BÖLÜM 27

105 4 0
                                    

   Angelina' nın verdiği bu cevap Mürsel için kırlarda açan çiçekler niteliğindeydi... Jeanne d'Arc' ın trajik öyküsü değil de gerçeği öğrenmesi ve gerçeği doğru tahmin ettiğini de öğrenmiş olması ona anlık mutluluk vermişti. Tarih meraklısı bir genç olarak Jeanne d'Arc' ı araştırdığı günden beri onunla ilgili kafasında oluşturduğu şablon tam olarak Angelina' nın anlattığı gibiydi. Jeanne d'Arc' a ve ona sorgusuz sualsiz inanan yoldaşlarına göre o Tanrı' dan vahiyler alan bir elçiydi, birçok tarihçiye göre ise şizofreni ya da benzer hastalıkların gölgesinde bir hayat sürmüş hayalperestti. Mürsel ise Jeanne d'Arc' ın bir anlamda ikisinden de biraz olduğunu düşünmüştü hep. Doğruluğunu ispatlamanın hiçbir zaman mümkün olamayacağı bir konuda hislerine güvenerek doğruyu bulduğu için sevinmişti. "Jeanne d'Arc ile ilgili zaten ben de tam olarak böyle düşünüyordum Angelina." dedi tahminin doğru çıkmasının vermiş olduğu tebessümle.


    Bu trajik öykü hakkında konuşmak ve sonrasında da tarihçi edasıyla bu öyküyü irdelemek bir anlık sessizliğe neden olmuştu. Kısa bir süre sonra sessizliği bozan Mürsel ise merak ettiği başka bir konuyu daha sordu:


- Birazdan kaldığın yerden devam etmene izin vereceğim ama bir şeyi daha sormak istiyorum. Buraya ışınlanarak geldik ve canımızı da kurtarmayı başardık ama gladyatör kıyafetleri hâlâ üstümüzde. Buna nasıl bir çözüm bulacağız Angelina?


- Önümüzdeki savaşı gözlemledikten sonra en kısa sürede kıyafet işine bir çözüm bulacağım ve döneme uygun birer kıyafet ayarlayacağım.


- Roma İmparatorluğu' nda da spor ayakkabılar için aynı şeyi düşünmüştük ama neredeyse son ana kadar bize eşlik ettiler. (Cümlesini bitirdikten sonra bir kahkaha patlattı. Bu kahkaha aynı zamanda neşesinin de yerinde olduğunu gösteren bir kahkahaydı.)


- Evet öyle olmuştu değil mi? (Angelina da cümlesini bitirdikten sonra tebessüm etti. Bu tebessüm de bir melek olmasına rağmen kendi kendisini tiye alabilecek kadar mütevazı olduğunu gösteren bir tebessümdü.)


    Mürsel ve Angelina karşılıklı olarak gülüştükten sonra tekrar sessizlik sağlandı ve Angelina kaldığı yerden konuşmasına devam etti:


    "Gülüp eğlendiğimize göre tekrar kaldığım yerden devam etsem iyi olacak. Şu anki savaşla ilgili içinde bulunduğumuz duruma göre İngiltere Kralı' ndan bahsetsem fena olmayacak. Şu anda dönemin İngiltere Kralı VI. Henry ve kendisi henüz sekiz yaşında bir çocuk... Babası V. Henry' nin Meaux Kalesi kuşatması devam ederken dizanteri hastalığına yakalanması ve Fransa' da, Vincennes Şatosu' nda otuz beş yaşındayken ölmesi sonucu bir yaşındayken tahta çıkarılmıştı. VI. Henry tahta geçirildiğinde idareci soylular Naipler Heyeti' ni kurdu ve Kral adına ülkeyi yönetmeyi amaçladılar. VI. Henry bir çocuk olduğu için bir şeyler yapılması gerekiyordu. VI. Henry' nin amcası olan I. Bedford Dükü Lancasterlı John Plantagenet ise Naipler Heyeti Reisi seçildi. Aynı zamanda Yüzyıl Savaşı' nda Fransa' ya karşı savaşacak olan orduyu yönetme görevi de Lancasterlı John' a verilmişti. Lancasterlı John, Fransa' da orduya komuta etmekteyken I. Gloucester Dükü olan ve "Koruyucu" ve "Ülke Savunucu" unvanlarına layık görülmüş olan Lancasterlı Humphrey İngiltere' de kalmıştı. VI. Henry' nin diğer amcası olan Lancasterlı Humphrey, İngiltere' yi idare etmekten sorumluydu. Yani şu anda İngiltere' nin ve Krallığı' n iç işleri bu durumda. Bunları sana anlatıyorum çünkü içinde bulunduğumuz dönem hakkında bilgi sahibi olman önemli ve o dönemlerde yaşanan garip olayları idrak ederek; insanlığın geçmişten bugüne yaptığı hataları görmen, egoları için her türlü kararı almaya müsait yapıda olduklarını görmen için önemli. Dönemin dinamiklerini görmen için buradayız. Gerçi sen kendi döneminde de bunları görebiliyordun ve bu dönemleri de hissedebiliyordun, bu yüzden özel birisin Mürsel, bu yüzden seçildin. Sen zaten tüm bunları yapabiliyordun ve tüm bunların bilincindeydin. Burada sadece işi tecrübeye döküyorsun, tecrübe ediyorsun. Mesela buraya Roma Dönemi' nden çıktık geldik ama Roma Dönemi' yle ilgili edindiğin tecrübe konusundaki çıkarımları henüz konuşmadık. Tüm bunları da konuşacağız ve senin yaptığın gözlemleri de dinleyeceğim. Örneğin Roma Dönemi' nde insanların bilmedikleri ve anlamadıkları şeylere karşı önyargılı olduğunu, tüm bunlara karşı yargısız infaz yaptığını gördük. Sırf ayağımızda değişik bir ayakkabı var diye bize yapmadıklarını bırakmadılar. Gladyatör olarak arenaya sürülmemiz gayet ağır bir cezayken bir de üstüne hiçbir eğitim almadan bitkin bir şekilde arenaya çıkmamızı sağladılar. Sana daha önce de söylediğim gibi bence sen ve çağdaşların da henüz cahiliye döneminden çıkmış değilsiniz... Ama Roma Dönemi' nde ve Orta Çağ' da yaşananlar ve olanlar çok daha vahim şeyler ve dönemin kendine has dinamikleri içerisinde gerçekleşmiş şeyler. Aynı zamanda o dönemde olan şeylerin benzerleri ve o dönemdeki insanların azgınlığı zaman zaman günümüzde de nüks ediyor, o dönemlerin cahil ve cani ruhu günümüz insanlarının bünyesine kadar uzanarak gelebiliyor. işte bu yüzden senden istediğimiz şey geçmişten günümüze bir köprü kurman ve gerçekten hissederek yazarak insanlığı uyandırman olacak. Dünya öyle bir hâle geldi ki ülkelerin ve milletlerin ego savaşlarına girmesi hepsinin sonu olabilir... Çünkü artık kılıç kalkanla savaş yapılmıyor. Teknoloji o dönemlerdeki teknoloji değil. Ülkeler büyük felaketlere yol açabilecek teknolojilere sahip. İnsanoğlu bu hızla şeytanlaşmaya devam ederse ve teknolojiyi yalnızca iyi amaçlar için kullanmazsa eğer üçüncü dünya savaşının eşiğine gelebiliriz. Ya da dünyanın kaynakları tükenebilir ve bu yüzden savaş çıkabilir. Ama bunların olmayacağını biliyorum çünkü bunu önleyeceğiz."


MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now