BÖLÜM 49

14 2 0
                                    

   Mürsel ilk kez Angelina' nın anlattıklarından sonra bu denli ürpermişti. Şu anki ruh hâli bir sarmaşık gibi karmakarışıktı. Kendisine evini açan insanlar aynı zamanda kendisini rahatsız hissettirmeye de çalışıyorsa eğer bu onun için yıkıcı bir gelişme anlamına gelirdi. Kendini belli eden bir düşmanı, böylesine gizli ve içten pazarlıklı bir düşmana tercih ederdi kesinlikle. İnsanların iç dünyasında ne gibi çarpık ve zararlı düşüncelerin döndüğünü ve bunların dışa vurumu gerçekleştiğinde de ne gibi bir yıkıcı etki yapabileceğini Angelina' dan duymak kaygı vericiydi... Ama en azından Angelina sayesinde bu konuda uyarılmak ve tetikte olabilmek de önemli bir gelişmeydi. Mürsel kolay kolay hüsrana uğrayabilecek ya da gemileri yakacak bir genç değildi. Orta Çağ havası, bu şato ve Orta Çağ insanı onun için bir resim sergisi gibiydi ve bu havayı solumak da paha biçilemez bir mücevher kadar değerliydi onun için... Dolayısıyla içinde bulunduğu ortamın kendisi için bir şans olduğunu biliyordu ve burada kiminle karşılaşırsa karşılaşsın o kişinin buna gölge düşüremeyeceğini, bunu başarmasına izin vermeyeceğini de iyi biliyordu. Bu düşünceler eşliğinde uykuya dalan Mürsel, yorgunluğun da etkisiyle bir bebek gibi deliksiz uyumuştu.


ON GÜN SONRA


    Aradan geçen on gün boyunca kayda değer bir gelişme olmamıştı. Aynı rutin hazırlıklar, aynı günlük işler dışında tiyatro provalarına başlamışlardı. Antoine, Madelyn, Vick, Gage, Ophelia, Pamella ve Sophie ise ilk birkaç gün içerisinde gözlemlenen karakterlerine uygun hareket ederek karakterleri dışına çıkmamıştı... Yani olumlu veya olumsuz anlamda ibre çok oynamamıştı. Angelina' nın korktuğu ve Mürsel' i uyardığı konuda ise rahatsız edici bir gelişme yaşanmamıştı... Ama Angelina' nın da belirttiği gibi bu insanların aklından neler geçtiğini tam olarak bilmiyorlardı. Tüm bunlar dışında bugün büyük bir gündü. Fransa Krallığı' nın veliahdı VII. Charles bugün şatoya gelecekti ve kendisine sunulan gösteriyi izleyecekti. Henüz fazla prova yapma imkânı bulamamış olan Mürsel ve Angelina da ufak birer rolle tiyatro oyununun bir parçası olacaktı. VII. Charles, Fransızlar için önemli bir simgeydi ve onun tacını giymesi hâlinde İngilizlere iyi bir cevap vermiş olacaklarını düşünüyorlardı. VII. Charles halkla iyi anlaşan, hem asil soydan geldiğini hissettiren hem de halkına yabancı olmadığını da belli eden uyumlu bir veliahttı. VII. Charles her zaman yanında bir grup insanla dolaşırdı ve bu kişiler de onun için canını vermekten dahi çekinmeyecek olan, güvendiği kişilerden oluşan bir topluluktu. Jeanne d'Arc' la da arası her daim iyi olmuş olan VII. Charles, Jeanne d'Arc' a üst düzey yetkiyi veren ve onun savaş meydanında bulunma isteğini geri çevirmeyen bir veliahttı aynı zamanda. Yani radikal kararlar alabilen ve aldığı bu kararlar sayesinde de enteresan başarılara imza atabilen bir soyluydu o.


