Kontrolsüz

8.2K 680 144
                                    

Kartondaki sıcak çaydan bir yudum aldı. Muhabbetin ne olduğunu bilmese de bir anda kendini nefret edilen birinin muhabbetinin içerisinde bulmuştu. Açıkçası bu ortamı en son lisede yakaladığı için gizliden bu durum hoşuna da gitmişti. Ece'nin şirin arkadaşları vardı. Üniversite ikinci sınıflardı ancak epey etkin ve sempatik tipledi. Ece popüler ve tatlı olandı,Şeyda daha çalışkan ve sessiz olan,Elif biraz daha ağır başlı olsa da sinirli olan tipti. Kıraathane dayısı gibi küfürleri vardı. Ayrıca Kerim ve Ayaz isimli iki oğlan vardı. Aral hepsiyle tanışmıştı açıkçası hiç biri de "sana sigara ikram etti diye bu tip masamızda ne alaka?"diye sormamıştı. Hepsi oturup birlikte vizelerin zorluğundan girmiş,hocaların makalelerinden atlamış,Ece'nin terk edilme hikayesine acı tatlı espriler yapıp geçmişti.

"Yerleştiniz mi abi?"demişti Ayaz isimli kumral oğlan. "Biz buralıyız yani Kerim ile ben,kuzeniz de. Bir şey lazım olursa çağırabilirsin yani genel olarak burayı iyi biliyoruz."

"Abi merkezinden sonrası bizde yok yalnız."diye yanıtladı Kerim göz kırpıştırıp. "Köy sıkıcı diye hiç gitmiyoruz biliyo musun ama şehir merkezi bizde, bir aloYa bakar."

"Kısırım da gayet iyi olmuştu."dedi Ece burun çekip. "Zaten hak etmiyordu bu ellerle yapılmış hiç bir şeyi,aptal herif."

Aral ağzında geviş getirmeye ve masadakilerle sınavlar hakkında uzun uzun sohbetlere dalmaya devam ederken bir yandan da ikinci derse yetişmek için kalan kırk dakikasını değerlendiriyordu.Açıkçası özellikle Kerim'in muhabbeti ilgisini çekmişti. Oğlan şimdiden üst sınıflardan ders alıyordu ve Aral'a hocaların soru taktiklerini anlatırken cidden kafasının çalıştığı da belli oluyordu.

Kantinde sıcak su almaya gelen çizim hocası gençlere bir baş selamı verirken Aral'a bakıp yavaşça masalarına ilerlemişti.

"Selam hocam."dedi Aral tebessümle. "Kahve alayım size,buyrun oturun."

"Odamda işim var,kettle bozulmuş da kantine kadar indim ben de."diye yanıtladı kadın sevimli bir tebessümle. "Derste tanışmıştık,Zuhal Hoca'nın öğrencisiydin değil mi İstanbul'da?"

"Evet hocam."dedi Aral tebessümle.

"Notların da çok iyiymiş."diye yanıtladı kadın zarifçe. "Seversin umarım okulumuzu da keşke daha erken tanışabilme fırsatımız olsaydı."

"Hocam."dedi Aral dudak dişleyip. "Geçen gün konuştuğumuz mevzu,bir ara odanıza gelecektim de fırsat olmadı. Şu yurtdışından bir okulla görüşme durumum demiştim ya,referans mektubu için Zuhal Hoca sizin de isminizi verebileceğimden bahsetmişti."

"Tabi tabi."dedi kadın başıyla onaylayarak. "Yeni Zelanda mı demiştin?"

"İhtimaller arasında."dedi Aral onaylayarak.

O an. O saat. O dakikaya kadar sıcak kantinde,yeni tanıştığı sevimli bir grup insanla oturuyordu. Çok sevdiği ve saydığı hocalarından birinin de eski öğrencisi ve asistanı olan bir hocasıyla sohbet etme fırsatını elde etmişti. Üstelik gelecek planlarında ona gerçek anlamda katkı sağlayabilecek kadar sağlam referans mektubu hazırlayabilecek bir hocaydı. Ciddi anlamda Aral'a ders hayatının dışında ,hayatta da başarılar kazandırmaya çok açık bir enerjiye sahipti.

Kantinde öyle bir ses gürlemişti ki Aral başından aşağı hocasının termosundaki kaynar su dökülmüş olsa daha az canının yandığını hissederdi.Tatlı bir sohbetin ortasındaydı. Arkadaşları,hocası ve kantinde oturan diğer fakülte öğrencileriyle birlikte sıradan bir okul sabahındaydılar.

"Aral!"

Hakan'ın sesi tüm kantinde inlediğinde Aral'ın utançtan kulakları kızarmış,yanaklarına varana dek kan hücum etmişti. Öyle sert öyle gür bir sesle haykırmıştı ki onları gören biri her an biri diğerine yumrukla girişecek zannedebilirdi.

Yeni Oğlan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin