BÖLÜM 25

119 4 0
                                    

   Tehlike geçtiği için derin bir oh çeken Mürsel, bu sefer de diğer gladyatörlere yaklaşmış olduğunu düşündü ve yüzünü gladyatörlere çevirir çevirmez de bir tanesinin üstüne doğru koşmakta olduğunu gördü. Mesafeyi iyice kapatmış olan gladyatör, kılıcını havaya kaldırarak Mürsel' in üstüne atladı. Bu hamleden irkilen Mürsel ise yere düştü ama kılıcını ve kalkanını elinden bırakmadı. Gözü dönmüş gladyatörün havada süzülürkenki korkunç hâli birini öldürmekten çekinmeyeceğini gösteriyordu. İpini koparmış hayvanlar gibi üstüne geliyordu. Bu esnada diğer kaplanın saldırısını bertaraf etmeye çalışmış olan ve kurtulmuş olan Angelina ise Mürsel' e yetişebilecek konumda değildi. İlk kez Mürsel' e yardım edebilmesi imkânsızmış gibi görünüyordu. Gördüğü manzara karşısında oldukça kaygılanan Angelina sadece "Mürseeeeell" diye bağırabildi. Mürsel' in üstüne doğru düşmekte olan gladyatör havadaki elini indirmeye ve kılıcı saplamak üzere harekete geçmeye başlamıştı ki Mürsel ani bir refleksle kalkanını kaldırarak kendisini siper etti. Gladyatörün kılıcı kalkana çarpınca sendelemesine ve yere düşmesine neden oldu. Bu durumu gören Mürsel de fırsattan istifade ederek ayağa kalkmaya ve toparlanmaya çalıştı... Ancak tam bu esnada yerdeki gladyatörden şeytani bir hamle geldi ve eliyle kumları Mürsel' in yüzüne attı. Gladyatör dövüşlerinde belirli bir kural olmazdı ve bazı gladyatörler de zaman zaman bu tarz centilmenlik dışı hamlelerde bulunabilirdi. işte o anlardan birine şahit olan Mürsel de şu anda belki de saniyeden bile hızlı bir şekilde gözlerini kırpıştırıyordu. Bu şeytani hamleyle kendisine avantaj sağlayan gladyatör artık ayaktaydı ve henüz gözlerini tam olarak açamamış olan Mürsel' in karşısındaydı. Mürsel' e yardım etmek için koşan Angelina ise henüz yolun yarısında bile değildi. Gladyatör kılıcını havaya kaldırdığında belki de hayatının en rahat hamlesini yapacaktı. Hamle yapabilmek için o kadar rahattı ki rahatıkla Mürsel' i ortadan ikiye bölebilirdi. Artık kılıç savrulmuştu ve atmosferi büyük bir iştahla yararak ilerleyen bir ölüm makinesine dönüşmüştü. Ancak kılıç Mürsel' e ulaşamadan gladyatör kendisini yerde buldu.


    O sırada görme kabiliyetini geri kazanan Mürsel bir kez daha gördüklerine inanamadı. Hiç tanımadıkları ve rakipleri olduğunu düşündükleri diğer gladyatör olayların olduğu bölüme yetişmişti ve partnerinin sırtına güçlü bir tekme yapıştırmıştı. Az önce Mürsel' i öldürmeye yeltenmiş olan gladyatör büyük bir hızla kumların üstüne devrilmişti. Yerdeki gladyatör yine Mürsel' e kum atmaya çalışınca Mürsel de oradan uzaklaşarak Angelina' nın yanına geldi. Mürsel ve Angelina birbirlerine iyi olup olmadıklarını sorarken diğer iki gladyatör ise aralarında dişli bir düelleyo tutuşmuştu. Başta İmparator II. Theodosius olmak üzere tüm ensesi kalınlar buna şaşırırken dövüşlere ise herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Dövüşler başlamadan önce yaratılan senaryonun dışına çıkılmıştı ve şu anda her şey doğaçlama gelişiyordu. Bu durum İmparator' un canını biraz sıksa da şu durumda yapılabilecek bir şey olmadığını ve izleyip görmekten başka çaresinin olmadığını düşünüyordu. Arena bu denli kızışmışken bu kanlı gösteri bölünemezdi.


    İki gladyatör birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışırken bu duruma oldukça şaşırmış olan Mürsel, "Ölümle burun buruna gelmişken resmen şu gladyatör benim için kendisini siper etti, inanamıyorum." dedi duygulanmış bir hâlde. Bir hayli zayıf ve bitkin düştüğü için Mürsel' e yardım edememiş olan ve yardım edemediği için de üzülen ancak kurtulmasına da oldukça sevinen Angelina ise "Bazen koruyucu meleğinin kim olacağını bilemezsin! Öyle sanıyorum ki bize yapılan haksız muamaleden diğer gladyatörlerin de haberi vardı. Hiçbir eğitim almadan boş bir mideyle arenaya çıktığımızı biliyorlardı. Buna içi el vermeyen bir gladyatör tarafından kurtarıldın. Hayat bizi bazen iyi insanlarla bazen de kötü insanlarla yan yana getirir. Dünyanın dengesi bu şekilde sağlanmış olur. Sen orada ölmeyi hak etmeyen ve bu dünyanın ihtiyacı olan biriydin ve büyük günahları olan ama ömrünün son döneminde içinde bir yerlerde saklı duran merhametinin sesini dinleyerek iyilik yapmak isteyen birine denk geldin, dünyanın dengesi sağlanmış oldu." karşılığını verdi. Gerçekten de o gladyatör Mürsel ve Angelina' ya yapılan haksızlığa ve eşit şartlarda arenaya çıkmamış olmalarına öfkelenmişti. Arenada kendisine biçilen rolün dışına çıkıp çıkmama konusunda son ana kadar tereddüt etmiş olsa da Mürsel' in o durumuna rağmen gösterdiği direniş karşısında içinde bir yerlerde fırtınılar kopmuştu ve duygu seline kapılmasına neden olmuştu. Tereddütünü bir sonuca bağlaması kesinlikle Mürsel' in kahramanca gösterdiği direniş nedeniyle olmuştu.


