Moskova'da Gece Yarısı Çok Seksi - 16. Bölüm/Part 2

5.7K 168 149
                                    

Bölüm başı notu: Uçuşa hazır mıyız? O halde kanatları takın çünkü farklı bir deneyim sizi bekliyor 💜 Bu arada gözünü dört açın, cehennem odunlarınızı toplamayı unutmayın  ! 😉

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm başı notu: Uçuşa hazır mıyız? O halde kanatları takın çünkü farklı bir deneyim sizi bekliyor 💜 Bu arada gözünü dört açın, cehennem odunlarınızı toplamayı unutmayın  ! 😉

Satır arası yorumlarınızı da merakla bekliyorum, haberiniz olsun 🙏

Yıldızımızı turuncuya boyayalım ve okumaya geçelim bebeksiler 😘

Keyifli okumalar Fındık, Fıstıklarım 😘

16. Bölüm - Part 2

Beyninin kontrolünü elinde tutamıyordu ama bedenine hala hükmedebiliyordu. Elbette hükmü zil zurna sarhoş bir insanınki kadardı ama bu benim için yeterliydi.

"Hani kulübe gidecektik!" Diye inledi. Onu gerçekten de bu kılıkta kulübe götüreceğime inanmış olmasını sarhoşluğuna bağlıyordum.

Bu haliyle sadece benim için dans edebilirdi.

Arabadan inip arka kapıyı açarak inmesine yardım ettim. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Gömleğimin üzerinden tutunan parmakları ise ateş gibi sıcaktı. Tutunarak arabadan indi ama şimdi kulüpten çıktığımızdan daha savsaktı. Öne geriye savrulurken. "Yalancı," diye mırıldandı. Yürümekte zorlanıyor gibiydi; o yüzden kucaklamak istedim ama buna izin vermeyecek kadar hırçın davranıyordu.

"Sadakatsiz!" Diye tısladı arkasını bile dönmeden. Gramer olarak Türkçeyi sökmüş sayılırdım ve kelime haznemde epey genişti. Yani, Eyşan'ın hakkımda söylediği pek çok Türkçe kelimeyi anlayabiliyordum. Sadakatsiz olmama dair söylemlerini de. Elbette birkaç aydır yaşananlar konusunda böyle düşünmesi gayet doğaldı. İlk sevişmemizde yaşanan fiyasko gerçekten de hiç iyi olmamıştı. Elbette sonrasında yaşananların da bir mantığı yoktu ama bilseydim ki ömrümce yaşamaya değecek bir şey daha bulacağım, o zaman bu saçmalıkları ölsem kabul etmezdim ama bilmiyordum! 

"Yürü hadi." Dedim tutunmak için yer arayan bileğinden tutarak. Yürüyemiyordu bile. 

Merdivenlerin başında durup ayaklarını yere çarparken bana baktı. Herhangi bir şeye muhtaç olduğunda gözlerinde beliren o kedi yavrusu ifadesi beni öldürüyordu. 

"Ne oldu?"

"Çok merdiven var Harvey." Diye mırıldandı. 

Normal zamanda tam bir dişiydi ama sarhoşken sevimlilik abidesine dönüşüyordu. Üstelik bu cümleyi bana daha önce de kurmuştu. İlk kaçtığı zaman, omzunda bir yarayla eve döndüğümüzde acısından bayılmak üzereydi ve yine bu cümlesinin ardından kendini kollarıma teslim etmişti. 

"Yani?" Dedim. Sadistsem ne olmuş yani? Hepsi o miyavlayan sesini daha fazla duyabilmek içindi.

"Gaddar." Dedi öfkeyle. Geri döndü ve tökezleyerek yere kaydı. Düşmesini engellesem de öfkeli nidasını susturamamıştım. Elimi ağzına kapayıp "Sessiz ol!" Diye fısıldadım. Saat neredeyse sabahın dördüydü; kimseyi, özellikle de Jules'u uyandırmak istemiyordum. 

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now