Haiiii, ben geldiiim. Sahur öncesi yine bölüm yetiştirmeye çalıştııım. İnanılmaz hızlı yazdığım için yazım yanlışlarımı düzeltme fırsatım olmadııı. Yazım yanlışlarım varsa affoluna.
Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
"Sen kafayı mı yedin? Adam gay olduğumu bile bilmiyor , kalbine iner!" diye çıkıştığımda kıkırdadı. "Babanın mafya lideri bir damat adayı olduğunu bilmesi hakkı." dedi ve elimden yakaladığı gibi parmaklarımızı birleştirip yaslandığım kapıdan ayrılmamı sağlayıp yürümeye başladı.
Adımlarına ayak uydurmak durumunda kalırken, başımı iki yana salladım. "Taehyung, damdan düşer gibi söylenmez. Cidden olmaz."
"Oldururuz güzelim, sen sevgiline bırak, ben hallederim." dedi kendinden emin bir tavırla, böbürlene böbürlene.
Salon kapısına vardığımız anda ayak tabanlarımı zemine sabitleyerek içeriye girmeden önce onu durdurmak için çekiştirdim. "Sorun ne güzelim? Hani çekinmiyordun babandan?"
Sesi kısık olmasına rağmen, altındaki iğneleyici tınıyı bana hissettirmişti. Gözlerimi kısarken, omzuna pat diye yapıştırdım. "Erkek bir sevgilimin olduğunu öğrenmesinden önce gay olduğumu söylemeliyim ve bunu benim söylemem daha doğru olur."
"Kore'nin en büyük mafya lideri olan sevgilin." diye düzelttiğinde elimle ağzını kapatarak onu susturdum. "Sus, duyacak şimdi." dedim sitem edercesine çatık kaşlarım eşliğinde, sadece onun duyabileceği ölçüde söylenerek.
"Seni şimdilik arkadaşım olarak tanıtacağım, içeride bozuntuya verme." diye onu tembihlediğimde gözlerini tavana doğru yükseltirken dudaklarını düşünceli bir şekilde büktü.
Oflayarak omzunun üzerinden salon kapısını kontrol ettim. Bulunduğumuz açıdan babama dair bir gölge bile yoktu. Muhtemelen her bana geldiğinde oturduğu tekli koltuğa geçmişti. O da en köşede olduğu için kapıya en uzak bölümde kalıyordu. Haliyle bizi o açıdan görebilmesi mümkün değildi.
Bunun verdiği fırsatla eğilip ağzına ıslak bir öpücük kondurup geri çekildim. "Sessiz kal Taehyung, konuşma. Yorum yapma, soru sorarsa uçarı cevaplar verme. Zaten sormaz, konuşmayı çok seven biri değildir babam."
"Damadıyla konuşmayı seveceğine eminim." dediğinde ağzım kocaman açıldı. Ellerimi belime yaslayarak ona dik dik baktım. "Ben ne diyorum, sen ne diyorsun ya!"
Kıkırdayarak çenemden yakaladığı gibi ağzımın ortasına uzun, sert bir öpücük kondurdu. Dudaklarımızı ayırdığı anda salondan içeriye bodoslama girerken, derin bir nefes alıp peşinden salona daldım.
Babam tahmin ettiğim köşede, tekli koltuğunda oturuyordu. Benim içeriye girmemle birlikte bakışları televizyondan ayrılarak bana doğru kaydı.
Topalladığımı fark etmemesi için çabalasam da, çatılan kaşları bunu çoktan anladığı düşüncelerimi onayladı. "Sen niye topallıyorsun Jungkook?"
"Benim yüzümden." Taehyung aniden araya girince babama doğru ilerlemeye son verip olduğum yerde duraksarken gözlerimi faltaşı gibi açmış bir şekilde, yanımda duran Taehyung'a ters ters baktım. Benim duraksamamla birlikte o da yürümeye son vermişti.
Arkasında kalan masanın sandalyesine kalçalarını abanıp yaslarken ellerini göğsünde çaprazlayıp bana göz kırptı.
"Ne demek senin yüzünden? Sen kimsin ki? Jungkook yeni bir arkadaşın mı?"
"Aslında sevg-"
"Evet hahaha. Hayır yani, arkadaşım ama şey-"
"Öğretmeniyim, Fransızca dersleri veriyorum üniversitesinde." Taehyung'un yine araya girmesiyle başımı duvara vurma isteğimi bastırdım.
DU LIEST GERADE
MR MAFIA PROFESSOR • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik) Okulda kimsenin bulaşmaya cüret edemediği, çete lideri Jeon Jungkook herkesin onu üstün görmesini ve ona itaat etmesini severdi, kibirliydi. Üniversitenin kralı derlerdi ona. Ta ki okuduğu üniversiteye mafya Kim Taehyung profes...
