BÖLÜM 52

10 2 0
                                    

   Verilen bu cevap Mürsel için makuldu. VII. Charles' ın tam olarak ne düşündükleriyle ilgili olarak sadece fikir yürütülebilirdi. Bu cevabı duymadan önce Mürsel' in yürütmüş olduğu fikirle, verilen cevap bağdaşıyordu ve Mürsel de doğru tahminde bulunduğunu anlamıştı. VII. Charles' tan tam olarak buna benzer bir cevap bekliyordu ve söylediklerinde samimi olduğunu da gözlemlemişti. VII. Charles' tan sır olarak gizlenen bir cevap duymamıştı ve bu yüzden biraz politik bir cevap verdiği de söylenebilirdi... Ancak söylediklerinde samimi olması ve Jeanne d'Arc' ı kullanıp bir kenara atma amacı gütmediğini, onu gerçekten sevdiğini belirtmesi de önemli detaylardı. Böylesine önemli bir tarihi kişiliğin kafasından tam olarak ne geçtiğini bilmek imkânsızken, Mürsel' in eline bir fırsat geçmişti ve gerçeği öğrenmesinden dolayı mutluydu. Cevabı duymadan önce de VII. Charles' ın, Jeanne d'Arc' la ilgili kötü niyetli düşünceleri olmadığını düşünüyordu ve düşündüğü şey de doğru çıkmıştı... Önemli olan da düşündüklerinin ve tahminlerinin doğru olup olmadığını öğrenebilmekti. Kendi yaşadığı devirden yaklaşık altı yüz sene önce gerçekleşen olayların baş aktörleriyle ilgili olarak doğru tespitlerde bulunmak ve onların tam olarak ne düşündüklerini nokta atışı yaparak bilebilmek oldukça zor şeylerdi. Tarihçiler, tarihi kişiliklerin arasında geçen konuşmaları baz alarak o kişilerin karakterlerini, çevresindekilerle arasında geçenleri irdeleyerek de yakınındaki insanlarla ilgili ne düşündüklerini ortaya dökebiliyordu...Fakat tarihi kişiliklerin tam olarak ne düşündüklerini, arasını iyi tuttuğu kişilere çıkar amacıyla mı iyimser yaklaştıklarını yoksa gerçekten gönül bağı nedeniyle mi olduğunu tam olarak bilebilmek imkânsız sayılırdı. Mürsel özel birisi olduğu için geçmiş dönemleri bile hissedebiliyor, o dönemdeki tarihi kişiliklerin aklından geçenleri bile hissederek çözebiliyordu. VII. Charles' la ilgili hissettiklerinin doğru çıktığına oldukça sevinmişti... Çünkü VII. Charles' ın hatalı kararlar vermesine rağmen salt kötü bir adam olduğunu düşünmüyordu... Bu yüzden de Jeanne d'Arc' a karşı kötü niyetli duygular beslemediğini de düşünüyordu. Mürsel, tarihin tozlu raflarından öğrenemeyeceği ya da daha fazlasını öğrenebileceği gerçekleri öğrenmişti ve bu durum da onun için paha biçilemez bir hayat tecrübesiydi.


    Bu kısa süreli konuşmadan sonra VII. Charles bahçeye çıkarak hava almak istedi. Bahçeye çıktıktan sonra da temiz havayı şöyle bir içine çekmesinin ardından diğerlerinin yanına gitti. Bahçede oynanacak olan tiyatro oyununa ne zaman başlanacağıyla ilgili bilgi almak istemişti. Artık tiyatroya başlamak için daha fazla beklemelerine gerek yoktu ve VII. Charles' tan izin isteyerek hazırlıklara başladılar. Hazırlıklar bittikten sonra da güzel bir oyun ortaya koydular ve VII. Charles' ın oldukça iyi vakit geçirmesine sebep oldular. Mürsel ve Angelina da kendilerine düşen rolü gayet güzel oynamıştı. Mürsel adeta eski günlere geri dönmüştü ve bir zamanlar tiyatroyla ilgilendiği dönemleri hatırlamıştı. Eski güzel günlere kısa bir yolculuk yapmıştı ve o günlerin verdiği ferahlık ile kendisini gerçek bir tiyatrocu gibi hissetmişti. Dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi dönemde olursa olsun sanata ve sanatçıya önem verilmesi gerektiğini de hatırlamıştı. Bugün de sanatın ışığından faydalanarak, yüreğinin coşkusunu ortaya koymuştu. Savaşla boğuşan bölgelerdeki sanatçıların, savaşın acı yüzü nedeniyle şeytanlaşabilme ihtimali olduğu aklına geldiğinde ise buruk bir sevinç yaşamaya başlamıştı birden. Angelina, Mürsel' i bu konuda uyarmıştı ve rahatı bozulan insanların hangi meslekle uğraşırsa uğraşsın başkalarını ezebileceğinden, modunu alt seviyelere düşürebileceğinden bahsetmişti. Mürsel, bugün burada birlikte tiyatro oynadığı insanların kendilerini tamamen sanata ve tiyatroya adamalarını diliyordu... Savaşın iğrenç yüzü karşısında dağılıp gitmemelerini, sağlam durabilmeleri ve birbirlerini hiç incitmemelerini diliyordu. Mürsel bir gün bu ortamdan ayrılacaktı ama diğerleri aynı ortamda kalmaya devam edecekti... Dolayısıyla bu savaş ortamında sahip olduklarının kıymetini bilmelerini istiyordu ve umuyordu.


