Randevu Sabahı

12.1K 892 205
                                    

Telefonun son ses çalması ve yastık altından titremesi ile birlikte Aral yerinden sıçramıştı.
Saçları bir kuş yuvasına dönmüş tutamlar birbirine girmişti.
Dudakları soğuktan kupkuru haldeydi ve gözleri o kadar şişikti ki aralamak için neredeyse kendini zorluyordu.
Göz kapaklarında tonlarca ağırlıkta var gibi hissediyordu.

Saat tam dokuzdu.
Telefon tam dokuzda çalmaya başlamıştı.

"Alo?"diye mırıldanmıştı Aral.

"Günaydın."
Hakan düz bir sesle oğlanı selamlamış ve eklemişti.
"Beş dakikaya kapıdayım."

"H-hemen mi!"
Aral yorganı üzerinden fırlatıp atarken üzerinde terden yapışmış tişörte göz gezdirdi.
Sigara,kahve karışımı koku sinmiş saçlarının mat duruşuna aynada ters bir bakış yollamıştı.
Çıplak baldırlarına don bile geçirmemiş aceleyle yerinden fırlamıştı.

"Kalın giyin."

Aral telefonu kenara fırlatıp aceleyle banyoya adımlamıştı.
Suyu açmış,su bir an önce ılısın diye beklerken diş fırçasına uzanmıştı.
Mintli diş macununu fırçaya boca ederken telaştan bir güzel kremleri ve fön makinesini devirmişti.
Ziyadesiyle ortalığın anasını belliyordu panikle.
Duştan buhar yükseldiğinde suyu kontrol dahi etmeden atlamıştı.

Cayır cayır kaynar su onu inletirken ağzındaki naneli macun buz hissi veriyordu.
Suyun altında eş zamanlı diş fırçalarken bir yandan da tek eliyle şampuan şişesini tutmaya çabalıyordu.
Naneden gözleri yanıyor,vanilyalı duş jeli ve saç şampuanını suda balık tutmaya çabalar gibi kavrıyordu.
Hızlı bir duş almaya çalışıyor olsa da hoşnutsuzca kendine bakındı.

Normalde sabah altıya alarm kurup saatlerce öz bakım yapması gerekirken son dakikaya hatta saniyelerde randevu hazırlığı yapmak saçmalıktı.

İlk buluşmalarına eşofmanla gelen Yavuz'u anımsadı.
Onun için bile bundan kat ve kat fazla özen gösterdiğini anımsıyordu. Hakan kesinlikle sonucu her ne olursa olsun bundan daha fazlasına layıktı. Gözüne kaçan şampuana aldırmadan ağzındaki mentol birikintisini hafifçe tükürdü. Dudaklarında nane ferahı sıcak suyla buluşunca anlık bir şoklanma etkisi hissetmişti. Saçlarını aceleyle duruladıktan sonra el yordamıyla havluya uzandı. Bedeni sıcak suyun etkisiyle buhar atıyor,nefesi daralıyordu.

Roll on sürünüp parfüm şişesinin tam anlamıyla içinden geçtiğinde ise tüm atmosferde bir delikte kendi açmış gibi hissediyordu. Çevreciler bu kokuyu alsa muhtemelen ocağını başına yıkardı. Normal duş sonrası bir de parfüm banyosu yapmış saçlarını aceleyle kurumaya almıştı. Nehirde tersine yüzen kunduzların postuna  benzeyen tutamlarına bir küfür savurdu. Hakan'ın beğeneceği varsa da bu elektiriklenen saçlarla bin voltaj yemiş haliyle beğenmesi epey güç olacaktı!

Üzerine gömlek üstü kazak çekmişti,kazağın içinden gömlek yakalarını çıkarıp kalçalarını tam saran bir jeane uzanmıştı.Yeni yıkanmış kot laneti de bu sabah onunlaydı. Yıkamadan sonra beden değiştiren kota bir küfür savururken telefonun son ses yankılanması işini hiç ama hiç kolaylaştırmıyordu.

"Geldim."dedi Aral nefes nefese. "Komşunun köpeği beni görünce biraz oynamak istedi de onu atlatmaya çalışıyorum."

Aral bugün pek de özenli olmayan bir iç çamaşırı ve çorap tercihinde bulunmuştu aceleden. Evde giydiği konforlu donlardan ve pazardan aldığı dümdüz hafif kaçığı olan çoraplardan birini takmıştı. Bugün kesinlikle sevişmemesi gerekirdi çünkü rezil olmaya niyeti yoktu. Dedesinin içliğinden sonra belki seksepalite olarak bir tık yukarıda bir boxer modeliydi bu!Aceleyle cüzdan ve telefonu cebine attıktan sonra ayaklarına postal bot ,sırtına ise bej rengi trençkot geçirmişti.Elegant ve sade tarzının altında annesinin aldığı Seheryıldızı Boxer takımının olduğuna hiç kimse inanamazdı. Şekli Vogue dergi kapağı modeliydi, iç dünyasında ise BİM aktüel katalogu yansıyordu zira...

Yeni Oğlan Donde viven las historias. Descúbrelo ahora