Paris'te gece Yarısı 24. Bölüm/Part 2

1.6K 153 85
                                    

Bu kez uzun uzun bölüm başı yazmıyorum. Sizden sadece bol satır arası yorum ve +85 oy bekliyorum güzellerim. Haydi bakalım.

Keyifli okumalar :))



Part 1'den;

"Ben de gelebilir miyim?" Dedi Harvey biz yan odaya geçerken ısrarcı bir sesle. Doktor hanım gülümseyerek Harvey'ye yol verirken sevimli sevimli konuşuyordu.

"Babamız biraz meraklı sanırım."

Gergin gergin gülümsedim. Daha çok bir kontrol delisi olduğunu söylemenin tam da yeri sayılmazdı ultrason masası.

"Sedyeye çıkabilirsiniz." Doktor beni bacakları ayıran koltuğa yönlendirirken gerginlikle yutkundum. Sadece ama sadece, 'hamile olduğunuzdan emin misiniz?' gibi bir soruyla karşılaşmasam kafiydi.

"Karnımızı sıyıralım."

Doktor ellerine eldiven geçirirken arkamızdan giren bir asistan doktora yardımcı olmak adına ultrason makinesinde birkaç ayarlama yapmaya başladı. Gerginlikten dudaklarımı parçalıyordum resmen. Hemencecik oturup muayeneye başlayamazlar mıydı?

"Babayı diğer tarafa alalım." Diyen doktorun sandalyeyi çektiğini gördüm. Resmen nefesimi tutuyordum. Jeli alıp açık kasıklarımın üzerine sıktı. Bu esnada Harvey diğer tarafa gelmiş, bir şey anlayabilecekmiş gibi ekrana kilitlemişti gözlerini. "Bu biraz soğuk olacak." Doktor kayan başlığı kasıklarıma bastırdı ve değil soğukluğu, temasını bile idrak edemedim. Tek odağım doktor ve dudaklarıydı. Dudaklarından dökülecek birkaç kelimenin kölesiydim adeta.

Gülümsedi.

Ekranda bir şeylere bakıp parmağıyla ekranda gezer gibi hamleler yaparken "Bakın," Dedi.

Parmaklarını gezdirdiği ekrandan ayırmış, ekranı işaret ediyordu. "Ordalar."

Paris'te gece Yarısı 24. Bölüm - Part 2

Kalbim saniyenin onda birinde onlarca kez atmış, kulaklarım bu ani pompalanan kan yüzünden uğuldamaya başlamıştı. Tişörtümü tutan parmaklarım içeri kıvrılırken kekeleyerek soludum. "Oradalar derken..."

Kadın gülümseyerek tekrar ekranda dolaştırmaya başladı parmaklarını. "Bebekleriniz." Dedi gayet olağan bir şeyden bahseder gibi. Elbette, onun için olağan olmalıydı. Olağanüstü durumlar yaşayan bizdik; bendim.

Harvey üzerimden ultrason makinesine doğru eğilirken Fransızca konuşmaya başladığında benzer bir şaşkınlıkla kalakaldığını fark ettim. "Doktor ne diyor?"

Doktorun söylediği gramer açısından zor bir kelime değildi. Bence Harvey'nin anlayamamasının sebebi tamamen durumu idrak edememesinden dolayıydı. Yalnız olduğunu söyleyemezdim. "Orada olduklarını söyledi." Dedim titrek bir sesle. Kaşları kalktı. Gülümsedi. Dudaklarını yalarken nizami dağınıklıktaki saçlarını karıştırdı ve tamamen dağılmalarını sağlayarak bana döndü. Hayatımın en hızlı, erotizmden en uzak ama en gurur verici öpücüğünü kondurdu dudaklarıma. "İkiz?" dedi Fransızca devam ederken.

Yanağıma taşan bir damla mutluluğu yakalayıp gülümsememi ısırdım. "Sanırım." Diye solurken cihazdan tuhaf, mekanik bir ses gelmeye başladı.

"Kalp seslerini duymak ister misiniz?" Diye sordu doktor bize verdiği özel zamana yeter dercesine. Harvey'nin elini tutup sıktım.

"Lütfen." Dedim zar zor. Aslında kendi kalbimin sesinden onların sesini duyabilir miydim, hiç emin değildim ama bu teklif ret edilemeyecek kadar güzeldi.

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now