    Arenada tüm bunlar yaşanırken Mürsel ve Angelina' nın boşta durmasına sinirlenen ve aksiyona katılması gerektiğini düşünen Gregorios aşağıya indi. Kaplanlardan sorumlu nöbetçinin yanına giden Gregorios, kaplanlardan birinin zincirinin biraz daha gevşetilmesini istedi. Kaplanların zinciri biraz daha gevşetilmeye müsaitti... Sadece arenanın tamamına gidememeleri ve gladyatörlerin kaplanlarla rakipleri arasında kalmaları ve ölüme yaklaşanlar olursa da insan ya da kaplan tarafından öldürülmeyi seçebilmesi için zincirlerinin tamamı salınmıyordu. Arkasına gitse kaplanlar tarafından, öne doğru gitse gladyatörler tarafından öldürelecek olan gladyatörlerin çaresizliğini izlemek ve hangi yolla ölüme gideceklerini görmek, izleyenler tarafından merakla beklenen anlardı ve büyük eğlence konusu olurdu... İşte bu sebeple kaplanlar yarı yola kadar dizginleniyordu ama arenada beklenmeyen bir hadise yaşanınca, dövüşmesi gereken Angelina ve Mürsel boşta kalmıştı ve arenada birilerinin öylece durması seyirciler tarafından kabul edilemez bir şeydi. Bunu bilen Gregorios soluğu aşağıda alarak normalde pek başvurulmayan bir hamleye başvurarak kaplanlardan birini aksiyona daha fazla dahil etmek istedi.


    Mürsel ve Angelina iki gladyatör arasındaki dövüşü izlerken kendilerini kurtaran gladyatörün, kendilerine saldıran gladyatörü öldürdüğünü gördü. Zorlu geçen bir kılıç dövüşünden sonra biraz yara da alan kurtarıcı gladyatör diğerinin işini bitirmişti. Ancak bu durum yeni bir soruyu da beraberinde getirmişti... Artık arenada üç kişi kalmışlardı ve sağ kalan gladyatörün Mürsel ve Angelina' yı öldürmesi istenecekti. İşte tam bu noktada müsabaka durduralabilirdi ve İmparator konuşma bile yapabilirdi. Kendilerini kurtaran gladyatörden bir hainlik beklemeyen Angelina ve Mürsel ise gladyatörlerin çoğunun imparatora bağlılık beslediğini ve bir kere imparatora karşı gelseler bile imparatorun ikna edici konuşması sayesinde ikinci defa aynı şeyi yapamama ihtimallerinin olduğunu biliyordu. Dediğinin yapılması durumunda canının bağışlanacağını hatta ödüllere boğulacağını söyleyen bir imparatorun konuşması karşısında herhangi bir gladyatör büyülenebilirdi. Angelina ve Mürsel şimdi bu gladyatörün gururlu ve onurlu tavrının sürüp sürmeyeceğini merak ediyordu.


    Arenada çok kısa bir sessizlik anı yaşanırken Mürsel ve Angelina üzerlerine gelmekte olan kaplanı fark etti. Mürsel ve Angelina diğer gladyatörle ne yapacaklarını düşünürken şimdi araya daha yakın bir sorun girmişti. Kaplan, daha yakında duran Angelina' nın üstüne doğru hamle yaptığında her şey bir saniye civarında gerçekleşiyordu. Kaplan havada uçarken bu kez Mürsel, "Angeliinaaaaa!" diye uzunca bağırdı ve Angelina' nın üstüne atladı. Angelina' nın üstüne kapaklanarak kendisini siper etti ve kaplan üstüne düştüğünde Angelina' nın kurtulma ihtimali olacaktı, kaplanın parçalamakla uğraşacağı ilk kişi kendisi olacaktı.


    Pençelerini büyük bir iştahla kaldırmış olan kaplan üstlerine düşmek üzereyken Mürsel gözlerini kapatmıştı... O yöne bakmıyordu ve büyük sevgi beslediği Angelina' nın üzerinde, başına gelecekleri görmeden ölmek istiyordu. Her şey yırtıcı bir hayvan tarafından gelecek hamlelerle sonlanmak üzereyken güçlü bir beyaz ışık herkesin gözünü almaya başladı. Bu ışık, Mürsel ve Angelina' nın hemen bir metre arkasında açılan kapıdan geliyordu. Angelina' nın bahsettiği yoğun ışık saçan kapı bir anda belirivermişti. Kapı belirdiği anda havada dalgalanan görünmez bir güç tarafından geldiği yere doğru savrulan kaplan ise korkudan ne yapacağını bilemez hâle geldi ve tekrar o yöne koşmaktan vazgeçti. Güçlü ışığın aydınlattığı ortamda ister istemez kafasını kaldırarak o yöne doğru bakan Mürsel' in yüzünde tebessüm ve gözyaşı aynı anda belirdi. Umut dolu bakışlarını Angelina' ya çevirdikten sonra da aynı şekilde umut dolu bir tonlamayla konuştu:


"Angelina bak! Bahsettiğin kapı tam burada belirdi. Artık buradaki görevimiz bitti, artık boyut atlayarak yeni maceramıza yelken açabiliriz. Hadi kalk da kapıdan geçelim!"


MELEĞİN DOKUNUŞUWhere stories live. Discover now