4 - Profesör Kim, Kaşıyın Beni

33.6K 2.9K 3.1K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bu fic için dehşet heyecanlıyım. Sizi feci bir bölümle baş başa bırakıyorum eheheh.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Teklifini başta reddetmeyi düşünmüşsem bile, vazgeçmiştim.

Siyah Range Rover'ın ön yolcu koltuğuna yayılmıştım. Emniyet kemerimi dahi bağlama gereksinimi duymadan bacaklarımı, aracın konsoluna doğru uzatmıştım. Keyfime diyecek yoktu.

"Hocam, aile zengin herhalde?"

Başımı gömdüğüm koltuk başlığında hafifçe kıpırdatıp onu görebileceğim açıda çevirdim. Bana yakın olan kolu direksiyonu gevşek ve telaşsızca tutarken, diğer kolu kapı kulpuna dirseği denk gelecek şekilde yaslanmıştı.

Uzun parmakları çenesi ve alt dudağı arasında mekik dokurcasına bulunduğu noktayı sıvazlarken, dudaklarını büzerek ıslık çaldı.

"Spor salonu satın almalar, son model, gıcır gıcır Range Rover kullanmalar falan." dediğimde kısık bir sesle kıkırdayıp boynunu iki yana eğerek kıtlatıp rahatlattı.

"Sanırım." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Sanırım derken?"

Bakışlarını yoldan ayırıp bana dikti. "Zenginliğimle övünmem mi gerekiyordu?" diye hırıltılı bir sesle homurdandığında alt dudağımı dişledim. Havalı herifti. Ben zengin olsam böbürlenirdim doğrusu.

Başını önüne geri çevirip bakışlarımızın kontağını kopardı. Elinin ayasıyla son derece profesyonel ve soğukkanlı bir biçimde direksiyonu çevirip sağ sapağa giriş yaptı. Hızını kesme ihtiyacı duymadan, virajı kontrollü bir şekilde almıştı.

Direksiyonun kenarında ritim tutturmak ister gibi hafif hafif vuran ince, uzun ve kemikli parmaklarına kaydı bakışlarım.

"Fakültede çok kasıyorsunuz, ama sivilde daha iyisiniz." diye mırıldandım bakışlarımı parmaklarından ayırıp yüzüne geri tırmandırdım.

Direksiyonu aniden sağa kırıp frene köklendiğinde öne doğru savsakladım. Başımı çevirip okulun otoparkında olup olmadığımızı kontrol ettim. Gelmemiştik.

Ellerimi göğsümde birleştirip konsoldaki bacaklarımı  ise ayak bileklerim üst üste gelecek konumda çarprazladım.

"Bana sokak ağzıyla konuşup haddini aşan kişi mi bunu söylüyor?" diye sorduğunda kıkırdadım. Gülerken yaslandığım konforlu koltukta omuzlarım ve başım hafifçe sallandı.

"Huyum kurusun. Ben böyle biriyim hocam." diyerek omuzlarımı fütursuz bir tavırla silktim. "Ayrıca siz de aynı karşılığı vermiş birisiniz. Argo kullanmadınız sanki hiç. Dişlerini döküp eline veririm diyen ebemdi sanki-"

"Çünkü sınırları zorlayacak kadar pervasızdın. Sözlerimin hâlâ arkasındayım." dediğinde ağzım bir karış aralandı. Sırtımı yaslandığım koltuktan ayırıp rahatımı bozacak şekilde bacaklarımı aracın zemine geri indirdim.

"Ben de sözlerimin dimdik arkasında duran, korkaklığı sevmeyen bir karakterimdir. O halde anlaştık hocam, artık her dersinizde ağzımda lolipopla sizi karşılayacağım." diyerek uzanıp omzuna pat pat vurdum.

Ardından kapı kulpunu açmak için uzandığımda, "Sen ciddili kaşınıyorsun." diye fısıldadığını işittim. Bu duraksamama sebep olurken, kapıyı açmak yerine ona doğru geri döndürdüm üst gövdemi.

Bakışlarımızı orta yolda çarpıştırdığımda, "Pardon?" diye soludum. Bana geri bir yanıt vermek yerine yola bile bakmadan direksiyonu kırıp caddeye dalış yaptı.

MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin