Yeni Oğlan

Meyhane

Ortada duran şişe durmaksızın eksiliyordu.
Bir kadeh bitmeden diğeri doluyor,durmaksızın masa şişeyle donatılıyordu.
Alparslan baş köşedeydi.
Bu gece siyah ,slim bir gömlek giymişti.
Boynunda gümüş zincir,elinde zümrüt yeşil bir tespih bulunuyordu.
Nedendir bilinmez bu aralar özellikle zümrüt yeşile gidiyordu eli.
Omzuna attığı kabanın yakalarını düzeltip sek rakıdan bir yudum daha aldı.
Sağ yanında oturan Serkan'ın keyfi oldukça yerindeydi.

O daha ziyade dansözle ilgileniyordu.
Masada kıvıran kızın alev kırmızısı işlemeli etekleri her hareketinde savruluyor,Serkan için seyir zevki oluşturuyordu.

Ayhan haydariye çatal atarak rakıyı bastırmaya çalışıyordu.
Yaşça biraz daha küçük olduğu için bira ve şarap dışı içkilere hala alışkın sayılmazdı.
Alparslan erkek adam "aslan sütü" içer inadıyla oğlana da duble doldurup duruyordu.
Ayhan suratı morarıp bozarırken bol sarımsaklı,dereotlu mezeyi dilinde anason tadı kalmayacak şekilde ekmekle bana bana sünnetliyordu.

"Bırak lan telefonu karıköy!"
Mustafa sevgilisine hesap vermeye çekiniyordu.
Erkek erkeğe içtiklerini biliyordu lakin masada dansöz oynadığını bilse kız masayı Mustafa'ya sokup çıkarırdı muhtemelen.

Ercan bir pirana misali elinde telefonla bekliyordu.
"Sarhoş ol dansözü kucakla ,yengeye atmamam için para vermek zorunda kal..."

"Abi ya."demişti Ayhan dalgınca.
"Bu Aral denen elemanın elektrikte sıkıntı vardı sanki sabah apartman yöneticisiyle konuşuyordu. Halletmişler midir?"

"Takım çantasını alıp ben giderdim. Bedensel elektrik karşılığı hallederdik."dedi Serkan alayla.
Havai gömleğini savurup çapkın bir gülüş attığında masadaki herkes gür bir kahkaha savurmuştu.
Mustafa gülmekten burnundan rakı fışkırtırken Ercan göz devirmişti.
"Herif yoklukta."

Alparslan mimik oynatmadan Serkan'ı biraz daha izledi.
Serkan ise tatlı bir tebessümle "Aslan parçam."diye mırıldandı,hiç bir şey olmamış gibi dansözün kulağına bir şeyler fısıldamıştı.

Kız kollarındaki tülleri savura savura ilerlemişti, pul ve boncuk işlemeli sütyeninin askısı omuzlarından kayarken tebessümle Serkan'ın gösterdiği yöne doğru kaydı.
Doğrudan siyahlar içerisindeki Alparslan'a doğru savrulmuştu.
Serkan direkt olarak Alparslan'ın kucağına pat pat yaparken Alparslan alayla sırıtmıştı.

"Gel."demişti göz kırparak.
Kız boynunu ve başını usulca Alparslan'a doğru kırarken hafifçe kucağa yerleşmişti.
Meyhanede son ses müzik eşliğinde arkadaş grubunun "OooOoooo"sesi yükselirken Alparslan cüzdandan çıkardığı nakitleri olduğu gibi kıza yaklaştırdı.
Elleri kızın göğüs çatalı arasında kayarken iki yüzlük banknotları birbir sütyeni içerisine daldırmıştı.
Kızın kırmızı renkteki saçları Alparslan'ın çenesini ve boynunu okşuyordu.

Kızın karnıns dokunup aşağı doğru kaydırdığı dövmeli elleri kızın belinde sabitlenen etek lastiklerinde kaymıştı.
Yüzlük ve iki yüzlük bolca banknotu usulca kızın beline geçmişti.
Ekstrasına ekstra katan kız biraz bonkör davranıp dansa hafifçe kucakta devam etmişti.
Dozajı zorlamadan,usulca kucakta oturarak biraz daha dans etmişti.
Daha fazlası müessese ile başının belaya girmesi demekti ancak kız bilerek uzun tutmuş,yan masa çağırınca istemeyerek kalkmıştı.

"Çıkışta sende."diye buyurmuştu Ercan kirli sakallarını sıvazlayarak.
"Allah bereket versin?"

"Yolundaaaa."dedi Serkan gururla Alparslan'ın omzunu sıkarak.

"Kız olsam ben de Alparslan'a verirdim."dedi Mustafa alayla.
"Erkeğin özüüü."

"Aramızda ne kadar çok Aral varmış ula !'
Serkan alayla bir kahkaha daha patlattığında Alparslan bir duble daha dikmişti kafaya.

Alparslan bardağı masaya sertçe yerleştirirken "illa siktirecek kendini,kes.."diye fısıldamıştı.
"Ben hesabı ödüyorum,arabamı da sabah kapıya bırak. Sikecem Aral'ı da Maral'ı da..."

"Ama sana ayrı bakıyordu."dedi Ercan göz kırpıp.
Serkan , Alparslan'ın masadan kalkmasını beklemiş ve ardından alaylı bir gülüş koyvermişti.

"Bu gece Aral'ı kıvama getiririm."dedi Serkan sigaradan uzun bir nefes çekerek.
"Açıp içime gir diye yalvartırım da hatta."

"Bence yeter."dedi Mustafa ,Serkan'ın elinden şişeyi alırken.
"Abartma paşam."

"Sizi anlamıyorum."dedi Serkan adisyonda ödeme yapan Alparslan'ı süzerek.
"Lisede hep yapıyorduk bunu. Hep dövüyorduk. Aslı astarı olmasa ,pembe giyse bile dalıyorduk. Ne değişti Aral gelince?"

"Otuza yanaşıyoruz."dedi Mustafa kaş çatarak.
"Evlensek baba oluruz amcık,bize ne ibneden lezden."

"O zamanda bize neydi?"dedi Ercan ,Serkan'a kendi kadehini uzatmıştı.
"Eğleneceğiz işte. Ne var bunda. Gerçekten sikecek hali yok ya..."

"Gaza getirme."dedi Serkan muzip bir gülüşle.

"Abi."diye mırıldandı Ayhan içkiden bulanan midesiyle.
"Alparslan Abi geliyor."

"Bu gece o gece."diye fısıldadı Serkan.
"Bundan sonra her gece..."