    Birçok şeye olduğu gibi oyunculuğa da yeteneği olan Angelina da güzel vakit geçirmişti ve çok iyi bir performans ortaya koymuştu. Ayrıca Mürsel' in de bu faaliyetten oldukça zevk almasına ve eski oyunculuk günlerinde olduğu gibi iyi bir performans ortaya koymasına da sevinmişti. VII. Charles ise beklediğinden iyi bir oyunla karşılaştığını düşünmüştü ve ilk kez oyunculuklarını gördüğü Mürsel ve Angelina' ya da hayran kalmıştı. Oyun bittikten sonra da ayakta alkışlayarak saygılarını sunmuştu. VII. Charles oynanan oyun karşısında oldukça mest olmuştu ve bir gün barış ortamında da bunun gibi oyunları izleyeceği günün hayalini kurmuştu... Barış ortamında; kafası rahat bir şekilde, sanat güneşinin altında ısındığı ve ülkesini de ısıttığı günleri düşünüp durmuştu. VII. Charles bir gün daha kaldıktan sonra buradan ayrılacaktı ve şimdiden memnun ayrılacağına emin gibiydi.


ERTESİ GÜN


    Bir önceki günün sabahında olduğu gibi kahvaltı için yine büyük masada toplanmışlardı. Birbirinden güzel yiyeceklerin tadına baktıktan sonra ayrılık vakti gelip çatmıştı. VII. Charles memnun bir şekilde buradan ayrılacaktı. Tüm emekleri için herkese teşekkür etti ve herkes de ona teşekkürünü sundu. VII. Charles' ın Mürsel' e sunduğu teklif ise Angelina tarafından da reddedilmişti. Zaten Mürsel, Angelina' nın teklifi reddedeceğini biliyordu ve sadece formaliteden ona bu durumdan bahsetmişti. Gelecek cevabı bilse de, VII. Charles' ın kendileriyle ilgili düşüncelerini Angelina' nın da öğrenmesi açısından zaten söylemesi gerekecekti. Farklı bir amaç uğruna burada bulunan Mürsel ve Angelina' nın bu teklifi kabul etme gibi lüksü de yoktu. VII. Charles bunu bilmese de Mürsel ve Angelina' nın cevabı en baştan beri belliydi. VII. Charles bu duruma üzülse de daha fazla üstelemek istememişti.


    Artık VII. Charles ve ekibi için yollara düşme vaktiydi. Buraya tekrar geldiklerinde Mürsel ve Angelina' yı görüp görmeyecekleri meçhul olsa da onları görmeyi umuyorlardı. Her şeyin bir sonunun olduğu gibi bu ziyaretin de sonu gelmişti. VII. Charles herkesle vedalaştıktan sonra asil bir şekilde atına bindi. VII. Charles ve yaverleri at üstünde şatodan ayrılırken tüyleri diken diken eden bir görüntüye vesile olarak oradan ayrıldılar. Şato en hareketli günlerini yaşadıktan sonra biraz olsun sessizliğe gömülmüştü ama bu sessizlik rahatsız edici türden bir sessizlik değildi... Görevlerini layıkıyla yerine getiren insanların yorgunluklarını atmasından başka bir şey değildi. Hiç beklememesine rağmen VII. Charles' la tanışan ve onunla birebir sohbet etme şansına nail olan Mürsel ise büyük bir tecrübe olarak gördüğü bu sınavda, güzel bir anı daha biriktirdiğini düşünüyordu. Dinlenirken tüm yaşadıklarını şöyle bir gözden geçiren Mürsel, yolun yarısını bile geçip geçmediğini bilmiyordu ama bu uğurda tüm zorlukları aşarak ilerleyebilmek onu keyiflendiriyordu... Başarı hissini iliklerine kadar hissedebiliyordu. Mürsel' in gösterdiği gelişmelere oldukça sevinen Angelina da onun rehavete kapılmasını önlemeye çalışıyordu ve henüz hiçbir şeyin bitmediğini, her şeye ve herkese karşı dikkatli olmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyordu, bunu dile getiriyordu.


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin