26. Bölüm - Part 3

1K 87 58
                                    

Bölüm başı özrü;

Üç aydan fazla oldu sanırım bölüm atmayalı. Bunun için sizden özür diliyorum. kişisel birkaç durum sebebiyle PGY'yi aksatmak durumunda kaldım. şimdiyse karşınızdayım.

Bu arada, sözleşme için dreame'e başvurdum (pgy dreame platformunda da yayınlanıyor.) ve ret aldım. Tamam, efsane iyi yazıyorum demiyorum ama Paris'te Gece Yarısı'nın mantıklı bir hikayesi var. karakterlerin motivasyonları ve bu motivasyonların eylemlere yansıyışı mantıklı. zaman zaman esprili bir dili olduğu için de gerilimi yormuyor, diye düşünüyorum en azından, ve buna rağmen ret almak... Ne bileyim ya. yıldızım mı düşüktür bilmem ki. Üzülüyorum çünkü hiçbir şey anlatmayan hikayelerin ücretli olması ve benim hikayemin ücrete tabii görülmemesi zoruma gidiyor. her neyse... Biraz içimi dökmek istedim. umarım sizi sıkmamışımdır.

Bu arada efsane tatlı bir geçiş bölümü oldu. Umarım beğenirsiniz. Tüm bu ayrılıktan sonra şu kadar oy ve şu kadar yorum istiyorum yazmaya yüzüm yok ama biz yine en son kaldığımız yerden devam edelim istiyorum 💜 +75 oy gelirse hemen derhal 27. Bölümü yetiştirmeye çalışacağım 🥰😘 bi de tabii bir sürüüüüü satır arası yorum 💕

Sizlere keyifli okumalar...

İlk raundu kazanan bizdik ama bu beni rahatlatmıyordu. Özellikle de Simo Hayha'yı araştırmalarım sonucunda topun ağzında olduğumuzu fark etmiştim ve bu beni rahatlamaktan çok germişti.

Simo Hayha, Kış Savaşı olarak adlandırılan savaş dönemde Fin ordusuna hizmet eden keskin nişancının tekiydi. Araştırmamın bir kısmında kendimi Simo'yu araştırmaya adasam da sonra fark ettim. Simo Hayha sadece bir isimdi.

Bir tarikat ismi.

Bunu kendi telefonumdan ziyade Harvey'nin macbookuna baktığımda anladım. Ben bir keskin nişancının kişisel tarihini araştırırken Harvey macbooku üzerinden darkweebe girmiş, Hayha isimli bir sitede dolaşıyordu. Daha Önce *Kara Mamba'ları duymuş olan ben ise Hayha'lardan bir haberdim doğrusu. Ve sonra tüm dikkatimi macbooka verdim. Söyleyebileceğim tek şey şuydu; Haşhaşiler'in güncel bir versiyonuydular. Aralarındaki tek fark ise intihar görevi kabul etmemeleriydi. Onlar paralı askerdi ve internetin karanlık kuyularında kiralanıyorlardı. Harvey tüm bu yolculuk boyunca siteyi incelemekle meşgul olduğu için konuşmamış olsam da içim içimi kemiriyordu. Bu kiralık katiller ne kadar iyiydi ve Harvey isimlerini duyduğu anda neden bu kadar çok gerilmişti?

Sadece Simo Hayha da değil, evimizdeki sinsi hain kimdi ve İsviçre'deki bankadan ne geliyordu? Ve o bankada başka neler vardı?

Thayer bizi bir rezidansın otoparkına sokarken en öncelikli soruya karar vermeye çalışıyordum. Evdeki hain mi daha önemliydi yoksa Simo Hayha mı?

Nereye gittiğimizi bile umursamadan karar vermeye çabaladım ama hepsi de birbirinden öncelikli geliyordu. Derken resepsiyonun önünde durduk ve Harvey "14213 nolu odanın anahtarını istiyorum." Dedi. Bu esnada iç cebinden cüzdanını çıkartıp nüfuz cüzdanını kadına uzattı. Akabinde benim de çantama uzandığında ise konuşmaya devam ediyordu. "Ayrıca o oda için Eyşan De La Cour adına bir giriş kartı çıkartmanızı da istiyorum."

Ve benim nüfuz cüzdanımı da resepsiyon tezgahına bırakırken saçları ensesinden at kuyruğu yapılmış kadının merak ve şokla karışık bakışları ikimizin arasında gidip geldi. Belli ki kadın tüm dünya gibi medyanın gündemine düşen çifti merak ediyordu ama canlı görmeyi hiç ama hiç beklemiyordu.

Paris'te Gece Yarısı (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang