BÖLÜM 91

8 2 0
                                    

   Yüzbaşı Benjamin' in; kafasından geçenleri ve birazdan söyleyeceklerini, şimdiden müzik aracılığıyla aktarmak ve düşmanlarıyla dalga geçmek için yaptığı bir hamleydi bu. Mozart devreye girer girmez Yüzbaşı Benjamin, bir orkestra şefini taklit ederek ellerini aşağı yukarı savurmaya başladı... Bunu yaparken bir yandan da gülüyordu, neşesinin çok yerinde olduğu belli olsa da delirmiş gibi bir hâli olduğu da söylenebilirdi. Yıllardır sürdürdüğü görev ve yaşadıkları nedeniyle Yüzbaşı' nın birazcık deli olduğu ise yakın çevresi tarafından bilinen bir gerçekti. Yüzbaşı köşeye sıkıştırdığı avını sadece öldürmekle kalmak istemiyordu, hiçbir şekilde kaçamayacağını düşündüğü avıyla son ana kadar oynamak ve bu cinayetten zevk almak istiyordu. Daha önceki öldürme girişiminde soğukkanlı bir cinayet tasarlamıştı ama Mürsel ve Angelina, onunla dalga geçercesine elinden kurtulunca uzun ve zevk alabileceği bir cinayetin hayalini kurmuştu o günden beri.


   Müzik eşliğinde kendinden geçmekle meşgul olan Yüzbaşı Benjamin nihayet durdu ve soluklandı, hemen ardından da oldukça neşeli bir ses tonuyla giriş yaptı:


- Sizi gördüğüne sevindim... Hatta sizi gördüğüme nasıl sevindiğimi anlatamam... İnsanlar bu cümleleri uzun süre görmedikleri dostları ya da tanıdıkları için kurarlar ama ben günlerimi, onları bir kez daha elimden kaçırırsam nasıl yaşarım diye geçirdiğim kişiler için kuruyorum bugün. Evet, hiçbir kaydınız yoktu... Evet, tıpkı bir hayalet gibiydiniz... Ama görüyorsunuz ki bu dünyayı biz yarattık ve bizim yönettiğimiz bir dünyada uzun süre ortadan kaybolamazsınız... Şu gücü görüyorsunuz değil mi? İşte o gücü yöneten kişi benim ve canınız da artık bana ait... Burada kimin yaşayıp yaşamayacağına ben karar veririm ve artık yolun sonuna geldiniz...


    Endişesi yüzünden okunan Mürsel, bir şeyler yapıp en azından zaman kazanma gayesindeydi:


- Bunları oturup konuşamaz mıyız? Medeni insanlar gibi sakince oturup konuşalım... Bak, çok güzel teknolojileriniz var... Çok güzel imkânlarınız var... 2893 yılında bu denli barbarlıklar olmamalı... Modern bir çağda yaşayan modern insanlar bile bunları yaparsa bu simülasyona koyduğunuz suçlular neler yapar bir düşünün... Çünkü onlar modern çağda yaşadıklarının farkında değiller, barbarlıkların yoğun olduğu bir dönemin ruhunu hissediyorlar bünyelerinde. Belki onlar umurunuzda bile değil ama insanlığı ileriye götürmek için de herkesi kazanmaya ihtiyaç vardır. Biz en iyisi bir yerde oturup konuşalım hatta nereden geldiğimizi, neden bizim burada kaydımızın olmadığını, bu simülasyona nasıl sızdığımızı anlatalım sizlere... Bunların hepsini oldukça merak ediyorsundur değil mi? İşte sana fırsat, sadece şu agresifliği bir süre kenara bırakalım ve biraz sakince yol izleyelim...


- Nereden geldiğiniz ya da kim olduğunuz umrumda bile değil artık. Ağzınızdan çıkacak tek bir kelimeyi de dinlemek istemiyorum. Tüm bunları zaman kazanmak için anlatıyor olabilirsin zaten... Benimse, sizi tekrar elimden kaçırmaya ve işi şansa bırakmaya tahammülüm yok. Üstelik atımı bile çaldınız! Sırf bunun için bile sizi mahvetmek istiyorum... Sırf siz iki salak için uzun süredir yapmadığımız bir şeyi yaptık... Simülasyona ve burada yaşayanlara ciddi bir müdahalede bulunduk, tüm televizyon yayınlarını durdurduk, motorlu taşıtlarımızı buraya sokma eziyetine katlandık ve sırf ikiniz için başımıza açılan bunca şeyle uğraştık. Son olarak diyeceğim şu ki; gözümün önünden atımı çalarak kaybolan sizler için herhangi bir şans yok... Tekrar kaçma riskinizi göze alma gibi bir durumumuz da yok...

MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin