Paris'te Gece Yarısı 23. Bölüm/Part 2

1.4K 147 39
                                    

Merhaba arkadaşlar. Sanırım Oy sınırlarının neden geçilemediğini anladım. Aranızdan bazı okuyucularımın bölümleri part part okumak istemediğini ve bu yüzden bölümün tüm partları yayınlanana kadar beklediğini fark ettim. Bu yüzden de artık oy sınırlarını bölüm bölüm arttıracağım. O yüzden bu partın oy sınırı +85. Önümüzdeki Bölümün oy sınırı da +85 olacak ama altını çizmekte fayda var; 24. Bölüm, 23. Bölüm Par1-2-3'leri +85 oy sınırını geçmeden gelmeyecek. O yüzden Part 3'ü de oy sınırı beklemeden yazıp paylaşacağım ama 24. Bölümü istiyorsanız tüm artları +85 oy yapmanız şart :D Ki isteyeceksiniz! Şu an Part 2'deyiz ama part 3 finalinde yb için ben dahil hepimiz kuduracağız, sözüm söz :D

Bu arada, satır arası yorumlarınız da çok şükela oluyor;) haberiniz olsun :p

O zaman başlasın bakalım macera!

Part 1'den

"Lane'e söyle üç günlük bir bavul hazırlasın senin için." Boğuk ve intim ses bilincimin sokaklarında kaybolmuş beni uyandırdı.

"Tabii baba." Ve o neşesini kaybetmiş ince ama nağmeli yumuşak ses. Yağız bir metre önümden atılarak merdivenlerin başından başını uzatırken eliyle bana git işareti yaptı. Bana en yakın odanın mezarım olması midemi bulandırıyordu ve oraya girmek istemiyordum doğrusu!

Eylem'in makyajsız ve soluk yüzü merdivenleri dönerek bana çarptığında ise hareket etmek için kendimde güç bile bulamadım.

Eylem'in makyajsız ve soluk yüzü merdivenleri dönerek bana çarptığında ise hareket etmek için kendimde güç bile bulamadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

O da hareket edemedi. Beni ve Yağız'ı görerek aşağı baktı tereddütle. Parmağım otomatik bir hamleyle dudağıma giderken 'Sus.' işareti yaptım yakarırcasına. Gözlerine sis çöktü aynı anda. Korkudan mı yoksa dehşetten mi bilmem ama o da tıpkı biz gibi ne yapacağını şaşırmıştı. Ve bir topuk tıkırtısı peyda oldu o anda. Zaman ve uzayda donakalmış bir resim gibi kalakalmıştık hepimiz. Yükselen topuk tıkırtıları benim olduğum koridordan, babamın sesi ise bir alt kattaki merdivenden geliyordu ama o banyoya girme cüretini gösteremiyordum ne yazık ki. Yağız kolumdan yakalayarak beni banyoya iteklediğinde kesime götürülen bir kuzu gibi debelenmek istedim ama debelenseydim... İşte o zaman gerçekten de mezbahaya giderdim.

Yağız beni misafir banyosuna tıktı ve aynı anda babamın sesi peyda oldu gür bir şekilde. "Ahu'ya haber verin; Paris'e gidiyoruz."

İçinde olduğum mekan bir yanda, duyduklarım öte yanda... Nefeslerimi kontrol altına almaya çalışıyordum. Elim ağzımı parmaklarım burnumu örterken sakin kalmaya zorladım kendimi. Nitekim korku bedenimi sardıkça boğazım sıkılıyor, nefeslerim duyulacak kadar çok gürültülü oluyordu.

"Serdar'ın cinayetini araştırmak için mi efendim?" Diye sordu Yağız meraklarıma ses olurken. Oysa cevap meraklarımı gölgede bırakacak kadar ürkünçtü.

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now