    Tüm bunlara rağmen VII. Charles, tacını giydikten sonra biraz değişecekti. Girdiği yolda Jeanne d'Arc' ın yalnız kalmasında rol oynayacaktı. Jeanne d'Arc' ın yalnızlaşmaya başlamasından hemen önce ona, bu savaş sevdasından vazgeçmesini söyleyeceği için de vicdanen çok da rahatsız olmayacaktı. Jeanne d'Arc ise sadece moral ve motivasyon desteğini değil, asker desteğini de keseceği için VII. Charles' a karşı biraz öfkelenecekti son dönemlerinde... Ama Mürsel ve Angelina' nın yaşadığı şu günler, herkesin yükselişte olduğu ve mutlu olduğu günlerdi. VII. Charles' ta, Jeanne d'Arc' ta, Fransız halkı da mutlu ve umutluydu. VII. Charles tacını giydikten sonra ise içinde bulundukları yolun rotasını değiştirecekti ve buna uymak istemeyen Jeanne d'Arc ise kendi yolunda diretince içlerindeki en şanssız kişi olacaktı... Genç yaşında yakılarak idam edilecekti ve ömrünün son günlerinde yaşayacağı psikolojik işkenceler neticesinde de akıl sağlığında da ciddi değişiklikler olacaktı. VII. Charles iyi bir savaşçı ya da bir dava adamı değildi ama yaptığı bazı hamleler olumlu sonuçlanınca Fransa onun yönetiminde başarılara ulaşmıştı... Yüzyıl Savaşları' na damgasını vuran bir hükümdar olarak tarihe geçmişti... Bunu da aldığı ve almadığı kararlarla gerçekleştirmişti. Hep daha fazlasını isteyen, doyumsuz, aşırı hırslı bir adam değildi o... Rahatımız bozulmasın tadında hareket ettiği anların bol olduğu bir hükümdardı. Öyle ya da böyle, Yüzyıl Savaşları' ında Fransa' nın kaderini değiştiren hükümdar olarak rol oynamıştı ve kişiliği nasıl olursa olsun başarılı sayılabilecek bir hükümdar olduğunu ortaya koymuştu.


    Başta Antoine ve Madelyn olmak üzere tüm grup üyeleri VII. Charles' a oldukça yakındı. Kendilerine tahsis edilen bu şatoda geçim sıkıntısı yaşamadan hayatlarını sürdürmelerinin nedeni de buydu. VII. Charles ne zaman eğlenmek istese ve kafa dağıtmak istese buraya gelirdi ve kendisine özel hazırlanan tiyatro oyununu izleyerek vakit geçirirdi. Tacını giydikten sonra da kendisine özel ve büyük bir oyun hazırlanması yönünde isteği olduğunu iletmişti. Antoine ise "Siz yeter ki tacınızı giyin... Biz bir hafta boyunca, gece gündüz tiyatro oynamaya razı oluruz." diyerek iyi niyetini ifade etmişti. VII. Charles' ın akşam saatlerinde şatoda olması bekleniyordu. Mürsel de VII. Charles gibi bir tarihi figürle tanışacağı için memnundu ve heyecanlıydı. Angelina, Roma Dönemi' ne ışınlandıklarında insanlarla çok fazla etkileşimde olacaklarını düşünmemişti ve özellikle önemli figürlerin karşısına çıkmak istememişti... Ama o istemese de Roma Dönemi' nde pek çok insanla muhatap olmuşlardı ve tarihin akışını bozacak şekilde önemli bir etkide bulunmadan da oradan ayrılmışlardı. Orta Çağ' a geldiklerinde de bu durumu biraz akışına bırakmayı tercih etmişti... Ve akışına bıraktığı Orta Çağ' da şimdi Fransa Krallığı' nın veliahdı VII. Charles' la tanışmaya kadar varmıştı yolculukları. Bu durumun tarihin akışına fazla etki etmeyeceğini, fakat Mürsel' in ufkunun genişlemesine ise oldukça etki edeceğini düşünen Angelina, içi rahat bir şekilde akşam olmasını bekliyordu.


    Akşam saatlerinde şato tüm heybetiyle hazır hâle geldi. Uzun tahta masa birçok lezzetli yiyeceklerle donatılırken, mumlarla da aydınlatılmıştı. Donyağından yapılmış olan mumlar özenle masaya dizilerek güzel bir kombinasyon olmasına vesile olmuştu. Aynı şekilde bahçede özenle hazırlanmıştı. VII. Charles' ın geçeceği yol temizlenmiş ve yerlere dökülmüş olan yapraklar dahi toplanarak başka tarafa alınmıştı. Hazırlıklar tüm hızıyla sürmüştü ve son dakikada bir pürüz çıkması istenmiyordu. VII. Charles' ın buradan memnun ayrılması için her şey düşünülmüştü. Belki de VII. Charles geleceği için günler boyunca kimse huzuru bozmak istememişti... İlk günlerde Mürsel' e karşı iğneleyici ifadelerde bulunan Vick ve Gage' in durulmuş olmasının sebebi de belki de bu yüzdendi. VII. Charles gittikten şatoda neler olacağı şimdilik bilinmiyordu ama herkesin şu anki akşama odaklandığı da kesindi. Öncelikle bu akşamın en iyi şekilde atlatılması gerekiyordu. Fransızlar için son derece önemli olan VII. Charles, insanların elini ayağını dolaştıran bir hükümdür değildi... Aksine insanlar onun yanında kendisini rahat hissederdi ama yine de ünvanın getirmiş olduğu ağırlık neticesinde bugün bir telaş, bir tez canlılık hâkimdi şatoda.


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now