3. Bölüm

7.2K 240 251
                                    

Öncelikle merhaba.  Açıklama bölümünden sonra hikayeye devam eden arkadaşlara hoş geldiniz diyorum. Malum benzerlikten ötürü rahatsız olan ancak yine de hikayeden ayrılmayan arkadaşlar varsa onlara da hoş geldiniz diyorum ve rica ediyorum. Okumaya niyetliyseniz lütfen benzer yorumlar yazmayın. 

Her neyse;  biz hikayemize geçelim :))

Her neyse;  biz hikayemize geçelim :))

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

3. Bölüm

Pencere açık uyumak iyi bir fikir değildi. Henüz sabah ışıkları aymamışken titreyerek uyandım; yatağın içinden çıkmayı hiç istemesem de pencereyi kapatmam gerekiyordu. Soğuktan dikilmiş tüylerimi sakinleştirmek adına kollarıma sarılırken aşağıdan gelen araba sesini duydum. Alacakaranlıkta bahçeye giren arabaya baktım kısık gözlerle. Thayer arabadan inip koşar adım arka kapıyı açınca şaşırdım. Bu adam ne zaman uyuyordu? 25. Saat diliminde mi yaşıyordu? Üstelik üzerinde herhangi bir yorgunluk varmış gibi de değildi. Enerjisinin kaynağını merak ederek penceremi kapadım. Harvey'nin ne yaptığını ya da nerede olduğunu merak etmeme rağmen yatak şu an her şeyden çok daha cazip geliyordu. Eriyen bir jel gibi yatağıma geri aktım ve doğudan doğan güneş batıdaki pencereme, oradan da gözüme düşene kadar uyumaya devam ettim.

Uykucu olduğum doğruydu.

Yatakta dönerken vücuduma dolanmış çarşaflara takıldığımı fark ederek çırpınmaya başladım. Daha gözümü bile açmamıştım ama yatakla boğuşuyordum. Bacaklarıma dolanmış çarşafa karşı savaşırken bir inleme geldi ansızın.

"Meav!"

Bu sesi beklemediğimden dürüme benzeyen halimle yatakta doğrulmaya çalıştım. Kalbim gümbürdüyordu.

"Parfe?!"

"Meav!"

Ayaklarım ucundaki kedi memnuniyetsiz bir şekilde dört ayak üzerinde bana bakıyordu. Çarşaftan kurtulmaya çalışırken muhtemel ki Parfe'yi dürtmüştüm. "Sen ne ara girdin odaya?" diye sordum ayağa kalkmaya çalışarak. Muhtemel ki pencereyi kapatmadan önce girmişti. Üzerimdeki dolamadan kurtulmak adına harekete geçtim ama Tanrı'm, Hatay dürüme dönmüştüm...

Kedi yataktan atlayıp pervaza tırmanırken zor da olsa çarşaftan kurtulmayı başarmıştım. "Dışarı mı çıkmak istiyorsun?" diye sordum sanki Parfe cevap verecek gibi. Gerçi Parfe konuşmadan da derdini anlatabiliyordu. Patileriyle pencereyi dövüp acı acı miyavlayınca pencereyi açıp Parfe'nin usta bir akrobat gibi önce yan pencereye oradan bahçe duvarına ve son olarak yere inişini izledim. Çapak dolu gözlerimi ovalayıp gerinmeye başlarken keyifle inledim.

Bahçede artık görmeye alışmam gerektiğini düşündüğüm adamlar vardı yine ve Parfe dışında bu bahçede zaman donmuş gibi her şey hareketsizdi. Uçan kuşların cıvıltıları bu donmuş film karesinde havayı yumuşatan bir harmoni gibi kulaklarıma dolarken banyoya gittim.

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now