MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓

16 - Git ve Onunla Öpüş!

Haiii, ben geldiiim. Ailemiz 40K olmuş, teşekkür ederim destekleriniz için! Xx Lütfen bölümleri okurken oy vermeyi unutmayın, bol bol yorum da istiyoruuum!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"İndir." diye çıkıştım. Ama o bunu yapmak yerine kapıdan içeriye kucağında benimle birlikte girdi ve amfinin basamaklarına yönelirken derin sesi kulaklarımı doldurdu. "Gerek yok, ben taşırım Jeon'u Bayan Lim."

Ve öyle de yaptı. Beni en arkadaki masama kadar taşıyıp sıraya yavaşça oturttu. "Uslu dur Jeon, bu meseleyi en geç yarına kadar halletmiş olacağım." Geri çekilmeden önce kulağıma fısıltısını bıraktı.

Ağzı açık bir şekilde bizi izleyen sınıftaki öğrencilerinin yüzlerindeki ifade beni güldürdü. Omuzlarımı dikleştirerek arkama yaslanırken bana göz kırpıp döndüğü gibi basamakları hızlıca indi. 

Arkadan onun fiziğini izlerken kalçasına şaplak atamadığım için içimde ukte kaldı.

Amfiden çıkacağını düşünürken direkt masanın yanında ayakta dikilen profesör Lim'in yanına ilerledi. Kaşlarıyla beni işaret ederken kısık sesle, ona fazla yanaşmadan bir şeyler söyledi. Profesör Lim'in gözleri Taehyung'un üstünden bana doğru kaydığında dudaklarımı şişirerek ofladım. Beni sınıftan ne bahanesiyle olursa olsun çıkartmamasını tembihlemiyorsa ben de Jeon değildim. Ah hadi ama...

Profesör Lim başını ufak bir onaylamayla salladığında Taehyung dudaklarına yerleşen memnun gülüşüyle, "İyi dersler." dedi. Sesi az önceye oranla daha yüksek sesle çıktığı için onu bu kez net bir şekilde duyabildim.

Geriledi ve topukları üstünde arkasını dönerek kapıya doğru yöneldi. Kapıdan çıkmadan önce başını çevirip omzunun üzerinden ufak bir açıyla bana baktığında şişen dudaklarımı büzerek ona öpücük attım.

Gülüşü genişlerken başını önüne eğip kapıya uzandığı gibi dışarıya çıktı.

*

"Changmin'in peşinden gitmemen için seni kucağında sınıfa taşıdı yani?" Jimin'in irdeleyen sesiyle kıkırdadım. "Zapt edilmesi güç biriyim malum. Özellikle de öfkelendiğimde gözüm dönüyor."

"Tamam kapının önünde indirseydi madem? Sınıfa kadar soktu ve herkes sizi gördü Kookie farkında mısın? Seviştiniz de adamla. Siz... Aranızda bir şeyler var değil mi? Aşık mı oldun lan!"

Yakalarımdan tutarak beni çekiştirerek omuzlarımı sarstığında kahkaha attım. "Aşk ne anlamam." diyerek omuz silktim.

"Sınıfa kadar kucakta taşınmalar, dekanın odasından saatlerce çıkmamalar, odadayken iş pişirmeceler, sınıftan çıkarken dekana öpücük atmalar... Bunlar pek hayra alamet değil Kookie, sen aşık oluyorsun!"

"Ya hayır Jim. Aşık falan değilim. Etkileşim, çekim gücü, seksüel tansiyon, tenlerin birbirini mıknatıs gibi çekişi. Ötesi değil."

"Gerizekalı, midenin istemediği biriyle sevişmezsin düz mantık! Önüne gelenle sevişmiyorsun sonuçta! 3 yıldır ilk kez gözlerini böyle görüyorum şapşal!"

Gözlerimi kırpıştırdım. "Ne varmış gözlerimde yahu?"

"Daha bir canlı bakıyorlar. Rengin yerine gelmiş resmen, farkında değil misin? Sen ne zaman böyle durmadan gülecek birine dönüştün? Sürekli sırıtıyorsun lan! Özellikle de dekanın konusu açıldığında."

Yüzüme pat pat gerçekleri vururken, lafını esirgemeyişi hoşuma gitti. Giydiriyordu laflarıyla, canım dostum benim. "Abartma ya, hâlâ sert ve serseriyim." diyerek yüzümdeki gülüşün silinip ciddiyet tohumlarına yerini bırakmasını sağladım. "Sen benim dekanla aramdaki etkileşimi siktir et önce kendine bak. Yoon'u ayart artık, kır şu zincirlerini, bana fenalık geliyor."