Şok

16.1K 897 104
                                    

Aral üst kattan gelen şişe seslerini duyabiliyordu.
Kahkahaları da müzik sesiyle içmeye devam edişlerini de işitebiliyordu.
Kendisine bir kahve yapıp balkonda oturduğu vakit kolilere bakındı.

"Anne..."

"Aral?"

"Nasılsın."dedi Aral yorgun bir sesle.

"İyiyim canım,sen? Yerleştin mi? Eksiğin varsa buradan yollayalım biz baban sabah kargoya versin..."

"Anne."dedi Aral sulanan yeşillerinden damlalar süzülürken.
"Özür dilerim. Ve sizi özledim."

"Biz de seni."

'Onun yüzünden size küstüğüm için....beni affetin mi?"

Uzun bir sessizlik sonrası annesi yumuşak bir sesle yanıt verdi.
"Geçmiş geçmişte kaldı. Önemi yok,sen mutlu olmayı hak ediyorsun."

"Kendimi kendi şehrime bile ait hissetmiyorum. Sanki köşe başında bir yerde onu görürüm gibi geliyor ve...Ben neden buraya geldim bilmiyorum."diye mırıldandı Aral.
"Ama güzel her şey. Bu-burada baya mutlu olacağım yani inanıyorum."

"Hiç arkadaş edindin mi?"

"E-Evet."dedi Aral hüzünle.
"Çok kişi var daha okula bile uğramadım ama yani kalabalık baya site."

"İstersen gelecek haftasonu gelelim mi?"dedi annesi yumuşak bir sesle.
"Ya da sen gel,evi özlemişsindir."

"Okula alışmam gerek. Kapatıyorum ben,seni seviyorum. İyi geceler."

Yorgunca telefonu kapattı.
Annesi onun dışarıda yapamayıp geri geleceğine emindi. Sadece valizlerini alıp arabaya yükleyelim mi sen kendin gelir misin diyordu işte kibarca.
Aral daha yerleştirmediği kolilere bakınırken kaderine bir kez daha küfür etti.
Bu tip insanlar hala var mıydı?
Gerçi kendisi çok daha entelektüel ve donanımlı bir yerde büyümüştü. Serserileri mıknatıs gibi çekmesi onun suçu değildi.
Bu tarz insanlara alışkın değildi.

Alparslan açık ve alenen onu tehdit etmişti.
Bu durum Aral'ı ürpertiyordu ama kapanma derdi yoktu.
Kararsızdı sadece. Açık olduğunu belli etmek ve gizlemek arasında gelip gidiyordu.
Kapanmaya çalışsa da birileri onu bulmaya direniyordu.

"Sikimde değil."diye mırıldanmıştı Aral.
"Hatta  burada güzel bir eğlence yeri bulacağım... Dağıtacağım, boktan ilişkinin bitişi şerefine içeceğim..."
Geceyi de hoş bir adamın kollarında kapatacağım.
Aral kahveden bir yudum alıp kendine bir küfür savurdu.
Hayat o plan yaparken  bütün planları götüne sokmakla çözüm bulmuştu.

Yukarıdan son ses gelen Esmerin Adı Oya şarkısını duymazdan geldi.
Bu kendini bilmez serserilere borcu varmış gibi davetlerini kabul etmek tamamıyla bir hataydı!

Yan üst balkonunda içiyorlardı,bir üstünde ise Alparslan'ın evi vardı.
Onların evinde de akşam yemeği tabak çanak sesleri geliyordu.

En son ailece ne zaman yemek yemişlerdi anımsamaya çalışıyordu.
Sanırım Yavuz öncesinde her akşam aynı masada günlerini anlatarak yemek yerlerdi.
Sahi babasının sinir bozucu satıcısı ne olmuştu?
Annesinin iş yerindeki kadının küçük oğlu iyileşme göstermiş miydi?

"Ne kadar çok şey kaçırdım."diye fısıldadı Aral kahve fincanındaki köpüğü seyrederken.
"Her şeyi kaçırdım..."

Ve her şey yeterince boka sarmamış gibi Yavuz telefondaydı.

"Aradım meşguldü,annenle mi konuşuyordun?"

Müzik sesleri, çatal bıçak sesleri,Aral'ın dünyasındaki çığlıklar..
Hepsi birbirine girmişti.

