13. Bölüm

4.9K 198 310
                                    

Selam gencolar. Korku filmi gibi bir hafta geçirdim ve ne yazık ki faturayı bölüm bekleyen sizler ödediniz... Çok özür diliyorum. Öncelikle arka arkaya hem sağ hem sol bacağımı kırıyordum neredeyse bu iki uğursuzlukta arka arkaya olduğu için birkaç gün boyunca bilgisayarı elime alıp yazamadım. Sonra toparlandım yazayım dedim bilgisayar açılmadı. Tamire gitti, bende bu arada telden yazayım dedim baktım yazdıklarım görünmüyor; kriz geçirdim haliyle çünkü 12.000 kelime yazmıştım... Neyse dedim bekledim; ertesi gün baktım bu sefer görünüyordu. İyi bari dedim bir hata oldu herhalde. Duyuru yaptığım gün bilgisayarım tamirden dönecekti bende bölüm atacaktım güya. Bilgisayar geldi ama açtım baktım yazdıklarım yok. Delirdim da, DELİRDİM!... Son üç gündür 13. Bölümü baştan yazdım anlayacağınız... (Aynı şeyi anlatıp 14.500 kelime yazmayı nasıl becerdim bu arada hala şaşkınım.)  Hiç batıl inançlarım yoktur ama artık 13ün lanetine inanıyorum... Başta da belirttiğim gibi tüm bu uğursuzlukların bedelini siz ödediniz ve tekrar tekrar özür diliyorum. 😢

Biliyorum geç oldu ama çok uzun bir bölüm oldu, bu da bir teselli olur belki hepimize... Keyifli okumalar

 Keyifli okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

13. Bölüm

Kıyafet kamuflajı yapan sadece ben değildim. Sokak yarışlarında takım elbiseli haliyle fazla dikkat çekeceğini düşünmüş olmalıydı ki Harvey de düz bordo tişörtün üstüne deri ceket ve İtalyan kesim, siyah jean giymişti. İlk defa onu bu kadar casual bir tarz içinde görüyordum; yakışmıştı. 

O işini halledip yukarı çıktığında ben hala daha saçlarımı fönlemekle meşguldüm. Nitekim çok gür olmamasına rağmen dalgalı saçlarım vardı ve ince telli saçlar girdiği formda sabit kalmayı pek beceremezlerdi. Birkaç kez üzerinden geçmek zorundaydım çünkü uzun zamandır saçlarımı dalgalı kullanıyordum ve artık bu hali o kadar alışıldık olmuştu ki üzerimde bir farklılık olsun istiyordum. Ayrıca elbise vücudu sarsa da her yeri drapeliydi ve bunun üzerine saçlarımda o kadar harekete hiç gerek yoktu. Sipariş ettiğim çorap çizmeleri ayağıma geçirip dizimin üzerine kadar çektim. Eteğin bittiği yerle çizmenin başladığı yer arasındaki çıplaklık fena estetik görünüyordu. Aynada kendime biraz göz gezdirdim. Uzun zamandır oturup süslenmediğimden şimdi gördüklerim beni etkilemişti ama sokakta kişisel fikrin pek önemi kalmazdı. Göze en çok hitap eden mendili savururdu ve sanırım göze de hitap ediyordum doğrusu. Sadece elbisenin vatkaları biraz göz yoruyordu... Onu da omuzlarından sökmüştüm zaten. 

Parfümü sıkıp kendimi kremledim. Eskort bir hava vermemek için önce kırmızı bir ruj sürüp biraz bekledikten sonra sildim. Üzerine lipp gloss geçince istediğim doğal kırmızı dudak görüntüsünü yakalamıştım. Parmaklarımın maharetini seviyordum çünkü sadece kağıtta değil yüzde de mucizeler yaratıyordu. Badem biçimli gözlerim şimdi kocaman büyümüştü. 

Fena görünmüyordum. Aldığım elbiselerden birinin fularını elbise manşetimin içine ittirip son kontrollerimi de yaptıktan sonra hazırdım.

Saat on bire gelirken odadan çıktım. Yarışlar gece yarısından önce başlamazdı ve yarış da sadece on ya da on beş dakika sürerdi. Gerisi tamamen parti yapmakla ilgiliydi ama geç kalmak istemiyordum. İçimden kendine güvenen, emin bir ses bunun uzun sürecek bir ayrılık olduğunu söylüyordu çünkü. 

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now