26. Bölüm - Part 2

1.3K 112 60
                                    

Bu sefer daha erken geldimmm. Bu bölüm çok güzel. Bu yüzden sizden bol bol yorum istiyorum ve fazla uzatmadan size keyifli bölümler diliyorum :)) Oy sınırımız +75, Yorum sınırımız +30. Hadi bakalım, parmaklarınıza nazar değmesin :D


Part 1'den

Bu esnada Calvin beni ve Harvey'i işaret ederek biraz ileriyi gösterdi. Tüm merakımla babamı takip ediyor olsam da bir savcıya hayır deme lüksüm olmadığından onu takip ettim. Harvey bir elini cebine atarken Calvin gergin bir postürle kollarını göğsünde birleştirdi. Bense sadece onları izliyordum. "Uçak saldırısını kimden haber aldınız?" Dedi Calvin direk konuya girerek. Dudaklarımı ısırdım. Bence aynasızlara karşı şeffaf olmalıydık. En azından olabileceğimiz kadar.

"Haber almadık." Diye konuya girdim. "Ben aşerdiğim için uçağı kaçırdık."

Calvin'in bakışları ikimizin arasında gelip gidiyordu. Saklamanın bir anlamı olmayacaktı ki. Serdar Ateş soruşturmasındaki bilgiler hava korsanı soruşturmasıyla mecbur birleşecekti çünkü babam denklemi öyle kurmuştu. Dolayısıyla iki dosya birleştiğinde Fransa hükümeti hamileliğimi zaten öğrenecekti. Bence şimdi bilmeleri kendilerinin keşfetmelerinden daha iyiydi. Ayrıca şimdi Calvin'e hamileliğimin gizli kalmasını istediğimizi söyleyebilirdik. Değilse bu haber magazin malzemesi olurdu.

Harvey'nin sakin duruşuna baktım. Benimle hem fikir olduğu her halinden belliydi. "Ev yemeği servisleri veren bir lokanta aradık. Yemeğimizi yerken tanıdıklarımız tarafından arandık ve hava korsanı haberini öğrendik." Dedi Harvey aynı sakinlikle. "Sonra Eyşan'ı tanımadığımız bir numara aradı ve bu kez ucuz kurtulduğumuzu söyledi."

Bu son kısımdan haberim yoktu ama elbette Yağız'ı tehlikeye atamazdık. Bu küçük yalan mantığıma yatmıştı.

"Hemen sonra seni arayıp detayları verdim zaten." Dedi Harvey soğukkanlı bir şekilde. "Hatta sana kurduğum planı anlattım." Bedeni hafifçe dönerek babamın polisler eşliğinde kafeden çıkan sırtını izlerken ise ayan beyan babamı işaret etti. "Netice ortada. Kenan kimlerin kuyruğuna bastıysa ceremesi Serdar'a kadar ulaştı. Sıranın bizde olduğu da aşikar."

Calvin'de tıpkı Harvey gibi babamı izliyordu. Düşüncelere daldığı çok belliydi. "Sen Eyşan," Bana döndüğünde sesi oldukça profesyoneldi. "Bu saldırıların arkasında kim olduğunu düşünüyorsun?"

Derin bir nefes aldım. "Doğrusunu söylemek gerekirse beş yıldır ailemle iletişimim yok. Dolayısıyla vereceğim hiçbir ismi töhmet altında bırakmak istemem."

"Yine de bize başlayacağımız bir isim vermelisin."

Biraz düşündüm. Keşke bu soruya karşı da hazırlıklı olabilseydik ama aklıma hiçbir isim gelmiyordu. "Bunun cevabını ancak babam biliyor olabilir." Dedim sonunda pes edercesine.

Calvin başını sallarken bana biraz daha yaklaştı. "Peki sence baban tehlikeli işlere bulaşmış olabilir mi?"

Nefesimi tuttum.

"Bak Eyşan, Fransa'nın hava sahasına korsan sokuldu. Bir iş adamının aracı tarandı ve bir başka tanesi öldürüldü." Calvin ile aramızda sadece bir karış mesafe vardı ve kahrolasının boyu benden epey uzundu. Bu sebeple gözlerime diktiği bakışlar altında ezilmek işten bile değildi. "Babanı korumak istemeni anlarım. Bunun anayasada karşılığı bile var ama eğer bunlardan herhangi biri bile babanla ilintiliyse bize söylemelisin."

"Size sadece araştırmanızı çok iyi yapmanızı söyleyebilirim Mösyö Escoffier." Dedim bir adım gerileyerek. "Çünkü babam izlerini saklamada çok iyidir."

Paris'te Gece Yarısı (+18)Where stories live. Discover now