MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓

18 - Kucağım Söz Konusu

Haiii, ben geldiiim. Ay yorum istiyorum yooruuuum. Lütfen! O kadar bölüm yazıp güncelliyorum, emeğimin karşılığını istemek, beklemek hakkım değil mi? ^^

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Taşşaklı diyen ağzını..." diye hırlayarak ağzıma dudaklarını bastırıp geri çekildi. "Hiçbir profesörle benim kadar yakın olmadığını gayet iyi biliyorum Jeon, inan bana. Ve senin de bu durum aklına takılmasın, yaş farkına, reşit olduğun için takılmam ben. Takılmış olsam sana yakınlaşmazdım zaten."

"Sus ve öp beni o zaman!" diye bağırarak kravatından yakalayarak onu kendime çekip dudaklarımızı kavuşturdum.

Hırçın bir buluşmayla birleşen dudaklarımızla birlikte ellerimi boynuna dolayıp onu kendime daha çok çektim.

Kasıklarını bacaklarımın arasına bastırdı. Ağzını kocaman açarak dudaklarımı komple ağzının içine çekip sertçe emdiğinde ağzının içine kesik kesik inledim.

Ellerini, kalçalarımın iki yanında oturduğum taşa yaslayarak beni hunharca öptü. Öpücüğüne bu kez karşılık verdiğimi fark ettiği için hoşnut olmuş, öpücüklerini mümkünmüş gibi daha da haşinleştirmişti.

Islak ıslak öpüşme seslerimizi bastıran tok adım sesleri olunca başımı geriye çekerek dudaklarımızın ayrılmasını sağladım. "Biri geliyor."

"Gelsin." dedi ve çenemden yakalayarak dudaklarıma yeniden yapıştı. Hay sikeyim, öğrencilerden biri bizi öpüşürken görürse bunu okula anında yayardı. Her ne kadar ona sakso çekeceğimi söylesem bile bunu yakalanmadan yapacağım için kendime güvenim tamdı.

Ben kovulmayı göze alırdım, ama benim yüzümden kariyeri çöp olsun istemezdim yani. Her ne kadar okulu satın almak üzere olduğunu ve yarın da okulun sahibi olacağını söylemiş olsa bile, riskliydi. Şimdiden kendimizi ele vermemize gerek yoktu.

Omuzlarından itekleyerek doyamadığı dudaklarımdan onu bir kez daha koparmak durumunda kaldım. "Git kabinlerden birine gir Kim."

"Ya niye? Öğrenciler öğrense kaç yazar? Dünya alem öğrense kaç yazar, sikimde değil." Beni yeniden öpeceği sırada bacaklarımın arasında yeniden girmesini beklemeden zemine atladım. Ayaklarının üstüne bastığımda hırladı.

Ayakkabılarımla onun ayakkabılarına denk gelecek şekilde aşağıya atlamıştım. Kıkırdayarak yanağından öptüm ve kapıya uzandım.

Tam o sırada kapı açıldığında cebimden çıkarttığım telefonu kulağıma yasladım. İçeriye giren öğrenciyi görmemiş gibi davranarak telefonla konuşma numarası yapıp dışarıya çıktım.

Onun sınıfının olduğu koridorda ilerlerken, arkamdan çıkıp çok geçmeden bana yetişmişti. Telefonu çoktan kulağımdan indirip cebime geri tıkıştırmıştım.

"Gidecek misin?"

"Hmm, eve geçmeden Jin'in yanına uğramam lazım. Bizimkiler orada şu an."

Yüzü düşerken ensesini sıvazladı. "En son ettiğim teklifim hâlâ geçerliydi ama, sanırım reddediyorsun."

"Aklımı çeliyorsun." dediğimde dudakları beğeniyle büküldü. "Teklifimi başka bir günde gerçekleştirebiliriz, sorun değil. Arkadaşlarının yanına git, akşam spor salonuna uğrar mısın? Geçeyim mi?"

"Neden ki?" diye sorduğumda yarım ağız gülümsedi. "Ona göre spor salonuna gelirim."

"Beni görmek için yani?"