü.
Bunun haricinde dış dünyada ne kadar fobik ve içten pazarlıklı insan olduğunu unutuyordu.

Belki de annesini gerçekten aramalıydı.
Ya da belki de Yavuz'u son bir kez görmeliydi.

"Hayır."diye fısıldadı yüzünü yastığa gömerken.
"İnadım inat...Hayır.."

Horlama sesleriyle bir küfür savurdu Aral.
"Ağlak Ayhan..."







Yeni Oğlan Where stories live. Discover now