Baskın

15.4K 1K 136
                                    

Bütün gün gezmekten gerçekten ayakları şişmişti.
Kendini duşa attığında fayansa yaslanıp gözlerini yumdu.
Çıplak bedeninde köpük kayıp giderken hala kendini kendi evinde misafir gibi hissediyordu.
Sanırım Çiko haklıydı,kesinlikle o gidince yapayalnızlık hissi sarmaya başlamaktı.

"Hasiktir amına koyayım."dedi fayansa bir yumruk indirirek.
"Beni aldatan eski sevgilimin kuzeni harici kimsem yok!"

Anne ve babası sayısız kez aramıştı.
İyi misin oğlum,yerleştin mi oğlum!
Siktir,onlara öyle mahçup hissediyordu ki Aral utançla yüzünü kapattı.
Anne ve babasıyla onca kavga ,onca uyarı hepsi boşaydı işte.
Duvarları yumruklayarak savunduğu adam onu yüzüstü bırakmıştı ve ailesi haklıydı.

"Boşa gelip geçecek bir gençlik hevesi için kendini mahvetmene izin veremem."
Babası bunu demişti.
Ne dövmüştü ne sövmüştü.
Oğlunun sadece  ev arkadaşı değil,ayrıca sevgilisi olduğunu öğrendiği bu ilişki hakkında tek yorumu buydu.
Annesi ne kadar diretse de Aral bunun sonsuza kadar sürecek bir şey olduğuna inançlıydı.
Sürmesi için de direnmişti.

Anne ve babası ılımlıydı.
En azından kimliği yüzünden dışlanmış hissettirmemişlerdi ancak Yavuz ile ilişkisi ailesiyle ilişkisini derinden sarsmıştı.
Benim hayatım diyerek kapıdan çıkıp gittiğinde geri dönecek yüzü olmamıştı.
Başından beri problem eşcinsel oluşu değil ,Yavuz gibi birinin peşinde her şeyi arkada bırakıp koşma çabasıydı oysa.

Aral soğuktan çatlayan cildine ve dudaklarına bir şeyler sürüp nemlendirirken aynada biraz saçlarıyla ilgilendi.
Üzerinde hala bornoz sabitti.
Bornozu çıkaramayacak kadar üşengeç hissediyordu.

Kapı zili alacaklı gibi çaldığında mor halkalara sahip yeşillerini baygınca devirmişti.
"Yeter. Kerhane gibi ev,gelen giden belirsiz."
Eğer bir teyze daha evini röntgenlemeye geldiyse Aral "al bak"diye bornozu sıyıracaktı.

"Hey!"dedi tebessümle.

"Hadi ya duşta mıydın?"
Serkan sevimli bir tebessüm kondurmuştu yüzüne.
İri yarı olabilirdi ama esprili,sevecen ve serseri de olsa nazik biri sayılırdı.

"Çıktım aslında çoktan."dedi Aral sıcaktan kızaran yüzünü ovalayarak.
"Tembellik yapıyordum diyelim."

"O zaman işin yok?"dedi Serkan sertçe.

"E-Evet.."

"O zaman beni red edemezsin?"

"Şey,eee..."

"O zaman bu gece bizimle içiyorsun." Serkan elindeki şişe dolu poşetleri sallarken göz kırptı.
"Saçlarını kurut ama yavrum,bizim ora esiyor."

"Aslında ben biraz yorgunum bugün yorucuydu ve hala yerleşmiş sayılmam ve..."

Serkan oğlanın saçlarını alnından geriye ittirdiğinde Aral istemsizce nefesini tutmuştu.
"Giyin hadi,üşüme. Ben bekliyorum seni burada."

"Şey...ben cidden bozmayayım eğlencelinizi ya?"

"Kalın polar yoksa benden giyersin hadi."diye konuştu Serkan göz kırpıp.
"Sen ince giyiyorsun biraz,üşüme."

Aral irileşen gözlerle şaşkınca Serkan'ı izlemeyi sürdürse de "Tamam..."diye yanıtladı.
"Giyinip geleyim ben."

"Bakayım beni kapılarda ne kadar bekleteceksin."diye mırıldandı Serkan bal rengi bakışları doğrudan yeşilleri yakalamıştı.
"Bundan sonra hep burada bekleyeceğim desene..."

Yeni Oğlan Where stories live. Discover now