MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓

46 - Sakın Oradan Çıkma

Haiii, ben geldiiim. 2-3 bölüme finalle geliyorum artık, haberiniz olsuuun! Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, hızlı yazdım ve düzenlemedim çünkü. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım!

+++++

2 gün sonra|

"Yüzüğün nerede senin?" Taehyung'un derin sesiyle birlikte, bakışlarım elime doğru düştüğünde ağzımdaki lolipopu hararetle emmeye son verip hemen sol köşemde, masanın üstünde duran yarısını içtiğim kahve bardağının içine attım.

Lolipop kupanın içine çarparak gürültüyle düşerken dilime yapışan çilekli lolipopun tadı eşliğinde ağzımı şapırdattım. Bakışları önce lolipopumu attığım kahve bardağına kaysa da, bakışlarını gözlerime geri tırmandırması saniyeler içerisinde gerçekleşti.

Sabah duş alırken çıkarmış ve sonrasında da takmayı unutmuştum. Aklımdan çıkmıştı tamamen.

"Sabah banyo ederken çıkartmıştım, geri takmayı unutmuşum." dediğimde oturduğu deri koltuğunu yeterince yakınımda değilmiş gibi bana doğru çekip uyluklarımdan sıkıca kavrayıp bacaklarımın arasına girdi.

Oturduğu için ayaklarım onun deri koltuğunun kolçaklarının iki yanında kalmıştı.

"Hem henüz evlenmedik." diye eklediğimde kaşları çatıldı. "Bu evlenmeyeceğimiz anlamına gelmiyor? Evlenme teklifi ettiysem, seninle evlenmeyi istediğim için ettim, güzelim."

Kravatından yakaladığım gibi çekiştirerek onu yeterince yakınımda değilmiş gibi kendime yanaştırdım.

"Öyle mi diyorsun taşşaklı mafya kocacığım?" Kelimelerin üstüne baskı uygulayarak vurguladığımda aralık dudakları arasından tıslarcasına inledi.

Kıkırdayarak ona doğru kamburumu çıkaracak şekilde eğildiğimde kalçalarımdan kavrayarak beni hırçınca masanın üstünden kaldırdığı gibi hışımla kucağına çekip düşürdü.

"O güzel ağzını sikerim..." diye sıktığı dişleri arasından tısladığında dilimle dudaklarını yalayıp ellerimi boynuna sıkıca doladım. Kollarım onun ensesi ve koltuğun başlığı arasında sıkıştı.

Gözlerinin içine baka baka, "2 gün önce derste zaten sana masanın altından ağız işi verirken ağzımı güzelce siktin..." diye dudaklarının üstüne sıcak soluklarımı sala sala mırıldandım.

-

"Beni sınıfıma kadar bırakmana gerek yoktu." diye homurdandım. "Gerek vardı, hadi gir dersine güzelim." dedi ve koridorda dolaşan insanları önemsemeksizin çenemin altından yakalayarak, onların gözü önünde dudaklarımın ortasına dudaklarını bastırdı.

Baskılı öpücüğünün etkisiyle başım geriye doğru kayarken, beni öpen dudaklarının altında kalan dudaklarım gülüşümle gerildi. Ben gülümseyince, o da otomatik olarak gülümsedi.

Ağzıma arka arkaya sulu öpücükler kondurup dudaklarımızı ıslak bir sesle ayırdı.

"Derse hiç giresim yok." diye söylendim kısık bir sesle. "Ofisinde biraz yaramazlık yapmaya devam mı etseydik ki?"

Sorumla birlikte dudaklarının iki kenarı aheste aheste yukarıya bükülürken kaşları itinayla havalandı.

"Yaramazlık yapmalara doyamıyorsun güzelim." dedi parmak boğumuyla onun salyası sayesinde ıslanan dudaklarımı ve filtrumumu sildi.

"Sana doyamıyorum." diye itiraf ettiğimde, sözlerimle gözlerimin önünde irisleri koyulaştı.

Kollarını etrafıma sıkıca dolayıp beni kendine sertçe bastırdı. Kolları beni esir alırcasına vücuduma kenetlenmişti. Ve ben, bana bu şekilde sarılmasına bayılıyordum.