"Yavuz,pet taksi ücretini öderim. Simba'yı yolla."

"Yemek yedin mi ?"demişti Yavuz boğuk bir sesle.
"Unutuyorsun akşam yemek yemeyi."

"Eşyaları sende kalsın."dedi Aral yalvarır bir tonda.
"Ben alırım ona. Sen ileride kendi kedine kullan,o benim. Simba'yı bana getir."

"Sesini özlemişim."

"Bunu neden yapıyorsun?"diye fısıldadı Aral.
"Canımı acıtmak için neden kedimizi kullanıyorsun ?"

"Kedi evde seni bekliyor."diye yanıtladı Yavuz.
İçki içtiği belliydi,bardak sesini duymamak imkansızdı.
"Ben de seni bekliyorum."

"Ben evdeyim."diye yanıtladı Aral sesini toplayıp.
Çanak tabak sesleri ve müzik sesi yankılanıyordu.
Aral ilk günden kavgacı komşu olmamak için telefondaki sesini kısık çıkarmaya çalışıyordu.

"Değilsin."diye tıslamıştı telefonun ucundan Yavuz.
"Başını alıp gittin,anlamadın dinlemedin ve..."

"Siktir ! Amcık ,beni aldattın lan !"

"Hala dinlemiyorsun!"

"BENİ ALDATTIN!"

"İt gibi pişmanım! Seni seviyorum. Seni alacağım oradan ve..."

"LAN ALDATTIN DİYORUM ALDATTIN..."

"Aral,yüz yüze konuşabiliriz."

"ARAMA !"

Bu sikiğin kediyi vereceği yoktu!
Aral büyük bir hışımla elindeki kahve fincanını bahçeye doğru fırlatırken gür bir sesle küfür savurmuştu.
Fincan çimlere düşüp"pat"sesiyle yankılandığında ise çatal bıçak sesleri de müzik sesi de duraksamıştı.
Vazgeçmesi için herkes aynı anda tuşlara basıyordu adeta !

"Siktin anasını porselenin."

Aral irileşen yeşilleriyle üst kattaki balkona baktı.
Elinde Beypazarı soda ve sigarayla dikilen ,kapsonunu kafasına çekmiş olan Alparslan delici bir bakış yollamıştı.
Parmaklarındaki dövmelerde kuru kafa ve sayılar mevcuttu.

"Ödüm koptu!"diye fısıldadı Aral sinirle.

"Hani korkmuyordun ?"

"Sen ve saz ekibin değil ,aniden seslenmen korkuttu?"
Aral merakla yan çarpaz balkona bakındı.
"Niye içmeye gitmedin ?"

"Evde börek yiyorum?"
Alparslan dümdüz bir sesle yanıt verdikten sonra tek hamlede sodasını kafaya dikti.
Nefessiz bir biçimde Beypazarı sodayı içen belalı tipe Aral içinden bir "hasbinallah"çekmişti.

"Bela istemiyorum."diye yanıtladı Aral.
"Sadece uyumadan uyumaya geleceğim. Sen beni görme ben sizi."

"Hadi ya sabah Serkan'la baya iyiydiniz."dedi Alparslan külünü oğlanın balkona atarken kocaman sırıtmıştı.
"Viski içip ayrı mı düştünüz?"

"Ortada fol yok yumurta yok ,bı sikim bilmiyor kimse."

"Anlayan anlayacağını anladı."
Alparslan külünü yine oğlanın balkona atarken göz kırptı.
"Döveceğim zaman yanaklarına vurmayayım, hatırlat. Fazla kızarıyorsun."

"İn aşağı döv o zaman ?"dedi Aral hırsla.
"Vurdun zaten ?"

"Karşı koyman lazım."dedi Alparslan alayla.
"Herkes gibi olur öyle kurbanlık koyun gibi önüme yatarsan,keçi."

++++++

Arkadaş grubunun isimleri bir yerden tanıdık geliyor kulağa diyenler için Spirit ile Nostalji kahvesi içiyoruz.

Evet...
Sempatik Ercan Çılgın Ayhannnnn
Bici bici Ebru esmer Banuuuuu.

Napiyim isim rezervimiz bitti olm KSKDKSLSLSL

Yeni Oğlan Where stories live. Discover now