(+18 yetişkin içerik)
Okulda kimsenin bulaşmaya cüret edemediği, çete lideri Jeon Jungkook herkesin onu üstün görmesini ve ona itaat etmesini severdi, kibirliydi. Üniversitenin kralı derlerdi ona. Ta ki okuduğu üniversiteye mafya Kim Taehyung profes...
Haiii, buraya fice başladığınız tarihi alabilirim! Xx
UYARI!: Bu kurgu kan, vahşet, şiddet, cinsellik,kaos,yaş farkı, öğrenci öğretmen ilişkisi, argo kelimeler, rahatsız ögeler içermektedir. Yaşı küçük ve çabuk etkilenen okuyucuların okumasını tavsiye etmiyorum!
+++++
Kim Taehyung 35 yaşında, Korenin en büyük mafya lideri ve mafya kimliğini gizleyerek üniversitede profesör görevine başlıyor.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
+
Jeon Jungkook, üniversite 3. Sınıf öğrencisi, 21 yaşında.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Okulda kimsenin bulaşmaya cüret edemediği, çete lideri Jeon Jungkook herkesin onu üstün görmesini ve ona itaat etmesini severdi, kibirliydi. Üniversitenin kralı derlerdi ona. Ta ki okuduğu üniversiteye mafya Kim Taehyung profesör olarak gelene dek...
*
Son olarak gelecek bölümlerden ufak bir alıntı bırakıp kaçıyorum^^
+
"Çıkarttığın bütün kavgaları benim yanımdayken yap bir de Jeon." Dudaklarından sıyrılan duman eşliğinde, keskin bakışları üzerime kilitlendi.
Alt dudağımdaki piercingime dil atarak oynarken kaşlarımı alaycı bir şekilde havaya kaldırdım. Aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi kapattığım gibi masanın üstünden eğilerek ona doğru uzandım ve dudakları arasında sıkıştırdığı sigarasını büyük bir cüretkârlıkla kaptım.
Dudaklarının değdiği sigarayı kendi ağzıma yerleştirirken, "Çıkartırım." dedim ona meydan okuyarak. Bu gözükara ve kendimden emin tavrım karşısında dilini damağına vurarak şaklattı.
"O halde kucağımdayken de çıkartmayı dene." Derin sesi kulaklarıma çarpıp geçtiğinde dudaklarımın arasında unuttuğum sigarayı yavaşça iki parmağımın arasına alıp dumanı usulca havaya saldım.
Boynumu hafifçe omzuma doğru eğerken, kendimi beğenmiş bir havayla söze atıldım.
"Kucağınızda kavga mı çıkartmamı daha çok istiyorsunuz, yoksa kıyafetlerimi mi?"
